İmam Ramli, özürlü yada özürsüz olarak kılınmayan namazları kazâ ederken tertibe riâyet edilmesinin mendûb olduğunu söyler.
İbn-i Hacer ise, önce özürsüzlerin kılınmasının vâcib olduğunu savunur. Bu iki görüşten biri taklîd edilebilir.
Kişinin içinde bulunduğu vakit, hem kazâ namazını hem vakit namazını kılmaya yeterli ise, önce kazâ namazını sonra vakit namazını kılması vâcibtir. Bu namazı özürsüz değil de özürlü olarak kaçırdıysa, bu sıralamayı yapması sünnettir.
Kişi önce kazâ namazını kılması halinde, vakit dolmadan hazır vakit namazından en az bir rekat kılabileceğinden emin değilse, önce vakit namazını kılması vâcibtir.
Şâyet önce kazâ namazını kılması halinde, vakit dolmadan vakit namazının tümü değil de, bir rekatını veya daha fazlasmı kılabileceğinden emin ise, gene önce vakit namazını kılması gerekir.
Hazır vakit namazına niyyet ettikten sonra, kılmadığı bir farzlık kazâ namazını hatırlarsa, namazını kesmeyip onu tamamlaması vâcibtir.
Sadece bir farz kazâ namazı bulunan kişi, hazır cemâati kaçıracağı endişesi taşısa bile, cemâate uymayıp önce kazâ namazını kılması müstehabtır. Ancak isterse, önce kazâ namazı niyyetiyle hazır kılınan cemâate uyar, ardından hazır vaktin namazını edâ eder, isterse de önce hazır vaktin namazmı cemâatle kılar, ardından da kazâ namazını kılar.