Riya; iki yüzlülük, gösteriş, sahtekârlık,, muraîlik gibi manalara gelir. Diğer bir ifade ile Riya; İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye riyakâr veya müraî denir. Bu hal insanlar için gerçek bir yüz karası ve çirkin bir huydur. Riyakâr kimse hiçbir işinde başarıya erişemez. Eller beğensin, gösteriş olsun diye ibadet eden insanın ibadetini Allah kabul etmez. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde “Şüphe yok ki riya şirktir” buyurmuştur.
Riya, Allah için yapılması gereken amel ve ibadeti kullara gösteriş olsun diye yapma anlamında bir ahlâk terimidir. Riyakârlık münafıklığın işaretlerindendir. Böyle bir hal ancak şeytandan gelir. Gösteriş, hırs, iki yüzlülük, gönül huzurumuzu kaybettiren, yaptığımız ibadetlerin manevi huzurunu alıp götüren şeytani hislerdir. Müslüman daima samimi, alçak gönüllü ve tam temiz insandır. Yaptığı her işin karşılığını sadece Allah’dan ister ve kalplerden nelerin geçtiğini bile bilen Yüce Mevlaya karşı riyakâr olamaz.
Riya’yı büyük alimlerimiz şöyle tanımlamıştır;
– “Allah’tan başkasının hoşnutluğunu kazanma düşüncesiyle amelde ihlâsı terketme” (et-Tarîfât, “riyâ” md.);
– “Allah’a itaat eder görünerek kulların takdirini kazanmayı isteme” (Gazzâlî, İhya, III, 297);
– “ibadeti Allah’tan başkası için yapma, ibadetleri kullanarak dünyevî çıkar peşinde olma; Allah’ın emrini yerine getirmek maksadıyla değil insanlara gösteriş olsun diye iyilik yapma” (Kurtubî, V, 422; XX, 212);
– “insanların görmesi ve takdir etmesi için ibadeti açıktan yapma” (İbn Hacer, XXIV, 130) vb. şekillerde tanımlanmıştır.
Riya ile ilgili ayetler
107/4-7. Namazlarından habersiz olarak namaz kılanların vay hâline! Onlar gösteriş yapmaktadırlar. Onlar eğreti bir şeyin verilmesine bile engel olurlar.
2/264. Ey inananlar! Allah’a ve ahiret gününe inanmayan ve malını insanlara gösteriş için sarfeden kimse gibi, iyiliklerinizi başa kakarak ve inciterek boşa çıkarmayın. Böyle olanın durumu, üzerinde biraz toprak bulunan yalçın kayaya benzer. Üzerine sağanak yağdığında onu cascavlak bırakır. Böylece ellerinde, kazandıklarından bir şey kalmaz. Allah inkârcı toplumu doğru yola eriştirmez.
8/47. Yurtlarından, böbürlenerek ve insanlara gösteriş için çıkanlar ve Allah yolunda alıkoyanlar gibi olmayın! Allah onların yaptıklarını her yönüyle bilmektedir.
4/38. Ve yine bunlar, mallarını, insanlara gösteriş olsun diye sarfederler; ne Allah’a, ne de ahiret gününe inanırlar. Kimin arkadaşı şeytansa, (bilsin ki) o kötü bir arkadaştır. 39. Bunlar Allah’a ve ahiret gününe inanıp, Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan sarfetmiş olsalardı, sanki onlara ne olurdu? Ama Allah onları bilmektedir.
Riya ile ilgili hadisler
Şüfeyyü’l-Esmai, Hz. Ebu Hüreyre’den naklediyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kıyamet günü ilk çağrılacaklar, Kur’an-ı ezberleyen biri, Allah yolunda öldürülen biri ve bir de çok malı olan biridir. Allah Teala Hazretleri Kur’an okuyana: “Ben Resulüme inzal buyurduğum şeyi sana öğretmedim mi?” diye soracak. Adam: “Evet ya Rabbi! diyecek. “Bildiklerinle ne amelde bulundun?” diye Rabb Teala tekrar soracak. Adam: “Ben onu gündüz ve gece boyunca okurdum” diyecek. Allahu Teala Hazretleri: “Yalan söylüyorsun! diyecek. Melekler de ona: “Yalan söylüyorsun!” diye çıkışacaklar, Allahu Teala Hazretleri ona: “Bilakis sen, “Falanca Kur’an okuyor” densin diye okudun ve bu da söylendi” der. Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teala Hazretleri: “Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?” der. Zengin adam, “Evet ya Rabbi” der. “Sana verdiğimle ne amelde bulundun?” diye Rabb Teala sorar. Adam: “Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim” der. Allahu Teala Hazretleri: “Bilakis sen: “Falanca cömerttir” desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi” der. Sonra Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah Teala Hazretleri: “Niçin öldürüldün?” diye sorar. Adam: “Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım” der. Hakk Teala ona: “Yalan söylüyorsun!” der. Ona melekler de: “Yalan söylüyorsun!” diye çıkışırlar. Allah Teala Hazretleri ona tekrar: “Bilakis sen: “Falanca cesurdur” desinler diye düşündün ve bu da söylendi” buyurur. Sonra (Resulullah (sav) Ebu Hüreyre’nin dizine vurup): “Ey Ebu Hüreyre! Bu üç kimse. Kıyamet günü, cehennemin, aleyhlerinde kabaracağı Allah’ın ilk üç mahlukudur!” dedi.” Şüfey der ki: “Ben Ebu Hüreyre’den aldığım bu hadisi, Hz. Muaviye’ye haber verdim. Bunun üzerine: “Böylelerine bu muamele yapılırsa, insanların geri kalanlarına neler yapılır?” dedi ve Hz. Muaviye şiddetli bir ağlayışla ağlamaya başladı, öyle ki helak olacağını zannettim. Derken bir müddet sonra kendine geldi, yüzündeki (gözyaşlarını) sildi. Ve şunları söyledi: “Allah ve Onun Resulü doğru söylediler: “Dünya hayatını ve onun zinetini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz. Onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır” (Hud 15-16).
Ravi: Şüfeyyü’l-Esmai
Kaynak: Müslim, İmaret 162, (1906); Tirmizi, Zühd 48, (2383); Nesai, Cihad 22, (6, 23, 24)
Resulullah (sav)’ın şöyle söylediğini işittim: “Kim alim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar.”
Ravi: Ka’b İbnu Malik
Kaynak: Tirmizi, İlm 6, (2666)
Resulullah (sav) bir gün: “Hüzün kuyusundan Allah’a sığının!” buyurdular. Oradakiler: “Ey Allah’ın Resulü! Hüzün kuyusu da nedir?” diye sordular. “0,” dedi, “cehennemde bir vadidir; cehennem, o vadiden her gün yüz kere Allah (cc)’a sığınma taleb eder.” “Ey Allah’ın Resulü!” denildi, “oraya kimler girecek?” “Oraya” dedi, “amellerinde riya yapan kurralar girecektir!”
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Tirmizi, Zühd 48, (2384)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ahir zamanda, dinle dünyayı taleb eden insanlar zuhur edecek. Bunlar, insanlar(a iyi görünüp, onları aldatmak) için öyle bir yumuşaklığa bürünürler ki koyun postu yanlarında kaba kalır. Dilleri de baldan daha tatlıdır. Ancak kalbleri kurtlarınkinden vahşidir. Cenab-ı Hakk (bunlar için) şöyle diyecektir: “Beni aldatmaya mı çalışıyorsunuz, yoksa bana karşı cürete mi yelteniyorsunuz? Zat-ı Akdesime yemin olsun, bunlar üzerine, kendilerinden çıkacak öyle bir fitne göndereceğim ki, içlerinde halim olanlar bile şaşkına dönecekler.”
Ravi: Ebu Hüreyre ve İbnu Ömer
Kaynak: Tirmizi, Zühd 60, (2406.2407)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allahu Teala Hazretleri diyor ki: “Ben ortakların şirkten en müstağni olanıyım. Kim bir amel yapar, buna benden başkasını da ortak kılarsa, onu ortağıyla başbaşa bırakırım.”
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Müslim, Zühd 46, (2985)
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde, Allah nazarında en kötü olanlardan bir kısmını da iki yüzlülerin teşkil ettiğini göreceksiniz. Bunlar bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle giden insanlardır.”
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Buhari, Edeb 52; Müslim, Fedail 199, (2526); Muvatta, Kelam 21, (2, 991); Tirmizi, Birr 78, (2026);
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kimin dünyada iki yüzü varsa kıyamet günü, ateşten iki dili olacaktır.”
Ravi: Ammar İbnu Yasir
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 39, (4873)
Hz. Üsame (ra) diyordu ki: “Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: “Kıyamet günü bir adam getirilip ateşe atılır. Karnındaki barsakları dışarı çıkar. Onları, eşeğin değirmen taşını dönderdigi gibi dönderir. Derken, cehennem ahalisi etrafında toplanır ve: “Ey fülan, sen dünyada iken (bize) ma’rufu emderip, münkerden nehyetmiyor muydun?” derler. O: “Evet, ma’rufu emrederdim ama kendim yapmazdım, münkeri yasaklardım ama kendim yapardım” diye cevap verir.”
Ravi: Ebu Vail
Kaynak: Buhari, Bed’ü’l-Halk 10, Fiten 17; Müslim, Zühd 61, (2989)