Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının İslâm devletini kurmak üzere Mekke’den Medine’ye göç etmelerine hicret denir. Hicret 622 yılında olmuştur.
Sevgili Peygamberimiz (sav) evden ayrılıp dostu Hz. Ebu Bekir ile buluştu. Birlikte yola çıktılar. Müşrikleri şaşırtmak için Medine’nin bulunduğu istikamete zıt yönde ilerleyerek Sevr dağına gittiler ve bir mağaraya gizlendiler.
Hz. Peygamber’in (sav) Mekke’den ayrıldığını anlayan müşrikler de hemen harekete geçtiler. Yanlarına iz sürücüler alarak takibe başladılar. Mağaranın kapısına kadar geldiler. Ancak Mağaraya girmediler. Çünkü bir örümcek, mağaranın ağzını kapatacak şekilde bir ağ örmüştü. Ayrıca bir çift güvercin de mağaranın ağzındaki bodur bir ağacın dalları arasına yuva yapmıştı. Bunu gören müşrikler mağaranın içinde kimsenin olamayacağını düşündündüler ve geri döndüler.
Resûlullah (sav) ve arkadaşı Ebu Bekir mağarada üç gün kaldılar. Üç günün sonunda Sevr dağının eteklerinde Abdullah b. Uraykıt ile buluştular. Mekke’den ayrılmadan önce kendilerine kılavuzluk yapması için onunla anlaşmışlardı. Abdullah b. Uraykıt müşrikti, ancak güvenilir ve mert bir kişiydi. Hz. Ebu Bekir’in ona emanet ettiği develeri de beraberinde getirmişti. Böylece zorlu bir yolculuk başladı. Kimsenin pek bilmediği bir güzergâhı izleyerek yola devam ettiler. Bazen sarp geçitlerden geçtiler, bazen çölün ortasından.