Kefaret; arınma, yanlışlıkla veya mecbûriyet sonucu işlenen günahın bağışlatılması için şer’î olarak verilen sadaka veya tutulan oruç anlamlarına gelir. Kefaret, lügatta mahvetmek, gidermek gibi manalara gelir. Tekrar belirtmek gerekirse kefaret, ibadet veya davranışlardaki yanlışlık ve eksiklik sebebiyle Allah’tan af dilemek için yapılan ve cezaî tarafı bulunan ibadetlerdir. Örneğin; adam öldürmek, Zihar’da bulunmak yada orucu cima ile bozmak gibi durumlarda ve bazı şartlarda istenen ceza gibi.
Oruç keffareti, adam Öldürme keffareti, yemin bozma keffareti gibi çeşitli keffaretler vardır.
Ramazanda niyet ettiği halde, hiç bir özrü olmadan bile bile orucunu bozan kimseye 61 gün fazladan oruç tutma cezası bir keffarettir.
Hataen bir adam öldüren kimse bir köle veya cariye azad etmek, öldürdüğü kişinin ailesine diyet ödemek zorundadır.
Bunlara gücü yetmeyen kimse iki ay ard arda oruç tutar.
KEFARET İLE İLGİLİ ÖRNEK CÜMLELER
– Meselâ Peygamber Efendimiz’in amcası Hazret-i Hamza’yı şehîd eden Habeşli Vahşî, kelime-i tevhîdin hakîkatini idrâk ettikten sonra nâil olduğu îman heyecanıyla, yüreğindeki nedâmet ıztırâbını biraz olsun dindirecek bir kefaret olması niyetiyle, peygamberlik iddiâsında bulunan fitneci Müseyleme’yi ortadan kaldırmıştır.
***********
– “İçinizden fazîletli ve servet sahibi kimseler, akrabâya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarından) vermeyeceklerine dâir yemin etmesinler; affetsinler, bağışlasın geçsinler! Allâh’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?..” (en-Nûr, 22)
Hazret-i Ebû Bekir (r.a)
“–Elbette Allâh’ın beni affetmesini isterim!” dedi. Ardından yemin kefareti vererek, yapmış olduğu hayra devam etti. (Buhârî, Meğâzî, 34; Müslim, Tevbe, 56; Taberî, Tefsîr, II, 546)
**********
“–Yâ Rasûlallâh! Şâyet Allâh yolunda öldürülürsem, bu benim günahlarıma kefaret olur mu?” diye sordu.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona:
“–Evet, şâyet sen sabrederek, ecrini sâdece Allâh’tan bekleyerek, cepheden kaçmaksızın düşmana karşı koyup Allâh yolunda öldürülürsen, günahlarına keffâret olur. Ancak borçların bunun dışındadır. Bunu bana Cibrîl söyledi.” buyurdu. (Müslim, İmâre, 117; Tirmizî, Cihâd, 33/1712)