Temizlik yapmak deyiminin anlamı
* Temizlemek.
* Öldürmek.
* Zararlı şeyleri yok etmek.
Örnek: Ovadaki İslam köylerinde nasıl temizlik yapılacağını müzakereye koyuldular. (Ö. Seyfettin)
Bal dök de yala deyiminin anlamı
* Bir yerin çok temiz olduğunu anlatan bir söz.
* Bir yerin çok temiz, pırıl pırıl olduğunu anlatmak için kullanılır.
Örnek: Nuri, şöyle böyle ama teyzen çok temiz bir kadına benziyor. Evin her tarafına bal dök de yala. (H. R. Gürpınar)
Örnek 2: Bir evi var, bal dök de yala, arabasına da çok titiz bakar.
Örnek 3: Odayı öyle elden geçirmiş ki bal dök de yala!
Örnek 4: Tüm camlar pırıl pırıl oldu, bal dök de yala!
Örnek 5: Bak anne! Masayı temizledim, bal dök de yala!
Hesabını temizlemek deyiminin anlamı
Borcunu ödemek.
Örnek: Haftaya tüm market hesabını temizlerim.
Kabasını almak deyiminin anlamı
* Biçim verilecek bir maddenin gereksiz yerlerini gidermek.
* Bir yeri veya bir şeyi gelişigüzel, üstünkörü temizlemek.
* Ayrıntıya kaçmayan, görünenleri gideren bir temizlik yapmak.
Örnek: İnşaat bitti, şimdilik evin kabasını aldık.
Örnek 2: Kedi heykelim bitiyor, kabalarını alıp getiririm.
Kar gibi deyiminin anlamı
Çok beyaz, çok temiz, bembeyaz, tertemiz.
Örnek: Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. (O. Rifat)
Örnek 2: Çarşaflar yıkanınca kar gibi oldu.
Örnek 3: Kar gibi bir gelinlikle karşımıza çıktı.
Silip süpürmek deyiminin anlamı
* Evi, ortalığı temizlemek.
* Ne var ne yoksa hepsini yemek.
* Ne var ne yok hepsini alıp götürmek veya yok etmek
Örnek: Büyükdere’den yanına bir sepet kiraz aldığı vakit, sandalda bütün kirazı silip süpürür. (S. Birsel)
Örnek 2: Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son ümitlerini de silip süpürmüştü. (E. E. Talu)
Sütten çıkmış ak kaşık gibi olmak deyiminin anlamı
Temiz, saf olmak.
Örnek: O da bu konuda suçlu, sütten çıkmış ak kaşık gibi davranamaz.
Toz almak deyiminin anlamı
Bir yerin tozunu temizlemek.
Örnek: Evi süpürmüş, toz almış, eşyaları yerleştirmişti.
İşi temizlemek deyiminin anlamı
Sorunu çözmek, sorunu çözüme bağlamak.
Örnek: Bu işi sen başımıza bulaştırdın, işi temizlemek de senin görevin.
Kanı temizlenmek deyiminin anlamı
Öldürülenin arkasından, öldüren kişi veya yakınlarından birini öldürerek öç almak.
Örnek: Hırto aşireti, kanı temizlenmek için birini görevlendirmiş.
Namusunu temizlemek deyiminin anlamı
Ahlak ve onuruna ters düşen bir durumdan kurtulmak için birini veya kendini öldürmek.
Örnek: Mahkemede namusumu temizledim diye ifade verdi.
Kendini (birini) temize çıkarmak (çıkartmak) deyiminin anlamı
Aklandırmak.
Örnek: Sonra kendini büsbütün temize çıkartmak için üstünün ve eşyasının aranmasını istedi. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Ablasını temize çıkarmak için iki yıl uğraştı.
Örnek 3: Suçu başkasına atıp, abisini temize çıkarmaya çalıştı.
Namusu temizlenmek deyiminin anlamı
Bir işin içinden kendi saygınlığını yitirmeden çıkmak.
Örnek: Öyleyse evvela, senin istediğin dava görülmüş olur. Yani hırsız olmadığın meydana çıkar. Namusun temizlenmiş olur. (Ö. Seyfettin)
Örnek 2: Namusu temizlenmek için bu parayı bugün teslim etmemiz lazım.
Temiz bir dayak atmak deyiminin anlamı
Adamakıllı dövmek.
Temiz bir dayak yemek deyiminin anlamı
Adamakıllı dayak yemek.
Örnek: Yaramazlığı bir yana, çocukları da azdırdığı için temiz bir dayak yemiş olmalı. (A. Kutlu)
Temiz tutmak deyiminin anlamı
Bir şeyi kirletmeden, bozmadan kullanma, temiz olmasına özen göstermek.
Temize çekmek deyiminin anlamı
* Bir yazının karalamasını temiz olarak yazmak.
* Karalama hâlindeki bir yazıyı yeniden, silintisiz ve kazıntısız bir şekilde kâğıda yazmak.
Örnek: Bizim yazarımız temize çektikten sonra romanı elinde dolaşır dururdu kapı kapı. (N. Cumalı)
Örnek 2: Ödevlerinizi temize çekin.
Temize çıkmak deyiminin anlamı
* Aklanmak.
* suçlu sanılan kişinin suçsuz olduğu anlaşılmak.
* Bir kimsenin suçsuz olduğu anlaşılmak.
Örnek: Gazete kendi evin, temize çıktığın gün gelmezsen küserim bak. (A. İlhan)
Örnek 2: O yapmadı, temize çıkacak, göreceksin!
Temize havale etmek deyiminin anlamı
* Uzayıp giden bir işi bitirivermek.
* Yiyeceği yiyip bitirmek.
* Argo kısa yoldan çözümlemek, çabucak bitirmek.