Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatıma denir. Hikâyeye kıyasla daha uzun ve olaydan ziyade kişi merkezli bir yazı türüdür.
Hikâye ya da öykü ise, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır.
Edebiyatımızda görülen roman biçimindeki ilk eser, Yusuf Kamil Paşa‘nın Fénelon’dan çevirdiği “Telemak“tır (1859). Bu eser özetlenerek çevrilmesine rağmen uzun yıllar (“Ahlak kitabı” olarak görüldüğünden) okullarda okutulmuştur.
Bu ilk dönemde bu tercüme eseri takip eden bir çok eser daha çevrilmişti. Ancak, bu eserlerdeki en büyük sorun “dil”di. Dil oldukça ağırdı. Alışılagelen eski dil kullanımı Batı romanına uygun değildi. İkincisi de batı kültürü ile Osmanlı kültürü arasında ki ahlak farkıydı. Çevrilecek eserler Müslüman ahlakına ters düşmemeliydi.
Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithat‘ın 1870’te basılan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.
Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.
Tanzimat dönemi roman ve hikaye özellikleri maddeler halinde
1. Dönem Roman
1. Türk Edebiyatında roman türü Tanzimat ile birlikte girmiştir. Bu dönem roman türünün ilklerinin dönemidir.
2. Roman teknik açıdan kusurludur bunun nedeni yazarların romanı teknik açıdan değil çıkarılacak ders açısından önemli görmesidir.
3. Romanda beklenmedik olağandışı rastlantılara yer verilmiştir.
4. Tanzimat romanında romanın akışını kesip konu dışı bilgiler verilmesi çok sık görülür.
5. Yazarlar romanda kişiliklerini gizlemişlerdir.
6. Bu dönem romanlarındaki tasvirler eseri süslemek için yapılmıştır.
7. Bu dönemde genellikle yanlış batılılaşma, bilgisizlik gibi konular işlenmiştir. Genel olarak hikaye ve romanda konular günlükhayattan ya da tarihten alınmıştır.
8. Romanda romantizmin etkisi görülmektedir.
9. Roman kahramanları tek yönlüdür iyiler kötüler hep kötü bir durumla karşımıza çıkarlar olayların sonunda kötülerin cezalandırılması masal türünün etkisiyle ortaya çıkmış bir durumdur.
10. Tanzimat döneminde en çok roman yazan kişi “yazı makinesi” olarak anılan Ahmet Mithat Efendi”dir.
11. Bu dönem hikâyelerinde meddah hikayelerinin etkisi vardır.
2. Dönem Roman
1. Bu dönem roman ve hikayesi realizm ve natüralizm etkisinde kalmıştır bundan dolayı eserlerde gözlem önemli bir şekilde yertutmuştur.
2. Birinci döneme nazaran bu dönem roman tekniğinde gelişmeler olmuştur.
3. Eserlerde rastlantılar en aza indirilmiştir.
4. Olayın akışı bilgi vermek amacıyla kesilmez.
5. Yazarlar eserlerde kişiliklerini gizlemişlerdir
6. anlatılan olaylar da başarılı bir neden sonuç ilişkisi oluşturulmuştur.
7. Bu dönemde tasvirler ilk dönemde olduğu gibi için kullanılmamış kahramanların kişiliklerini açıklamak için yapılmıştır.
8. Bu dönem roman ve hikaye kahramanları genellikle İstanbul’un seçkin kesimlerinden seçilmiştir: mirasyedi kişiler, batı özentisi insanlar, tarihi kişilikler esere konu edilmiştir. yine ilk dönemdeki eleştiriler yanlış batılılaşma da bu dönemde çok işlenmiştir anadolu ve köy ise ihmal edilmiştir.
* İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa Fenelon”dan çevirdiği Telemak
* İlk yerli roman Şemsettin Sami – Taaşşuk ı Talat ve Fitnat
* İlk edebi roman Namık Kemal – İntibah
* İlk tarihi roman Namık Kemal – Cezmi
* İlk köy romanı Nabizade Nazım – Karabibik
* İlk realist roman Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
* İlk psikolojik roman Mehmet Rauf ( Servet-i Fünun sanatçı-sı) – Eylül
* İlk hikaye kitabı Ahmet Mithat Efendi – Letaif –i Rivayat