Aft, bir çoğunun asıl sebebi bilinmeyen, ancak bir virüsten dolayı ortaya çıktığı veya bağışıklık sisteminin bozukluğuyla ilgili olduğu sanılan, ağızda, dudaklarda ve dil sathında küçük ülserler (doku harabiyetleri) ile seyreden bir hastalıktır.
Aft yaraları; küçük, sığ, yuvarlak veya oval ve sathtan hafifce kabarıktır. Ekseriya sindirim bozuklukları ile birlikte görülür. İlaç allerjilerinde, ateşli hastalıklarda, B ve C vitaminlerinin eksiklikerinde, mekanik travmalarda aft meydana gelebilir.
Ekseriya sindirim bozuklukları ile birlikte bulunur. Çok ağrılıdır. Gülmeyi, konuşmayı, çiğnemeyi güçleştirir. Tedaviye rağmen 1-2 hafta sürer. Bazan biri iyileşirken biri yeniden çıkar. B ve C vitaminleri verilmesi faydalı olabilir; çünkü aftların çıkmasının vücut mukavemetinin düşük olmasıyla ilgisi vardır. Bu vitaminler özellikle C vitamini mukavemeti arttırır. Antibiyotikler fayda sağlamaz. Ancak, yeni bir hastalığın bunun üzerine eklenmesini önlerler. Gamaglobülin enjeksiyonu yapılırsa, belirtiler kısa sürede silinir. Çiğneme sırasındaki ağrıyı azaltmak için yemek öncesi düzeysel olarak ağrı kesici solüsyonlar sürülüp, 15-20 dakika ağrının duyulması önlenebilir. Tekrarlayan veya uzun süren aftlarda, ağızın karbonatlı ve tuzlu (veya şaplı) suyla çalkalanması, keza yaraların üzerine gliserin sürülmesi de iyileşmeyi hızlandırır. Özel (ağız için hazırlanmış) pomadlar vardır, kullanılması faydalıdır. Barsak solucanı tedavisinde kullanılan Leva misole (Ketrax) haplarından haftada iki gün arka arkaya bir defada üç tane münavebeyle haftalarca kullanılmasının iyi sonuç verdiği bildirilmektedir. (Misalen Pazartesi sabah 1 defada 3 tane, Salı sabah tekrar edip diğer 5 gün ara verilerek devam edilir.
Yaraların üzerine kortizon tedavisi oldukça etkili olmaktadır. Ağız içinde ülser çıkmadan, o bölgede kaşıntı veya yanma gibi belirtiler olduğunda, uygulanan kortizon muhtevalı merhem tedavisi; ülser gelişmesini önleyebilmekte, ülser ortaya çıktıktan sonra verildiğinde ise ülserin şiddetini azaltmakta, süresini kısaltmaktadır.