Düşme, iş ya da trafik kazası sonucunda insanın bir veya bir kaç kemiği çeşitli yerlerinden kırılmış olabilir. Kırıkların tabiî bir şekilde kaynaması için, kırık kısımların düzgün bir biçimde birbirine bitiştirilmesi ve belli bir süre hareketsiz tutularak tedavi edilmesi gerekir.
Bir kırığın hafif ya da ağır olması, kırılan kemiğin iskeletteki yerine ve kemiğin kırılma biçimine bağlıdır; hafif çatlak, tam kırık, deriyi yırtan (açık kırık) ya da yırtmayan çok parçalı kırıklar olmak üzere birçok kırık çeşidi vardır. En tehlikeli kırıklar omurga kemiği kırıklarıdır. Bu tür kırıklarda sinirleri ve omuriliği zedelememek için yaralının dikkatle taşınması ve hiç hareket ettirilmemesi gerekir.
Hekim ya da cerrah, kırılan kemikleri uç uca bitiştirdikten sonra, kırığın olduğu bölgeyi tahta parçaları arasına ya da alçıya alarak hareketsizleştirir. Bu işlemin başlıca amacı kemiklerin kendiliğinden kaynamasını sağlamaktır. Daha önemli vakalarda cerrahın ameliyat yaparak, kırık kemikleri vida ya da çivi yardımıyla birleştirmesi gerekir.
Ancak, kırıklarla çıkıkları birbirine karıştırmamak gerekir. Çıkık, bir çarpma ya da bir düşme sonucunda bazı kemiklerimizin eklemlerinden kaymasıdır. Omuz (100 olayda 50) ve dirsek (100 olayda 25) çıkması en çok rastlanan çıkık olaylarındandır. Böyle durumlarda kol ya da bacak, eklem yerinden ayrılıp sallanmaya başlar, hekim kemiği yerine yerleştirmek için kol ya da bacağı gövdeye doğru çeker ve böylece çıkığı tedavi edebilir. Kemiğin iyice yerine oturup yerleşmesi için çıkık kol ya da bacağın kırıkta olduğu gibi bir süre hareketsiz tutulması ve kullanılmaması gerekir.