Kurban kesmenin fazilet ve sevabıyla ilgili hadis-i şerifler müminler için çok büyük müjdeler ihtiva eder. Hz. Âişe Validemizden gelen bir rivayet şöyledir: “Hiçbir kul, kurban günü, Allah indinde, kurban kanı akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla tırnaklarıyla gelecektir. Kesilen kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah nezdinde yüce bir mevkiye ulaşır. O halde, gönül hoşluğu ile kurbanlarınızı kesin.” Konuyla ilgili diğer bir rivayette ise kurbanın sevabı hakkında bir soruya Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Her bir tüye karşılık bir hasene vardır.” diye cevap vermiş, bunun üzerine maksadın daha iyi anlaşılması için kendisine: “Ya Resûlallah! Yün” denmiş ve O da: “Yünün her tüyüne karşılık bir hasene (iyilik) var.” demiştir. Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kurbanı kesilecek olan Hz. Fâtıma’ya: “Kalk kurbanının yanına git ve onu izle. Onun akıtılacak ilk damlası ile senin geçmiş günahların affedilecek.” demiştir. Kesilen kurbanların sırat köprüsünde sahibi için bineklik yapacağı da Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) nakledilen rivayetler arasındadır.
Sözlükte “yakınlık ve yaklaşmak, kendisiyle Allah’a yaklaşılan şey” manasına gelen kurban, Dini ıstılahta, “ibadet niyetiyle, kendine mahsus vakitte, belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek” demektir. Diğer bir ifade ile Kurban, fıkıhta belirlenen şartları taşıması kaydıyle, Allah’a yakınlık ve ibâdet gayesiyle, şer’î usûl ile boğazlanıp kesilen hayvana verilen isimdir. Kurban bayramı günlerinde (ilk üç günde) belli şartları taşıyan ve Allah rızası için kesilen kurbana “udhiyye” denir.
Kurban kesmek mal ile yapılan bir ibadettir ve hanefi mezhebine göre vaciptir. İmam Şafii’ye göre ise, kurban vacip değil, müekked bir sünnettir.