Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in, “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederek karşıladığı rahmeti, bereketi ve mağfireti bol üç ayların habercisi kabul edilen Regaip Kandili 11 Ocak 2024 Perşembe günü idrak edilecek.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Beş gece vardır ki duâ reddolunmaz: Receb’in ilk gecesi, Şaban’ın on beşinci gecesi, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı gecesi, Kurban Bayramı gecesi.” buyuruyor. (Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no: 3952)
Regaip Kandilinde yapılacak dua ve ibadetler
1) Namaz Kılmak
İbadetle ihya edilmesi daha kuvvetli faziletli gün ve gecelerde nafile ve kaza namazı kılınması tavsiye edilir. Ahiret yolcusunun bu geceleri boş geçirmesi münasip değildir. Çünkü bunlar, hayır mevsimleri ve kârı bol olan gün ve gecelerdir.
Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)
Âsım bin Damre (r.a) anlatıyor:
“Hz. Ali’ye Peygamber Efendimiz’in gündüz kıldığı nâfile namazları sorduk.
«– Siz ona güç yetiremezsiniz» dedi.
«– Olsun, sen bize anlat, gücümüz yettiği kadarını yaparız» dedik. Şöyle anlattı:
«– Resulullah sabah namazını kılınca biraz bekler, Güneş biraz yükselince iki rekât namaz kılardı. Biraz daha yükselince dört rekât daha kılardı. Güneş tam tepeden batıya doğru meyledince öğle namazından önce dört rekât, öğleden sonra da iki rekât kılardı. İkindiden önce de dört rekât kılar, iki rekâtta bir mukarreb meleklere, nebîlere ve onlara tâbî olan mü’min ve Müslümanlara selâm verirdi. İşte bu 16 rekât Peygamber Efendimiz’in gündüz kıldığı nâfile namazlardı. Bunlara hakkıyla devâm eden ne kadar azdır!”
En Güzel Ragaip Kandili Mesajları Sayfası İçin Tıklayın
Habîb bin Ebî Sâbit, bu hadisi rivâyet eden Ebû İshâk’a:
“–Ey Ebû İshâk, rivayet ettiğin bu hadis senin mescidin dolusu altından daha kıymetlidir” demiştir. (Ahmed, I, 85)
2- Kuranı Kerim Okumak
Allah dostları mübarek gün ve gecelerde çokça Kur’ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Kur’an’ı tane tane, açık açık oku!” (Müzzemmil, 4)
İbn-i Mesut”tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)
İbn-i Abbas’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)
3- Oruç Tutmak
Oruç, sayılı günlerdedir. Oruç haricinde mü’minin her ameli kendisi içindir. Bu nedenle mü’min mübarek günleri oruç tutarak değerlendirmelidir.
Hadis-i şerifte naklediliyor:
«Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.” buyurmuştur.» (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
4- Dua etmek
Mübarek gün ve geceler, Rabbimize dua ve niyazda bulunma zamanlarıdır.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin dua ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-Furkân, 77)
Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allah’a hamd ve Resûlü’ne salavat getirerek duaya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zât! Dua et, (duana hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duan kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
5- Tevbe-İstiğfar etmek
Mübarek gün ve gecelerde bolca tövbe istiğfar etmeliyiz. Tevbe, Hakk’a dönüş demektir. Hakk’ı unutan ya da O’ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yüzünü ve gönlünü Rabbine yöneltmesi ve affını dilemesidir. Böyle bir kulun kalbi büyük bir nedâmetle, için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık “tevbe”dir. Ardından af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da “istiğfar”dır.
Başta peygamberler olmak üzere bütün velîler, sâlihler ve sâdıklar; darlıkta ve bollukta, kederde ve sevinçte dâimâ Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etmişler ve O’na niyâz hâlinde bulunmuşlardır.
İbn-i Ömer (r.a.) şöyle der:
“Biz, Resûlullah Efendimiz’in bir mecliste yüz defa:
«Allah’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini saymıştık.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavât, 38/3434)
Allah’a yöneliş ve kalbin ulvî bir seviye kazanmasında mühim bir yeri olan istiğfar, mânevî kirlerden temizlenmenin de en mühim vâsıtasıdır. Makbûl bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah Teâlâ’nın sevgisine mazhar eder. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)
“Onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfâr ederler. Zâten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri günahta bile bile ısrâr etmezler.” (Âl-i İmrân, 135)
6- hamd ve Şükürde bulunmak
Mübarek gün ve gecelerde Allah’a çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.
Ayet-i kerimede: “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et.” (Furkân, 58) buyrulmaktadır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18)
“Şükür, imanın yarısıdır…” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)
“Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836)
“Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835)
7- Allah’ı çokça zikretmek
Mübarek gün ve gecelerde Allah’ı zikretmeye daha çok önem verilmelidir.
Ayet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’raf, 205)
“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (el-Müzzemmil, 8)
“…Allah’ı zikretmek, elbette en büyük ibadettir…” (el-Ankebût, 45)
Peygamber Efendimiz de şöyle buyurur:
“Allah’ı sevmenin alâmeti, Allah Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Camiu’s-Sağîr, II, 52)
“Yeryüzünde Allah Allah diyen biri var oldukça, kıyamet kopmayacaktır.” (Müslim, İman, 234/148)
8- Salatü Selam getirmek
Resûlullah Efendimiz’e salavat getirmeyi Allah Teala emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği, günahlarının bağışlanacağı bildirilmiştir.
Nitekim ayet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)
Übey bin Kab (r.a.) diyor ki:
“Hazret-i Peygamber’e:
«– Ya Resûlallah! Ben sana çok salavat-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.
«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.
«– Dualarımın dörtte birini salavat-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.
«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duamın yarısını salavat-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.
«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine:
«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.
«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavat-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:
«– O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, Kıyâmet, 23)
9- Sadaka vermek
Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Mübarek gün ve geceler sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.
Zira ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
“Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)
Peygamber Efendimiz zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder, bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için mü’min şöyle buyururdu:
“Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” (Buhârî, Edeb, 34)
Regaip nedir?
Regaip, “regabe” kökünden gelen Arapça bir kelimedir ve ragabe’nin çoğuludur. Manası, her hangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için yüksek çaba sarf etmek demektir.
Recep kelimesi ise; Arapçada “sabbe” kelimesiyle eş anlamlı olup yukarıdan aşağıya dökülmek anlamındadır. Araplar, çağlayan bir nehrin dağlardan inerek şelaleler halinde döküldüğü yere “münsabb” derler. Bir rivayete göre cennet’te “Recep” diye anılan bir nehir vardır ki, Recep Ayına verilen ismin oraya nisbet edildiği söylenmektedir.
İşte bundan dolayı, Recep Ayı geldiğinde müminlerin hayır defterlerinin sahifelerine nehirlerden şarıl şarıl suların döküldüğü gibi bol bol sevaplar dökülür. Bu anlamıyla Recep Ayı, Allah’u Teala’nın, rahmetinin cuş-u huruşa gelmesi, ikram ve ihsanlarının gürül gürül akıp mümin gönüllere dökülmesi demektir. Bundan istifade eden kulların kalplerini arındırıp cilalaması ve ihya etmesi demektir.
Regaip Gecesi, Recep Ayının ilk Cuma gecesidir. Bu geceye bu ismi, melekler vermiştir. Muhakkak ki, her Cuma gecesi kıymetlidir; ama bu iki gecenin birleşmesiyle bu gecenin kıymeti daha da artıyor. Allah’u Teala, bu gecede müminlere rağbet ediyor.(Aşağıda sunacağımız hadisi şeriflerde görüldüğü gibi) onlara bol bol ihsanda ve ikramda bulunuyor.
Mübarek üç aylarda ve bahusus kandil gecelerinde ihlâsla yapılan dualar inşaallah makbuldür. Bu zamanlarda namaz oruç ve sadaka gibi yapılan ibadetlere her zamankinden çok daha fazla sevaplar yazılır. Allah (cc), günahkâr kullarını bağışlamak için bu ayları, bu geceleri bir bahane yapmış, bir fırsat ve rahmet iklimi kılmıştır.
Bu sebeple her mümin, üç aylara girerken ve özellikle üç ayların içinde münderiç bulunan mübarek Regaip, Miraç, Beraat ve Kadir gecelerinde ibadetinin çıtasını bir az daha yükseltmeli, bir az daha gayret edip rahatını bozmaya çalışmalıdır. Gecelerini teheccütle, gündüzlerini oruçla süslemeli ve elini bir az daha açık tutarak cömert olmalı ki, bu ayların ve bu gecelerin feyiz ve bereketinden en verimli bir şekilde istifade etmiş olsun.
Receb ayı ve Regaib gecesi ile ilgili Hadis-i Şerifler
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayı girdiği zaman;
“Allahım Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan ayını bize mübarek eyle (Ramazan’a kavuştur)” diye dua etmişlerdir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/259)
Said İbn Cübeyr`den (r.a.) nakledildiğine göre: “Recep ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabı verdi: İbn Abbas (r.a.)`yı dinledim şöyle demişti: “Rasulullah (s.a.v) Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz; galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde oruç tutacak) derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi (ki biz galiba hiç oruç) tutmayacak derdik. (Ebu Davud, Sünen, K. Savm 56)
Allahü Teâlâ, Recep ayında oruç tutanları mağfiret eder. [Gunye]
“Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recep’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir.” [Miftah-ül-cenne]
İbn-i Abbas (ra) hazretleri: “Resulullah (sav) Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)