Dağda büyümüş deyiminin anlamı
* Kaba ve görgüsüz kimse.
* Yol yordam bilmez, görgüsüz ve kaba saba kişi.
Örnek: Dağda büyümüş gibi konuşmayı bırak.
Kaldırım çiğnemek deyiminin anlamı
Şehirde yaşayarak görgüsü artmak.
Örnek: Yıllarca kaldırımları boşuna çiğnemedik.
Örnek 2: On yıl İstanbul’da kaldırım çiğnemiş insanız.
Keleklik etmek deyiminin anlamı
Görgüsüzlük, bilgisizlik nedeniyle karşısındakinin gerçek amacını anlayamamak.
Örnek: Baba ben bir keleklik ettim, kusuruma bakma.
Mürekkep yalamak deyiminin anlamı
Çok okumuş, öğrenim görmüş, kültürlü, yazmış olmak.
Örnek: Herhâlde aile terbiyemin, görgümün ve az buçuk mürekkep yalamış olmamın da bu Tanrı vergisini beslemekte tesiri olacaktır. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: O kadar yıl mürekkep yalamak, her insanın işi değil.
Örnek 3: Mürekkep yalamak, seni çok değiştirmiş emmoğlu.
Odun gibi deyiminin anlamı
Anlayışsız, görgüsüz, kaba.
Örnek: Ne talihsiz biriyim, odun gibi bir kocaya denk geldim.
Örnek 2: Çocuklara karşı odun gibi davranmazsan sevinirim.
Ot gibi deyiminin anlamı
* Bilgisiz, görgüsüz, değersiz olan.
* Amaçsız, zevk almadan (yaşamak)
Örnek: ocukları ot gibi olmasın diye, okumaları için her imkanı sağladı.
Örnek 2: Ot gibi insandan akıl mı alıyorsun?
Örnek 3: Tatile girdik, evde ot gibi yaşayıp duracak mıyız?
Örnek 4: Burada ot gibi yaşamaktansa, kasabaya gider çalışırım.
Ot gibi yaşamak deyiminin anlamı
Amaçsız, beklentisiz gün geçirmek.
Örnek: Ot gibi yaşamak sana rahatsızlık vermiyor mu?
Örnek 2: Artık ot gibi yaşamak yok, biraz hayatıma renk katmalıyım.
Örnek 3: Bu hayata ot gibi yaşamak için gelmiş insanlar bana çok itici geliyor.
Şenlik görmemiş deyiminin anlamı
Terbiyesiz, görgüsüz (kimse).
Taşralı kalmak deyiminin anlamı
Bir kimse taşrada edindiği görgü, örf ve âdetleri bırakmamak.
Örnek: Şehirli görünmek gururu kasaba kızının İstanbul”dan aldığı ilk kötü huy oldu; birkaç hafta geçince babasıyla anasının yeni hayata kendisi gibi uyamayacaklarını, taşralı kalacaklarını anlayınca hırçınlaştı. (R. H. Karay)
Örnek 2: Yıllar geçti ancak Davut amca hala taşralı kalmakta ısrar ediyor.
Yol iz bilmek deyiminin anlamı
* Gideceği yolu ve yeri bilmek.
* Görgülü davranmak.
Örnek: Buralar çok karışık, yol iz bilmezsen yolda kalırsın.
Örnek 2: Yol iz bilmeyen kişilerin peşine takılma.
Kibarlık taslamak deyiminin anlamı
* Kibar olmadığı hâlde kibar gibi görünmeye çalışmak.
* Nazik ve kibar olmadığı hâlde nezaket gösterisi yapmak.
Örnek: Toplum içinde kibarlık taslamasına aldanma.
Üstünden (paşalarından) kibarlık akmak deyiminin anlamı
Aşırı derecede kibar davranmak.
Örnek: Akşamki davette senin oğlanın üstünden kibarlık akıyordu.
Örnek 2: Okulda ablamın üstünden kibarlık akıyor, ama evde bir başkası oluyor.
Örnek 3: Üstünden kibarlık akan bu arkadaşın kim?