Selis, mahrecinden sürekli halde idrar, mezi, gaz, kan, ishal vs. akan kişiye denir.
Selis olan kişi, söz konusu olan bu akıntıları, abdest alıp da içinde bulunduğu vaktin namazını edâ edebilecek kadar kesilmiyor ise mazur sayılır.
Bu kişi, her farz namaz için ve vakit girdikten sonra, önce bedeninde veya elbisesinde bulunan necâsetten temizlenir, sonra oruçlu değil ise, adı geçen ifrazların çıktığı mahrecini pamuk, bez vs. gibi maddelerle tamponlar. Oruçlu ise, sadece bağ kullanır. Tamponlama yeterli gelmezse, ayrıca kendini sıkıca bağlaması gerekir.
Sonra; neveytu estebiu ferdesselati niyyetiyle abdest yada teyemmüm alır ve ara vermeden namazını kılar.
Bu işlemlerden sonra, şâyet mahreçten dışarıya kan sızarsa, abdesti bozulmadığı gibi, bu kan sızıntısı namazına da engel değildir.
Selis; ezâna îcâbet etmek, yada cemâate uymak vs. gibi namaz maslahatı sayılabilecek husûslar için namazı te’hîr edebilir.
Bunun dışında; örneğin yemek yemek vb. bir şeyle meşgul olursa, bağladığı tüm o nesneler yerli yerinde duruyor bile olsa, adı geçen tüm husûsları baştan yapıp öylece namaz kılması gerekir.
Selis, bir abdestle sadece bir farz namaz kılabilir. Ancak dilediği kadar nâfile namazı kılabilir.
Mâlikî Mezhebine Göre Selis’in Hükmü
Mâlikî mezhebine göre selis, adı geçen ifrazlarının, bir namaz vakitinin yarısından fazla bir süre aktığı ve bu rahatsızlığını tedâvi vs. ile gideremediği kişidir.
Mâlikî mezhebinde bulunan bir görüşe göre; selis olan kişi, abdest alır ve namazlarını kılar. Abdest alımından sonra akacak söz konusu ifrazlarla abdesti bozulmaz.
Abdesti, ancak istek ve irâdesi ile idrar akıtmak yada istek ve şehvetle yaptığı nazar veya düşünce ile mezî akıtmak yada uyumak ile bozulur.
Ayrıca Mâlikî mezhebine göre; kişinin elbisesinde, bedeninde ve üzerinde namaz kılacağı yerdeki necâseti gidermesi sünnettir.
Yukarda îzâh edilen mazeretlerden herhangi birisiyle mübtelâ olan bir kişinin;
– “Mâlikî mezhebindeki bu görüşü taklîd ettim” diye niyyet getirerek bu mezhebi taklîd etmesinde ve böylelikle önemli meşaketten kurtulmasında hiçbir mahzur yoktur.
Hanbelîlere göre; idrar, dışkı, ve iç basûr kanaması ile gaz kaçırma gibi sürekli hadesi bulunan kişinin abdesti bozulmaz. Kendisinden akan bu maddelerin azı yada çoğu farketmez. Ayrıca selis olan kişi, namazlarını cem-i takdîm yada cem-i te’hîr ile kılabilir.
Sürekli olarak bu tür akıntısı bulunan hasta ve yaşlıların bu görüşü taklîd etmeleri çok uygundur. (El-Fıkhul-islâmî c.1 s.267-358)