Hikaye yada öykü, yaşanmış veya yaşanabilir bir olayı veya durumu, kişiyi, yer ve zaman belirterek anlatan edebî bir türdür. Diğer bir ifade ile hikaye, olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan kısa sanat eserleridir. Gerçekleşmesi mümkün bir olayı yer, zaman ve kişi belirterek işleyen sanatsal kısa yazılara hikâye denir. Hikaye üçe ayrılır. Bunlar;
Olay Hikayesi
Olay hikayesi, bir olay çevresinde gelişen ve sonuçlanan hikâyelerdir. Bu hikâye türünde ana olay “serim, düğüm, çözüm” bölümleriyle anlatılır. Olay örgüsü hikâyenin en önemli yapı unsurudur. Kişiler bu olayın çevresinde kurgulanır. Olay hikâyesinde çâtışma ön plandadır. Hikâye sürekli bir aksiyon (hareketlilik) içerir. Mekânla kişiler arasında güçlü bir ilişki vardır. Kişi ile kişinin yaşadığı çevre bütünlük gösterir. Gamsızın Ölümü hikâyesi, bütün özellikleriyle bir olay hikâyesi örneğidir. Bir köpeğin başından geçen bir olay, birden fazla etkili çatışmayla okura sunulmuş, hikâyenin sonunda da düğüm çözümlenmiştir.
Ayrıntının önemsendiği bu hikâye türünün ilk önemli örneklerini Fransız yazar Maupassant verdiği için bu tarz hikâyeye “Maupassant tarzı hikâye” de denir. Ayrıca bu tarz hikâyeye “klasik hikâye” de denir. Bizim edebiyatımızda Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay gibi birçok yazar bu tarz hikâyelerle tanınmıştır.
Durum Hikâyesi
Durum hikâyesi, yaşamın veya insan davranışlarının bir kesitini veren hikâyelerdir. Bu hikâye türünde büyük olaylar anlatılmaz. Olay basitleştirilir veya olaya çok önceden olmuş izlenimi verilir. Hikâyenin merkezi olay değil olayın çevresindeki durum ve duygulardır. Olaydan çok psikolojik tahlillere yer verilir. Amaç, okurda bir izlenim uyandırmaktır. Kişiler fazla idealize edilmez. Mekân tasvirlerine ağırlık verilmez. Bir girişe ihtiyaç duyulmadan doğrudan durum (kesit) anlatılır, sonuç bölümüne de genellikle yer verilmez.
Rus yazar Çehov bu hikâye türünde ilk eserleri verdiği için bu tarz hikâyeye “Çehov tarzı hikâye” de denir. Ayrıca bu tür hikâyeye “kesit hikâyesi” de denir. Bizim edebiyatımızda Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Tarık Buğra gibi birçok yazar bu tarz hikâyelerle tanınmıştır.
Modern Hikâye
Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren hikâyelerdir.
Hikâyede bir tür olarak 1920’lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Franz Kafka’dır Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner’dir. Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri, sosyal ve toplumsal bozuklukları, felsefi bir yaklaşımla, ince bir yergi ve yer yer alay katarak, irdeler biçimde gözler önüne serer.