Ünlü Türk pehlivanı Adalı Halil, 1871 yılında bugün için Yunanistan’da kalan Edirne’nin Adaiçi bölgesindeki Kilise köyünde dünyaya gelmiş, son devir büyük Türk pehlivanlarındandır. Edirne’nin Adaiçi Bucağı’na bağlı Kilise Köyü’nde doğduğu için Adalı diye anılır. Babası Kara Mehmed de meşhur bir pehlivandı. Adalı Halil, babasının teşvikiyle daha küçük yaşta güreşe başladı ve ilk güreş derslerini babasından aldı. Babası onu, zamanın en ünlü paehlivanlarından olan Kel Aliço’nun yanına verdi. Güreşe Kel Aliço çırağı olarak yetiştirilmiştir.
Güreşe küçük yaşta köyünde başlayan Adalı Halil, döneminin en ünlü pehlivanlarıyla güreş yaptı. Adalı Halil, 18 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını korumuştur. Adalı Halil için, dünyanın en büyük pehlivanı sayılan Koca Yusuf’tan sonra en bilgili pehlivan denirdi. Boyu 1.98, kilosu 150 idi. Osmanlı İmparatorluğu içinde yaptığı bütün güreşleri kazanıp Başpehlivan olduktan sonra Kurtdereli Mehmet Pehlivan ile birlikte Avrupa’ya gidip, Almanya’nın çeşitli kentlerinde, Paris, Viyana ve diğer şehirlerde güreşti. Orada karşılaştığı birçok rakibini çok kısa zamanlarda yendi. Avrupa’dan sonra Amerika’ya geçti. Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli kentlerinde, Berlin’de ve Londra’da başarılı güreşler yaparak ününü yurt dışında da duyurdu (1898-1899). Chicago’daki bir güreşinde rakibinin kaburga kemiklerini kırdığı için kendisini linç etmek isteyen seyircilerin elinden canını zor kurtardı.
Adalı Halil, Türkiye’ye döndükten sonra bir çiftlik satın aldı. Çiftçilik yapmaya başladı. 1 Ocak 1901’de Hamburg’daki turnuvaya katıldı. 6 pehlivanla güreş yaptı. En fazla dayanabilen 7 dakika dayanabildi.
Adalı Halil, İri yapısıyla ve acı kuvvetiyle Türk güreşinin unutulmaz adlarından biri oldu. 10 Şubat 1926 yılında 55 yaşında Zatürreden öldü. Edirne’de Kasımpaşa Camisi yanındaki mezarı, her yıl Kırkpınar’a katılan pehlivanlar tarafından törenle ziyaret edilir.
Adalı Halil’in oğlu Mustafa da bir süre pehlivanlık yapmasının ardından Atatürk’ün faytoncusu olmuş ve Mustafa Kemal’in ölümünden sonra hayatını Silivri’de sürdürerek “Sinop” soyadını almıştır.