Yemeyenin malını yerler anlamı
* Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar. Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler.
* Kişi çalışıp kazandığı parayı harcamasını bilmese, kendisinden sonra gelecekler bol bol harcar. İnsan, ihtiyaçlarını karşılamak, daha rahat bir yaşam sürmek için çalışır, çalışmak zorundadır. Çalışmasının karşılığında kazandığı parayı bu ihtiyaçları için harcamasını bilmelidir. İhtiyaçlara harcanmayan paranın hiçbir değeri yoktur. Kimileri kazandıkları parayı, cimriliklerinden harcamaya kıyamaz, biriktirdikçe biriktirirler. Cimrilikleri yüzünden doğal olan ihtiyaçlarını bile karşılamazlar. Öldüklerinde de bir yığın para ve mal varlığını, istemeseler bile mirasçılarına bırakırlar. Mirasçılar da, onların harcamaya kıyamadığı paraya bol bol harcayarak yaşamın keyfini çıkarırlar.
* Cimrinin yemeye kıyamayıp biriktirdiği dünyalığı o öldükten sonra mirasçılar pay eder ve bir güzel yerler.
Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir
* Bir işteki güçlüğü, çekilen sıkıntıyı, o işin içinde olanlar, o işi başarmaya çalışanlar bilir; işin sadece sonucundan yararlananlar ise bundan habersizdirler.
* Bir iş yapılırken ne güçlükler çekildiğini, o işi yapmış ve başarmış olanlar bilir; olayın dışında kalan ve başarılmış işten yararlanan kimse bilmez.
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur
Az yiyen açlıktan yeterince uyuyamaz. Çok yiyen de midesi dolu olduğundan iyi uyuyamaz. Bu bakımdan, iyi uyuyabilmek için ne az yemeli ne de çok.
Aç doymam, tok acıkmam sanır
* Uzun süre yokluk içinde olan aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, tatmin olmaz, yetmeyeceği duygusunu taşır. Tok, yani varlıklı insan ise var olanla yetinir gibidir, elindekilerin bir gün gelip tükeneceğini düşünmez, yeni kazanç yollarına başvurmaz, dahası elindekileri bilinçsizce harcamaya devam eder.
* Aç insan, yeterinden çok yiyecek ister. Tok insan da kendisine yiyecek sey gerek değil gibi davranır. Sözgelisi yoksul kisi, kazandıkça daha kazanmaya çalısır. Varlıklı kisi ise durumunun sürüp gideceğini sanır da kazanç yollarına basvurmaz. Dahası, elindekini de savurur.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
* Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur.
* Bir iş yada durumdaki tedbirsizlikten canı yanan insan, bundan sonra kılı kırk yarmaya, aşırı önlemler almaya koyulur. Bir davranışı kendisine pahalıya mal olan kimse, benzeri durumlar karşısında çok ihtiyatlı davranır.
* Bir işten büyük zarara uğramış kişi, buna benzer işleri yaparken aşırı özen gösterir.
Armudun iyisini ayılar yer
Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara layık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar. Bu da gösteriyor ki, insanlar gelişen olaylara çok kez engel olamazlar ve güzel şeyleri, genellikle ona yaraşır durumda olmayanlar elde eder.
Açın karnı doyar gözü doymaz
* Uzun zaman aç kalmış biri, yaşadığı sıkıntıları unutamaz. Bol yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyurduğu halde bile içinde yine aç kalmak korkusu vardır. Onun için yemek başından kalkmak istemez; gözü yiyeceklerde kalır.
* İhtiraslı, aç gözlü kişiler elindekiyle yetinmez, daha fazlasını ister.
* Uzun süre aç kalan kimse, bu durumun sıkıntısını uzun süre unutamaz. Yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyursa bile yine aç kalma korkusunu hisseder. Bundan dolayı yemeğin başından kalkmak istemez; aklı fikri yiyeceklerde olur. / Hırslı kimse amacına ulaşsa bile bununla yetinmez, doymak bilmez.
Aç gezmekten(ise) tok ölmek yeğdir (evladır)
* Beslenmek her canlının temel ihtiyacıdır, aç kalan kişi sağlıklı ve istediği şekilde hayatını sürdüremez, yaşamanın tadına varamaz. Bu nedenle, ölürken bari tok olmak arzular.
* Sürekli olarak aç kalan kişi, karnını doyurma uğruna ölümü göze alabilir. Aç ölmektense, ya karnımı doyururum ya da ölürüm kurtulurum şeklinde düşünebilir.
Açın koynunda ekmek durmaz
Kazancı az olan kişi, kazandığı parayı ihtiyaçları için hemen harcamak zorunda kalır, bu nedenle, yarın için bir şey artıramaz, birikim yapamaz.
Papaz her gün pilav yemez
* Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
* Birkaç kez yaptığını gördüğünüz işi bir kimseye her zaman yaptırmak isterseniz onu usandırırsınız. Hiçbir konuda insana “yeter artık!” dedirtilmemelidir.
* Bir işin sürekli yapılması veya yaptırılması kişide bıkkınlık yaratır. Çevremizdekilerle iyi ilişkilerin sürmesi için, istek ve bekleyişlerimize dur demesini bilmeliyiz. Bir zamanlar küçük bir yardımını gördüğümüz bir kişiden her zaman aynı davranışı beklemeye hakkımız yoktur. Böyle bir anlayış onun yakınlığını sömürmek anlamına gelir. Oysa bir vesile ile kurulan yakınlığı sürdürmek için çabalamamız daha doğru olur. Aksi halde, bir kişiye aynı işi gereksiz yaptırmaya kalkarsak Veya zorunluluk karşısında bize bir iyilik yapaiı birinden ayjıı iyiliği tekrar tekrar istersek, sonunda dayanamayıp, bize «yeter artık» diyecek, kurulan ilişkiyi de bozmaktan çekinmeyecektir.
Aç ayı oynamaz
* Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır.
* Kendilerinden bir şeyler beklediğimiz kişilerin beklediklerimizi vermelerini istiyorsak, ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış
* Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır, olmayacak düşler kurar.
* Kim neyi, nasıl görmek isterse, kimin hayattan ne beklentisi varsa onu görür.
* Yoksul kimse hayal dünyasında yaşar, bolluğa ermiş gibi düşünür ve kurduğu hayal dünyasını şekillendirmekle meşgul olur.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme
* İnsan çoklukla nefsine yenik düşer. Kendini pek çok konuda ön plâna çıkarmak, ne kadar becerikli ve akıllı olduğunu belirtmek ister. Bu durum onun böbürlenmesine, “ben olsaydım öyle değil, böyle yapardım; şunu yapsaydı kötü duruma düşmezdi; ben asla onun yaptığı gibi kötü bir şey yapmam; o sözler de söylenir miydi?” gibi sözler sarf etmesine sebep olur ki, böyle bir tavır sergilemek son derece zararlıdır. Dünya ve insanlık hâli bu, öyle bir gün gelir ki, yerip kınadığımız kişinin başına gelenler bizim de başımıza gelebilir ve gülünç duruma düşebiliriz. Bu sebeple ağzımızdan çıkacak söze dikkat etmeli, büyük söz söylemekten kaçınmalıyız.
* Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemeli ve Asla emin olmadan önemli şeyler söyleyip utanılacak duruma düşme” anlamında bir söz.
* Olayları dışarıdan seyredenler için olup bitenler ne kadar kolay ve basit görünür. Oysa hiçte öyle değildir. Bundan dolayı hiçbir kimse başkalarını kınayıp “ben böyle yapmazdım, ben böyle kötü duruma düşmezdim”, gibi sözler söylememelidir. Dünya bu, birgün aynı olaylar kınayanın başınada gelebilir.