Adaptasyon : Canlıların çevreye uyumunu sağlayarak yaşama ve çoğalma şanslarını artıran kalıtsal özellikleri, uyarlama.
Andezit : Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Afet Bölgesi : Deprem, volkanik olay, sel, çığ, heyelan ve orman yangını gibi doğal afetlerin meydana gelebileceği alanlar.
Ay tutulması : Dünya, Güneş ile Ay arasına girerek, Ay’ın bütününü veya bir bölümünü gölgelerse ay tutulması meydana gelir.
Ağır Metaller : Cıva, kurşun ve çinko gibi çevre açısından zararlı maddeler.
Açık Havza : Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir.
Alternatif Kaynak : Bir kaynağın yerine kullanılabilecek ve aynı işlevi görebilecek kaynak.
Anksiyete : Kaygı, korku, gerilim ve sıkıntı hâli.
Açısal Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Art Bölge : Bir limanın ya da işlek pazarın gerisindeki yerler. Art bölge, bir limanı ticari etkinlik bakımından besler ve ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlıdır. Bir limanın
gelişmesi büyük çapta art bölgesinin genişliğine bağlıdır.
Ay’ın evreleri : Ay Güneş’ten aldığı ışınları yansıttığından ve Dünya’nın etrafındaki hareketinden dolayı farklı şekillerde görülmektedir. Ay’ın değişik şekillerde görülmesine Ay’ın evreleri denir. Ay, Güneş ile Dünya arasına girdiğinde, Ay’ın karanlık yüzü Dünya tarafında olur. Bu durumda Ay’ı göremeyiz. Ay’ın bu evresine yeni ay denir. Yeni ay evresinden yaklaşık bir hafta sonra Ay’ın Dünya’ya bakan yüzünün yarısı görülür. Bu evreye ilk dördün denir. İlk dördün evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün tamamı görülür. Bu evreye dolunay adı verilir. Dolun Ay evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün yarısı görülür. Bu evreye son dördün denir.
Asit Yağmuru : Sanayi kuruluşları, ev ve iş yerleri ile egzozlardan havaya yayılan azot ve sülfür oksitlerin yağışlarla yere düşmesi.
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Aşırı Nüfus : Belli bir gelişme düzeyinde kaynaklarla toplam nüfus karşılaştırıldığında, nüfus miktarındaki azalmanın yararlı gözüktüğü nüfus hacmi. Bir bölgede ya da ekonomide, nüfusun aşırı yoğunlaştığını gösteren özel terim.
Atık : Çevrenin doğal yapısını bozan ve çevreye bırakılmış olan katı, sıvı, gaz veya radyoaktif maddeler.
Antimeridyen : Herhangi bir meridyenin tam karşısından geçen ve meridyeni 180° ye tamamlayan meridyen.
Akarsu : Belirli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar suları ile beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara akarsu denir.
Akarsu Akımı (Debisi) : Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir.
Akarsu Rejimi : Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da akım düzeni denir.
Antisiklon : Bir basınç değerinin çevresindeki basınç değerlerine göre fazla olması durumu. 2. Yüksek basınç.
Anökümen : Yerleşilmemiş ve yerleşilmesi imkânsız bölgeler, araziler.
Artezyen : Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.
Asit Yağışı : Fosil yakıtların yakılması ile oluşan kimyasal maddelerin kirlettiği yağışlar.
Anemometre (rüzgar ölçer) : Rüzgarın hızını ölçmeden kullanılan alet.
Astronomi : Gök cisimleriyle ilgilenen bilim dalı.
Aydınlanma Dairesi : Yeryüzünün aydınlık ve karanlık olan bölümlerini ayıran sınır.
Abiyotik : Ortamı oluşturan canlı olmayan her şey abiyotik faktörler olarak bilinir. Kaya, su, dağlar çevrenin abiyotik unsurlarına örnektir.
Aneroid Barometre : Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.
Ablasyon : Erime ve buharlaşma nedeniyle kaybedilen net su olarak tanımlanır.
Aşınma : Aşınma, ‘materyallerin ovma etkisi’ nedeniyle bozulmasıdır.
Altimetre : Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Ağaçlandırma : Ağaçlandırma, çorak topraklarda ve ormanlık alanlarda ağaç dikmek anlamına gelir.
Artçı şiddet : Ana depremden sonra, merkez üssünden hissedilen sarsıntılara verilen isimdir.
Aeolian : Bu coğrafya terimi, Aeolus yani yunan rüzgar tanrısından türemiştir. Aeolian, rüzgarların neden olduğu erozyona verilen isimdir.
Albedo : Dünyevi bir cisim tarafından yansıtılan güneş ışınlarının miktarı albedo olarak adlandırılır.
Alüvyon Yelpazesi : Tortu yüzünden oluşan yelpaze şeklinde bir toprak dolgusudur. Genellikle vadi eteklerinde bulunur.
Alüvyon : Alüvyon nehirler tarafından oluşan birikintilerdir.
Antipod : Dünyanın herhangi bir noktasına olan tam zıt nokta antipod olarak adlandırılır. Örneğin, güney ve kuzey kutupları birbirlerinin antipodlarıdır.
Antisiklon : Coğrafya tanımlarına göre, antisiklon yüksek basınç ve sıcak koşullar üreten dengeli bir hava kütlesidir.
Aphelion : Yörüngede dönerken dünyanın Güneş’ten en uzak olduğu zaman noktasıdır. Bu, 3 Temmuz’da, güneşin Güneş’ten yaklaşık 94.555.000 mil uzakta olduğu zaman ortaya çıkar.
Akifer : Akifer, dünyanın merkezinde bulunan su rezervidir. Başka bir deyişle, yüzey uygulamaları için çıkarılan bir yeraltı su rezervidir.
Arroyo : Arroyo kuru bir dereye, yoğun bir şekilde yağmur yağması sonucu oluşan taşkına verilen isimdir.
Atmosfer : Yerküreyi çepeçevre saran ve içerisinde çeşitli gazların bulunduğu tabakadır. Atmosferin %78,09’u Azottan, %20.95’i oksijenden ve geri kalan %0,96’sı 19 farklı gazdan oluşur.
Atoll : Sığ bir lagünü kuşatan halka şeklinde bir mercan resifidir.
Aurora Australis : Aurora Australis, gece gökyüzünde güney yarımkürede görülen bir ışık grubudur. Ayrıca ‘Güney Işıkları‘ olarak bilinirler ve genellikle yeşilimsi-mavi tonlarında ortaya çıkarlar.
Aurora Borealis : Uzak kuzey yarımkürede görünen muhteşem bir ışık grubudur. Gece görünür ve aynı zamanda ‘Kuzey Işıkları‘ olarak da bilinir.
Ana Akım : Akarsulara akan yeraltı su sızıntısına verilen isimdir.
Ayrışma : Organik maddenin ayrıştırıcılar tarafından daha basit maddelere dönüştürülmesi işlemine verilen isimdir.
Akarsu-Buzul : Buzulların erimesi sonucu oluşan akarsular veya nehirlerdir.
Ada : Her yönü su ile çevrili olan araziye verilen isimdir.
Ada Yaylası : Yay şeklinde volkanik dağlar tarafından oluşturulan yay biçiminde bir zincir ada yayı olarak bilinir.
Ağız : Bir nehrin başka bir su kaynağına aktığı yere nehrin ağzı denir.
Azot Döngüsü : Atmosferdeki azotun yıldırım, yağmur ve toprağa çökelme yoluyla azot oksitlere dönüştüğü belli kimyasal reaksiyonlardan oluşan atmosferdeki azotun dolaşımı ile ilgili döngüye azot döngüsü denir. Bitkilerde bulunan bakteriler tarafından toplanır ve metabolize olur ve organik madde bakteriler tarafından ayrıştırıldığında atmosfere geri gönderilir.
Azot Fiksasyonu : Azot fiksasyonu, atmosferik azotun doğal olarak veya endüstriyel prosesler vasıtasıyla çeşitli bakteriler tarafından amonyağa dönüştürüldüğü azot döngüsündeki bir aşamadır.
Akıntı Akımı : Bölgedeki arazinin orijinal eğiminin tersi yönde akan akıma verilen isimdir.
Aşırı Otlatma : Hayvanların aşırı beslenmesi sonucu arazinin hasar görmesine verilen isimdir.
Akış : Toprağa absorbe edilmeyen ve arazi yüzeyi boyunca akan su (yağmurdan gelen) için kullanılan terimdir.
Alizeler : 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler. En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır. Okyanus akıntılarının yönlerini düzenlerler. Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz üzerinden aldıkları nemi Ekvator çevresine yağış olarak bırakırlar.