Şafii mezhebine göre Zekat alabilecek kişiler şunlardır.
1- Fakirler
2- Miskinler
3- Borçlular
4- İbn-i sebiller (yolcular)
5- Zekat görevlileri
6- Müellefe-i kulub (kalpleri İslam’a ısındırılmak istenenler)
7- Allah yolunda cihada çıkanlar
8- Mükateb (hürriyet sözleşmesi yapan) köle ve cariyeler
Zekatın bu sekiz sınıfın dışında kalan kişilere verilmesi caiz değildir.
Günümüzde bu sekiz sınıftan sadece;
1- Fakirler
2- Miskinler
3- Borçlular
4- İbn-i sebiller (yolcular) bulunmaktadır. Diğer sınıflar ise mevcud değildir.
A – Fakirler
Fakir; Allah rasûlünün (as) ümmeti için, yaşanacak ömür yaşı olarak kabul edilmiş olan altmış iki (62) yıllık süreçten kalan her gün için, kendisine gereken ve konumuna uygun olan yiyecek-içecek giyim, konut kirası vs. gibi zarûrî ihtiyâçlarının tümünü karşılayacak gelire, mala veya nakid paraya sahip olmayan yada bu ihtiyâçlarının sadece yarısından daha az miktarına sahip olan kişidir.
Altmış iki yıllık ömür ölçüsü, sadece zekat alan kişi için mu’teber olup, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyâcı ise bu ölçü dışındadır.
Bir kişinin, aylık yada yıllık ihtiyâcını karşılayabilecek kadar maaş, işçilik ücreti, akar geliri vs. gibi muntazam geliri varsa, fakir yada miskin sayılamayacağı için zekat alamaz.
Böyle bir geliri bulunmaz ise, bulunduğu yaştan ulaşabileceği altmış iki yaşına kadar olan süreç değerlendirilecektir. Bu değerlendirme yapılırken bakılır; bu süreçteki ihtiyâçlarını karşılayabilecek kadar nakid para yada akar’a sahip ise, örneğin;
a) Herhangi bir şekilde geliri yada kazancı olmayan bir kişi, elli yaşında olup da elinde yüz (100) milyon lira nakid parası varsa ve bir yıl boyunca yaşam standardına uygun olan geçimini on (10) milyon lira ile sağlayabiliyor ise zekat alamaz.
b) Elli yaşında bir ticâret erbâbı olup da, ticâret yapıp kâr ediyor ve geçimini sağlayabiliyor ise gene zekat alamaz.
c) Şayet ihtiyaçlarını karşılayabilecek muntazam gelire veya nakid paraya, yada akar’a sahip değilse…Veya ticâret erbâbı olmadığı için, ne sahip olduğu ana parayla ne de onun karı ile geçimini sağlayamadığı gibi zarûrî olan ihtiyâçlarını da karşılayamıyorsa… Eksik kalan geçim ihtiyâçlarını karşılayacak kadar zekat alabilir.
B – Miskinler
Miskin; yaşanacak ömür yaşı olarak kabûl edilmiş olan altmış iki yıllık sürecin kalan kısmı için, kendisine gereken ve konumuna uygun olan yiyecek-içecek giyim konut vs. gibi zarûrî ihtiyâçlarının tümünü karşılayacak gelire, mala veya nakid paraya sahip olmayan yada bu ihtiyâçlarının sadece yarısına veya yarısından biraz fazlasına sahip olan kişidir.
Kişi ister fakir, ister miskin olur da adı geçen altmış iki yaşa ulaşmadıkça, kalan süre içerisinde kendisine gerekecek ve adı geçen ihtiyâçlarını karşılayabilecek kadar zekat alabilir.
Altmış iki yaşına ulaşınca, artık sadece bir yıl içerisinde kendisine gerekecek ihtiyâçlarını karşılayabilecek kadar zekat alabilir.
C – Borçlular
Zekat alabilen borçlular dört kısımdır. Bunlar;
1- Geçim ihtiyaçları için borçlananlar
Kişi, kendisi yada bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sağlamak için borçlanmış ve borçlandığını gayr-i meşrû yolda harcamamış ise…
Veya borçlandığın ı gayr-i meşrû yolda harcamış, ancak tevbe etmiş ve tevbesinin sâdık olduğuna dâir karîne ve işâretler mevcut ise… Yada başta mübâh olan bir ihtiyâç için borçlanmış olduğu kesin delîl ile sâbit olmuş, ancak daha sonra bu borçlandığını gayr-i meşrû yolda harcamış ise…
Tüm bu durumlarda, borçlarını ödeme günü geldiği halde ödeyecek durumda değil ise, sadece borcu kadar zekat alabilir.
2- Hayır için borçlananlar
Misafir ağırlamak yada mescid, yuva, yurt, hastane, medrese, okul vs. gibi hayır kurumları inşâ etmek için borçlanan kişi, bir görüşe göre, fakir durumda ise, bu borç kadar zekat alabilir. Diğer bir görüşe göre ise, nakid dışındaki mal-mülkte zengin olsa bile, borcu kadar zekat alabilir. Ancak ilk başta, daha inşaatına başlamadan, mescid vs. inşâ etmek için zekat alamaz.
3- Barış için borçlananlar
Kendisi gerek nakid ve gerek gayr-i menkul zengini olsa bile, kişiler arasındaki dövüş, kavga vs. gibi hâdiselerden oluşmuş fitneyi gidermek ve barış sağlamak üzere borçlanan ve o borcu ödeme vakti gelen kişi, borcu kadar zekat alabilir.
4- Kefâlet için borçlananlar
Hal vakti yerinde olmadığı için, borcunu ödeyemeyecek konumda bulunan bir kişiye, izni ve müsâdesi dahilinde olmadan kefil olan ve ödeme günü gelmiş olmasına rağmen ödeyecek mal-mülkü bulunmayan kişi, kefâlet için borçlandığı miktar kadar zekat alabilir.
Hal vakti yerinde olup da borcunu ödeyebilecek konumda bulunan bir kişiye, izni ve müsâdesi dahilinde kefil olan ve ödeme günü gelmiş olmasına rağmen ödeyecek durumda olmayan kişiye ise zekat verilmez, izni ve müsâdesi olmadan borçluya kefîl olan, ancak o borcu ödeyecek durumda bulunmayan kişi ise kefîl olduğu borç kadar zekat alabilir.
Mal-mülkü Bulunan Borçlu
Mal-mülkü bulunan borçlu kişi, bu malı ile borcunu ödeyebilir durumda olduğu halde ödemedikçe, fakir yada miskîn konumunda sayılmaz. Borcunu ödedikten sonra konumu değerlendirilir.
D – Yolcular
Bir yolcu, (ibn-i sebil) ister yolculuğu esnasında olsun, ister sırf haz duyma amaçlı bile olsa yolculuğa çıkmak arzusunda olsun, günah ilişkili olmaması kaydıyla, bu yolculuğu esnasında ihtiyâçlarını karşılayacak mal-mülke sahip değil ise, aslında zengin bile olsa, borç alma zorunluluğu olmaksızın kendisine gerekecek kadar zekat alabilir.
Bu yolculuk günah işlemek amaçlı ise ona zekat verilemez.
E – Zekat görevlileri
Meşrû olan idari ve siyasi iktidarın zekat toplamak vs. için tayin edip de kendilerine maaş ödemediği kişiler fakîr yada miskîn olmadıkları halde zekat alabilirler.
Şayet bunlar maaşlı olarak tayin edilmiş ve geçimlerini sağlayabiliyorlarsa zekat alamazlar.
F – Müellefe-i kulûb
Kalplerini İslâm’a ve Müslümanlara karşı ısındırmak üzere, imani yönleri zayıf olan aşağıdaki kişilere zekat verilebilir.
a) Gerek İslam dinine ve gerek müslümanlara karşı sevgisi ve ilgisi bulunmayan mü”minlere, İslami sevgi ve hoşgörü kazandırmak üzere zekat verilir.
b) iman etmemiş kişileri islama davet edip iman etmelerini sağlamaları için, toplumda saygın olan ve önde gelen mü”minlere zekat verilir.
c) Zekat toplama memurları dışında, zekatını vermeyenlerle savaşan yada onları korkutan mü”minlere zekat verilir.
d) İslam toplumuna herhangi bir şekilde saldırı çabası içinde bulunan odaklara karşı ciddi şekilde cihad çabası gösteren kişilere zekat verilir.
Ancak bu son iki grubun zekat alabilmesi için, toplumda zekat vermeyenleri etkisiz hale getirecek askeri güç kullanmanın, devlete daha fazla masraf yükleyeceği durumda olabilir.
Kafirlere Zekat Verilir mi
Hiçbir gaye ve amaçla kafirlere zekat verilemez. Ancak onları iman’a ve İslam’a ısındırmak için, zekat dışında her türlü harcama yapılabilir ve her mübah davranış gösterilebilir.
G – Allah yolunda cihada çıkanlar
İslam dinine veya müslümanlara gelebilecek her türlü saldırıya karşı koymak üzere maaşsız ve gönüllü savaşçılara, zengin olsalar bile zekat verilir. Şayet bunlar, bu amaçla maaşlı tayin edilmiş olup da geçimlerini sağlayabiliyorlarsa zekat alamazlar.
İmam Ahmed bin Hanbel (ra), haccı da Allah yolunda cihad
saymıştır.
H – Mükateb köleler
Yüce İslam dini, yer yüzünü İlahi nurla aydınlatmaya başladığında, önceki iktidarların kurduklan kötü düzenlerin ortak felsefesi sonucunda, her taraf kölelik trajedisi ile kaynıyordu.
Kadın-erkek, genç-ihtiyâr, çoluk-çocuk milyonlarca insan kölelik azâbı içerisinde ve pazarlarda mal diye alınıp satılıyordu.
İslam güneşi doğduktan sonra, gerek Kur’ân-ı Kerîm’in İlahi mesajlarıyla ve gerek rahmet peygamberi Allah rasulünün (as) ifade ve tavsiyeleriyle, kölelere ailenin bir ferdi gibi davranılması ve azad edilmeleri teşvik edildi.
Eğer yer yüzünde artık insanlar çarşı pazarda alınıp satılmıyorlarsa, tüm insanlık bunu Islâma borçludur.
Kölelerin bir an önce azad edilmelerini sağlayacak adımlardan bir tanesi de yüce İslâm’ın kabûl ettiği “mükâtebe” akdidir.
İslam dini mükatebeyi meşru saymakla, efendisiyle hürriyet akdi yapıp da “Mükâteb” duruma düşen Müslüman köleleri de zekat alabileceklerin arasına koyup kölelerin âzâd edilme sürecini teşvik edip başlattı. Böylece köle efendisiyle belli bir miktar mal karşılığında azad olma anlaşması yapacak ve artık çalışıp bu meblağı efendisine ödeyip âzâd olabilecekti.
Yüce İslâm’ın bu insânî uygulaması ile, bu gün yer yüzünde köle kalmamıştır. Tabiki emperyalizmin kölelik sisteminin köleleri hariç!
Efendisinin dışında herkesten zekat alabilen bir Mükâtebin zekat alabilmesi için, efendisine olan borcunu, başka türlü ödeyememe durumunda olması gerekir.