Abdülmelik bin Mervan kimdir? İşte Abdülmelik bin Mervan dönemi olayları, Abdülmelik bin Mervan sözleri, hayatı, biyografisi, Halifelik dönemi hakkında bilgi.
Abdülmelik yada bilinen ismiyle (عبد الملك بن مروان) Abdülmelik bin Mervan, 646 yılında Suudi Arabistan’ın Medine şehri’nde dünyaya gelmiş Emeviler’in beşinci halifesidir. Künyesi Ebu’l-Velîd, lakabı Ebu’l-Muluk’dur. 685-705 yılları arasında Halifelik yapmıştır.
Abdülmelik, Halife 1. Mervan’ın oğludur. Nesebi, anne ve baba tarafından Ebu’l-As’da birleşir. Babası Mervân bin Hakem, Emevî halîfelerinin dördüncüsü olup, hazret-i Osman bin Affan’ın amcasının oğlu, damadı ve başkatibi idi. Annesi Aişe binti Muaviye, üstün vasıflar ve iyi huylar sahibi bir hatun olup, ahlâkı ve üstün vasıfları darb-i mesel haline gelmiştir. Genç yaşta Muaviye’nin isteği üzerine Medine Divanı başkanlığına atandı. Uzun süre bu görevde bulunduktan sonra babasının öldürülmesi üzerine halife oldu (685). Halifeliği sırasında çeşitli ayaklanmalar ve karışıklıklarla uğraşmak zorunda kaldı. Bir yandan İslâm ülkelerinin büyük bir bölümünde halife olarak tanınan Abdullah bin Zübeyr’e, öte yandan da Bizans’a karşı başarılı bir mücadele vererek ülkede bütünlüğü sağladı. Döneminin en önemli olaylarından biri, Muhtar es-Sakafi’nin ayaklanmasıdır. Muhtar, Hz. Hüseyin’in öcünü almak için başlattığı ayaklanmayı bastırmak için Abdülmelik’in görevlendirdiği Ubeydullah bin Ziyat komutasındaki Suriye Ordusu’nu büyük bir bozguna uğrattı ve Ubeydullah’ı yakalatıp öldürttü. Mekke yöresinde egemen olan Abdullah bin Zübeyr, başarıya ulaşmasından korktuğu Muhtar’ı 687′ de kardeşi Musap bin Zübeyr’in çabalarıyla ortadan kaldırdı. Bu olayların yanında Amr bin Sait’in de ayaklanması üzerine, Abdülmelik öncelikle bu ayaklanmayı bastırmak zorunda kaldı. 690’da Musap üzerine yürüdü. Birinci savaşta sonuç alamadı. Dicle kıyısında yapılan ikinci savaşta Musap öldürüldü, ordusu dağıldı. Böylece Irak, Emevi denetimine girdi. Tek zorlu rakip olarak karşısında Abdullah bin Zübeyr kaldı. Cesur olduğu kadar acımasız bir komutan olan Haccac bin Yusuf’u (Haccac-ı Zalim), Abdullah’ı ortadan kaldırmak üzere Mekke’ye gönderdi, kutsal kenti 6.5 ay kuşatan Haccac, Abdullah’ı öldürdü ve Mekke’yi ele geçirdi. Bu başarısı üzerine Abdülmelik onu Hicaz Valiliği’ne atadı. Bu olayların ardından Berberileri ve Bizans topraklarını egemenliği altına almak amacıyla Hasan bin Numan’ı Kuzey Afrika’ya gönderdi. Onun fetihlerini, daha sonra Musa bin Nusayr başarılı bir biçimde sürdürdü.
Emevi İmparatorluğu onun döneminde en geniş sınırlarına ve en güçlü dönemine erişti. Fetihlerin yanı sıra ülkesinin bayındırlığı için de çalıştı. Müslüman olmayanları devlet görevlerinden uzaklaştırdı. Onun zamanına kadar çeşitli dillerin kullanıldığı ülkede, Arapçayı devlet dili olarak kabul etti. Yine onun zamanına kadar ülke içinde rahatça kullanılan Bizans ve İran paraları yerine Arapça yazılı altın ve gümüş paralar basıldı, posta örgütünü düzenledi. İçte barışı sağlar ve gerekli düzenlemeleri yaparken en büyük yardımı tarihe “zalim” olarak geçen Irak Valisi Haccac’tan gördü. Abdülmelik bin Mervan 8 Ekim 705 yılında Dimeşk’da cüzzam hastalığından vefat etti. Yerine oğlu Velit geçti.
Abdülmelik bin Mervan sözleri
– Bana yalan söyleme. Çünkü yalancı, görüş sahibi değildir.
– Sormadığım şey hakkında bana cevap verme. Çünkü bu hal sorduğum şeylere cevap vermeni engeller.
– Bana, beni anlatma, medhetme. Ben kedimi senden daha iyi bilirim.
– Beni halka yumuşak davranmaya teşvik etme. Çünkü ben yumuşaklığa onlardan daha çok muhtacım.
– Abdülmelik bin Mervân’a; “İnsanların en efdali kimdir?” denilince, Cevâbında; “Makam ve mevkî sahibi bir kimse olduğu halde tevazu eden, Gücü yettiği halde zühd sahibi olan (haramlardan ve haram olduğu şüpheli olan şeylerden sakınıldığı gibi, şüphelilere düşmek korkusuyla mubahları terk eden), bir de kuvvetli olup, gücü yetip de insafdan ayrılmayan, adalet sahibi olan kimsedir” dedi.
– Abdülmelik bin Mervân, Kufe’de minbere çıkıp, Allahü teâlâya hamd, Peygamber efendimize salat ve selamdan sonra şöyle dedi:
“Ey insanlar! Harp, zor ve acı bir iştir. Sulh ise emniyet ve rahatlıktır. Ey insanlar! Doğru yolda, dosdoğru olunuz. Nefsinizin aldatıcı isteklerinden vazgeçiniz. Müslümanların cemaatine muhalefetten sakınınız. Nasihati dinledikten sonra, ibret almayanlara şerrin, kötülüğün artacağını sanıyorum. Adaletle muamele gördükleri halde, bunun kıymetini bilmeyenler şiddetle mukabele görürler. Artık isteyen dilediğini seçebilir. Ben ise, yapılandan dolayı, sonra kınanmamak için şimdi size, bunu açıkça tebliğ ediyorum.”
– Rum beldelerine tayin ettiği bir valisini vazifeye gönderirken ona şöyle nasihat etti: “Sen, Allahü teâlânın kulları (senin idaren altında bulunanlar) hakkında bir tüccar gibisin. Bu bakımdan kar edeceği zaman ticaret yapan, kar bulamayınca da sermayesini koruyan bir tüccar gibi ol. Tam galib olmadıkca selamete ermedikçe ganimet elde etmeye kalkışma. Senin hilen, düşmanlarının sana kurdukları hile ve tuzaklardan daha çok olsun.”
– Dört kimseye hizmet etmekten utanılmaz; 1-Devlet reisine, 2-Alime, 3-Çocuğa, 4-Zayıf kimselere.
– “Üç kimse vardır ki, akıllı kimseye onları hakir ve aşağı tutması yakışmaz: 1-Alimler, 2-Sultan, 3-Dostlar ve arkadaşlar. Alimleri hafife alanın dininde bozukluk olur.
Sultanı aşağı tutan, dunyasını bozar (sıkıntıya düşer).
Dostlarını ve arkadaşlarını küçümseyen kimsenin mürüvveti (insaniyeti, mertliği) gider.”
– “Edebli olunuz. Çünkü edeb, eğer mala ihtiyacınız olursa elinize geçmesine sebeb olur. Mala ihtiyacınız olmazsa edeb, sizin için bir güzellik, süs olur.”
– “Başkalarına eziyet ve sıkıntı vermekten sakınınız.
İyilik etmekte cömert olunuz. Gücünüz yettiğinde affediniz. Sizden bir şey istendiğinde cimrilik etmeyiniz.
Bir şeyi sorduğunuzda çok sormayınız. Çünkü, sıkıntı verene de sıkıntı verilir. Başkasına veren kimseye de Allahü teâlâ verir, lütuf ve ihsanda bulunur.”
– Abdülmelik bin Mervân vefatı esnasında dünyayı şöyle zemmetmiştir: “Ey dünya! Senin uzunun kısa, çoğun azdır. Biz sana aldandık.”
Bundan sonra bütün evladına dönüp;
“Size takvayı, Allahü teâlâdan korkmayı tavsiye ederim. Çünkü, takva, devamlı olan bir siper ve kalkan, âhıret için en iyi ve en hayırlı bir azıktır. Büyüğünüz, küçüğünüze şefkatli ve merhametli olsun. Küçük de, büyüğün hakkını gözetsin.
Gönlünüzden kibir, kin, ucub gibi manevî kirleri çıkarın. Sağlam işlere yapışın. Azgınlık, taşkınlık ve birbirinizi çekememezlikten çok sakının. Önceki sultanlar, güç ve kuvvet sahibi kimseler, azgınlık, taşkınlık ve birbirlerini hased etmeleri, kıskanmaları yüzünden helak olmuştur.
Ey oğullarım!
Kardeşiniz Mesleme, size naibdir. Çünkü ondan çekinirsiniz. O, sizin için kalkandır. Onun re’yine, görüşüne göre hareket ediniz. Haccac’a ikram ediniz. Çünkü, sizin hükmünüzü ve hakimiyetinizi o sağlamlaştırır. İyilik için rehber olan hayırlı evlad olunuz. Allahü teâlânın selamı üzerinize olsun” diye vasiyet etti.