El Hamra Sarayı, Endülüs Emevilerinin İspanya’daki en önemli mimari eserlerinden biridir. Gırnata’da bulunan yapı kale ve saray olarak inşa edilmiştir. Yapılışında kırmızı tuğla ve kiremit kullanıldığı için kırmızı anlamına gelen El Hamra denilmiştir. El Hamra tüm şehri ayakları altına alabilecek stratejik bir noktada konuşlandırılmıştır. Müslümanlardan sonra tahrip edilen ve bazı depremlerde hasar gören yapı daha sonra koruma altına alınarak günümüze kadar gelmiştir.
Elhamra sarayının temelleri 1232 yılında, Endülüs Emevilerinin devamı olan Güney İspanya’da, Beni Ahmer Sultanlığı devletini kuran Nasri hanedanı I. Muhammed bin Yusuf zamanında atılmıştır. Sabika tepesinden Granada şehrine hükmeden Elhamra Sarayı, Darro ve Ganil ırmaklarına bakan sarp bir tepenin üzerindeki bir düzlükte kurulmuştur. Saray, aynı sülaleden gelen çeşitli hükümdarlar’ın III. Ebu Abdullah Muhammed, I. Ebul Haccac Yusuf, V. Muhammed dönemlerinde yapılan ilavelerle genişletilerek 142.000 m² alanı kaplamıştır. Bu tepeye Kal’âtül Al-Hamra (el-Hamra) ismini ilk olarak Sevvar b.Hamdun el Kaysi adındaki bir Arap komutan tarafından (888–912) yıllarında yazdığı biyografide kullanmıştır. Bu tepeyi Kala’ât al-Hamrâ’ üzerinde bulunduğu ve kendisiyle inşa edildiği toprağın rengini taşıması itibariyle “Kızıl Kuleler” olarak nitelendirmiştir.
El Hamra’nın hikayesi 9. yy’a kadar gider. 889 yılında askeri bir amaç uğruna çok küçük bir yapı inşa edilmiştir. 13. yy’da bu yapı yıkık dökük olarak Nasirler’in kurucusu Muhammed bin Al- Ahmar tarafından kontrol edilmeye başlanmıştır. Nasirlilerin bölgedeki hakimiyeti süresince ise El Hamra Sarayı daha da büyütülmüştür.
İlk başta gözlem evi olarak kullanılan Saray 1. Muhammed’in 1273’teki ölümünden sonra Mohammed II (1273-1302) and Mohammed III (1302-1309) dönemlerinde de genişletilmeye devam edilmiş ve cami yapılmıştır. Fakat asıl büyüme Yusuf I (1333-1353) and Mohammed V (1353-1391) zamanlarında gerçekleşmiştir. Çoğu inşa bu dönemlerde yapılmıştır.
El Hamra birbirine bağlı sayısız odalardan, geniş avlulardan oluşmaktadır. Fakat El Hamra’yı benzersiz kılan bu değildir. El Hamra’yı benzersiz kılan mimarideki kusursuz ahenktir. Sayısız yapıların hepsi uyum içerisindedir. İslam mimarisinin o dönemde geldiği en üst noktalardan biri olarak gösterilir.