Aklını peynir ekmekle yemek deyiminin anlamı
* Saçma ve anlamsız bir davranışta bulunmak yada bir şey söylemek.
* Mantığa aykırı işler yapmak. İnsanların kabullenmediği tarzda şaşkınlık verecek derecede çılgın akla aykırı işlerde bulunmak.
* Akılsızca, şaşkınca, delice işler yapmak.
Örnek: Misafirliğe böyle gidilir mi? Sen aklını peynir ekmekle mi yedin?
Haram yemek deyiminin anlamı
* Dini ölçütlere göre haram olan bir malı kullanmak, pil rayı harcamak ya da yiyeceği yemek.
* Dini inançlara aykırı olarak kazanç sağlamak, haksız olarak bir şeye el atmak.
Örnek: İnsan ol, haram yemek insana kâr getirmez.
Ayvayı yemek deyiminin anlamı
Kötü duruma düşmek, işi bozulmak.
Örnek: Bu kez gerçekten ayvayı yedik.
Örnek 2: Bu dağ başında mazot biterse ayvayı yedik.
Örnek 3: Babam da geldi, asıl şimdi ayvayı yedik.
Örnek 4: Ben ayvayı on sekiz sene önce yedim.
Başının etini yemek deyiminin anlamı
* Sürekli olarak, bıktırıncaya kadar, ısrarla birinden bir şey istemek; bu sebeple onu rahatsız edip üzmek.
* Karşısındakini bezdirinceye, bıktırıncaya kadar sürekli konuşmak veya bir şeyler söylemek.
Örnek: Tamam kızım, alacağız o oyuncağı, yeter başımın etini yediğin!
Örnek 2: Sinemaya gidelim diye sabahtan beri başımın etini yedin.
Örnek 3: Çocuklar gidelim diye başımın etini yedi.
Damga yemek deyiminin anlamı
Kötü bir yargıya veya nitelenmeye uğramak.
Örnek: Adamcağız suçsuz yere damga yemişti.
Örnek 2: Hiçbir hatası olmamasına karşın damga yemişti.
Feleğin sillesini yemek deyiminin anlamı
Büyük bir felakete, yıkıma uğramak.
Örnek: Feleğin sillesini yediğinden beri insanlarla ilişkileri bozuldu.
Örnek 2: Feleğin sillesini yedim işte, şu gencecik yaşımda.
Örnek 3: Anlıyorum ki, sen daha feleğin sillesini yememişsin.
Hazırdan yemek deyiminin anlamı
Yenisini kazanmaksızın daha önce kazandıklarını harcayarak geçinmek, yaşamak.
Örnek: Hemen her gün bir bahane buluyor, çalışmıyor ve hazırdan yiyiyordu.
Başını yemek deyiminin anlamı
* Birinin ölümüne veya yok olmasına sebep olmak.
* Birini büyük zarara sokmak.
* Bir kimsenin büyük zarar görmesine ya da ölmesine yol açmak.
* Güç duruma düşmesine yol açmak.
Örnek: Ruhsuz herifler adamın başını yemek için yarışa giriştiler.
Örnek 2: Birbirlerinden şüphelensinler, birbirlerinin başını yesinler.
İçi içini yemek deyiminin anlamı
* İstediğini yapamamaktan üzülmek.
* Dert etmek.
Örnek: Kimseye de bir şey anlatamadım, içim içimi yedi.
Örnek 2: Yarışmada dereceye giremiyorum diye içi içini yiyor.
Örnek 3: Babamın verdiği işi zamanında bitiremeyeceğim diye içim içimi yiyordu.
Örnek 4: İki gündür adamın parasını veremedim, içim içimi yiyor.
Zılgıt yemek deyiminin anlamı
Azar işitmek, paylanmak.
Örnek: Senin yüzünden, öğretmenden zılgıt yedik.
Örnek 2: Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu. (R. N. Güntekin)
Tencerede pişirip kapağında yemek deyiminin anlamı
* Elde olanla yetinmek, fazlasına ihtiyaç duymamak.
* Geçim konusunda tutumlu bir yaşam sürmek, kıt kanat geçinmek, olanıyla yetinmek.
Papara yemek deyiminin anlamı
Çok azarlanmak, iyice azar işitmek.
Örnek: Çabuk olun, annemden papara yemek istemiyorum.
Parmaklarını yemek deyiminin anlamı
* Yemeği çok beğendiğini ifade etmek için kullanılır.
* Bir yemeğin çok lezzetli olduğunu anlatmak için kullanılır.
* Yenilen şeyin çok güzel ve lezzetli olması.
Örnek: Böreği değil, parmaklarımızı yedik âdeta.
Örnek 2: Makarna o kadar güzeldiki parmaklarımı yedim.
Para yemek deyiminin anlamı
* Lüzumsuzca para harcamak.
* Çalıştığı kurumun parasını çalmak.
* Kendi istekleri uğruna, gerekli gereksiz demeden bol bol para harcamak.
* Görevinin olanaklarını kötüye kullanarak, bir işi yapmak için birinden yasadışı para almak, rüşvet almak.
Örnek: İnsanlar artık açıktan para yiyorlar.
Yemeden içmeden kesilmek deyiminin anlamı
Bir üzüntü, korku ya da heyecan sebebiyle yiyemez duruma gelmek, iştahı kapanmak.
Örnek: Yemeden içmeden esildi, âşık mıdır nedir?
Nane yemek deyiminin anlamı
Uygunsuz bir iş yapmak, bir davranışta bulunmak.
Örnek: Yediği naneye bak şunun.
Halt yemek deyiminin anlamı
Yakışıksız davranmak, uygunsuz bir söz söylemek veya kötü bir şey yapmak.
Örnek: Halt yemişsin, bir de utanmadan anlatıyorsun.
Örnek 2: Bu diziye kötü diyen halt yemiş.
Örnek 3: Size o sözü söyleyen arkadaş halt yemiş, kusuruna bakmayın.
Birbirini yemek deyiminin anlamı
İki ya da daha çok kimse birbiriyle uğraşmak, birbirine kötülük etmek, birbiriyle didişmek, çekişmek.
Çiğ çiğ yemek deyiminin anlamı
Bir kimseye, elinden gelse parçalayacak denli öfkelenmek.
Örnek: Onu elime geçirirsem çiğ çiğ yiyeceğim.
Kaymağını yemek deyiminin anlamı
Bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek.
Örnek: İşin kaymağını yiyen yüzde onluk bir kesim.
Örnek 2: Onlar, bu işin kaymağını yeme derdindeler.
Ye kürküm ye deyiminin anlamı
Saygının kişiliğe karşı değil, zenginliğe, varlığa, giyim ve kuşama karşı gösterildiğini anlatmak için kullanılır.
Yediği önünde yemediği arkasında deyiminin anlamı
Bolluk, refah, varlık içinde yaşayanlar için söylenir.
Örnek: Onun yediği önünde, yemediği ardında; daha ne istiyor ki!
Örnek 2: Yediğin önünde, yemediğin ardında; bu dünyada işin iş.
Yemede yanında yat deyiminin anlamı
İstek uyandıran, görünüşü çok çekici olan, çok lezzetli yemekler için kullanılır.