Günümüzde sık sık başvurulan organ nakli, işlevini yitirmiş bir organın sağlıklı bir organla kısmen veya tamamen değiştirilmesine dayanan bir ameliyattır. Nakledilecek organ, vericiden ya da hastanın kendisinden sağlanabilir; sözgelimi deri, kemik, böbrek, göz ve hatta insan yaşamının temel organı sayılan kalp nakli yapılabilmektedir.
Öncelikle, dünyada büyük bir yaygınlık kazanan ve oldukça kolay bir işlem olan kan naklinden söz etmek gerekir. Kan naklinin başarılı olması için alıcıyla vericinin kan gruplarının aynı olmasına dikkat edilir. Bilindiği gibi, kan nakli ağır yaralıların, hastaların, ya da ciddi bir ameliyat geçirmiş kişilerin hayatını kurtarır.
Bütün organ nakilleri kalp nakli kadar güç değildir. Bir kaza ya da bir yanma sonucu “derinin iyileşmeyecek kadar zarar görmesi üzerine cerrahlar, örneğin hastanın kolundan aldıkları deri parçasını yanmış olan yüz derisine aktarırlar. Nakledilen deri giderek asıl deriyle kaynaşır. Koldaki yaranın ise hafif bir izi kalır.
En çok uygulanan ve başarı sağlanan organ nakli böbrek ve kalp naklidir. Böbrek naklinde vericinin böbreği ile alıcının böbreğinin yeterince uyuşmasına önem verilir. Bu nedenle de, çoğunlukla hastanın ailesinden birine başvurulur. Kalp naklinde ise kaza geçirenlerin ölüm halindeyken çıkarılan kalpleri en kısa zamanda alıcıya takılır. Karaciğer ve akciğer nakillerinde henüz pek başarı sağlanamamıştır. Nakledilen organ genellikle başka bir insanın vücudundan alındığı için yeni vücudun o organı reddetme olasılığı vardır. Ama tıp alanındaki son çalışmalarda bu önemli soruna da çözüm aranmaktadır.