Eleştiri (Tenkit), Sanat ya da edebiyat eserlerini incelemek, değerlendirmek, açıklamak, tanıtmak amacıyla yazılan yazılardır. Diğer bir ifade ile, bir sanat ya da düşünce eserini tanıtırken, zayıf ve güçlü yönlerini belirtme, bir yazarın gerçek değerini yansıtma amacıyla yazılan yazılara eleştiri (tenkit) denir. Tanzimat Döneminde ilk eleştiri örneği olarak Tasvir-i Efkar ile Ceride-i Havadis arasında “Mesele-yi Mebhûsatün Anha” üzerine yapılan yazışmalar gösterilebilir.
Tanzimat Edebiyatından öncede eleştiri yazıları vardır ancak batılı anlamda eleştiri Tanzimat Döneminde ortaya çıkmıştır.
Tanzimat Döneminde gerçek eleştir örneklerini Namık Kemal ve Ziya Paşa eski edebiyatı eleştirerek vermiştir. Namık Kemal “Bahar-Daniş ve Mukaddime-i Celal” de divan edebiyatını eleştirir. Yine aynı dönemde Ziya Paşa “Şiir ve İnşa” makalesi ile divan edebiyatını tenkit eder. Fakat daha sonra Harabat adlı antoloji eserinin ön sözünde bu görüşlerinin aksini savunu ve divan edebiyatını över. Namık Kemal, Ziya Paşa”nın “Harabat”taki görüşlerini “Tahrib-i Harabat” ve “Takip”te eski edebiyatı da hedef alarak eleştirir.
Recaizade Mahmut Ekrem”in “Talim-i Edebiyat” adlı eserinin çıkışından sonra edebi eleştirilerin örnekleri artar. Bu dönemde Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasında kafiye üzerinden büyük tartışmalar yaşanır. Recaizade Mahmut Ekrem “Zemzeme” ile eski edebiyat geleneğini eleştirir. Buna karşılık Muallim Naci”de “Demdeme” adlı eseriyle yenilik taraftarlarını eleştirir. Tanzimat Döneminde yapılan eleştirilerin temelinde eski – yeni mücadelesi vardır.
Eleştirinin belirleyici özellikleri nelerdir?
– Düşünsel plânla yazılır.
– Konu, yazının sonuna dek değerlendirilmesi yapılan esere bağlı kalmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır.
– Yazar, yargılarında belirli ölçülere bağlı kalmalı, eleştirileri nesnel olmalı, “beğendim, hoşuma gitti”. gibi öznel değerlendirmelerden kaçınmalıdır. Bunun yanında eleştiri yazısını okutacak olan elbette eleştiri yazarının kendine özgü konuyu ele alış biçimi, kendine özgü yorumlayışı ve anlatımındaki üslûbudur.
– Eleştirisi yapılan çalışma, bütün boyutlarıyla ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Alanındaki diğer çalışmalarla karşılaştırılarak bu türe kattıklarıyla, kendisinden beklendiği halde katamadıklarıyla ele alınmalıdır.
Eleştiri Türleri
a. İzlenimsel (empresyonist) eleştiri
Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere “izlenimci eleştiri” denir. İlkelerini ünlü Fransız edebiyatçı Anatole France (Anatol Frans)”ın belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk, algılama, değer ölçülerine göre incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel, kişisel yargılar ağırlıktadır. Bu nedenle günümüzde izlenimsel eleştiri edebiyat dünyasından pek rağbet görmez.
b. Nesnel (bilimsel) eleştiri
Edebî eserlerin içerik, yapı ve üslûpları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştirilere de “bilimsel eleştiri” denir. Bu eleştiri türünde, her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçütler vardır. Eleştirmen, kişisel yargılara varmaktan kaçınmaya çalışır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri tarafsız bir gözle değerlendirir. Eseri, ister beğensin ister beğenmesin, kendi duygularını işin içine katmadan, eserin sanat değerini ortaya koymaya çalışır.