Üzerinde kul hakkı bulunan kişi; o hakkı ödemeye gücü yeterse, hak sahibinin bilinmesi ve bulunması halinde, hakkını ona ödemekle mükelliftir. Ödemeye gücü yoksa, gücü yettiği anda ödemeye azm etmekle yetinebilir.
Şayet kul, hakkını ödeme gücüne sahip olduğu halde, hak sahibini bilmiyor yada onu bulamıyorsa, o hakkı fakirlere tasadduk edecektir. Fakat ilerde hak sahibini öğrenip bulursa, durumu kendisine izah edip kendisiyle helalleşecektir. Hak sahibi hakkını almak için ona diretirse, gücü varsa hakkını ödemelidir.
Helalleşmede mahzur varsa
Kişi, üzerinde bulunan hakkı hak sahibine açıklaması halinde, önemli bir can veya mal tehlikesine yada fitneye vs. maruz olacaksa; örneğin zina ederek kul hakkına giren birinin, kalkıp da bu olayı hak sahibi aileye yada kocaya açıklayıp helalleşmesi bu tür bir tehlikeye sebeb olacaksa, bu günahtan tevbe edip de sadece pişmanlık duyması ve günaha bir daha dönmemeye azm etmesi yeterlidir. Hesabının akibeti ise Allah tarafından ahirette belirlenecektir.