Günlerin en hayırlısı sırasıyla; Arafe günü, Cuma günü, kurban bayramı ile ramazan bayramının ilk günleridir. Gecelerin en hayırlısı ise sırasıyla; Allah rasûlünün (as) doğduğu gece, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve Kadir gecesidir. Cuma namazı da tüm diğer namazlardan daha efdaldir.
Cuma Günü ve Gecesinin Hususiyyeti
a) Allah-u teâlâ her cuma gecesinde, altı yüz bin kişiyi cehennem azabından azad eder. Ancak bu azabın mahiyetini ve miktarını sadece yüce zâtı (cc) bilir.
b) Cuma günü yada gecesinde vefât eden kişiye şehid sevâbı verilir, kabir suâli kendisine kolaylaştırılır ve kabir azâbından korunur.
c) Cuma gününde duâ kabûl edildiği “sâatul-îcâbe” adı verilen bir an vardır.
Cuma Namazının Farziyyeti
Cuma namazı, İsra (Kadir) gecesinde ve Mekke’de farz kılındı. Ancak henüz kılınış ortamı müsâit olmadığından ilk olarak burada değil de, Medine-i münevvere’ye yakın bir köyde Es’ad bin Zürâre adındaki sahâbe tarafından kıldırılmıştır.
Cuma namazı, ergenlik yaşına girmiş olan; akıllı, hür, cemâatle ilgili özürleri bulunmayan ve aynı zamanda mukîm yani kalıcı bir yerleşim alanında sürekli olarak yaşayan her mükellef erkeğe farz-ı ayn’dir.
Yedi yaşını tamamlayan erkek çocuğa, kılması yönünde tavsiyede bulunulması şarttır. On yaşına gelip de kılmayan çocuklar ise, hafifçe ve acıtmaksızın dövülür.
Cuma namazı; kadın, hünsâ (çift cinsiyetli) ve fecir vaktinden önce mübâh olan bir kasr seferine çıkan kişiye vâcib değildir. Ancak bu kişilerin kılmaları halinde geçerlidir.
Ayrıca kişi fecir vaktinden önce, meşrû olan herhangi bir işini ifa etmek üzere ikâmet ettiği yere yakın olan bir yere gitmiş ve oradan da cuma ezânını duymamışsa, cuma namazı kendisi için de Vâcib değildir.