İnanılması gereken husûslardan biri de Sırat’tır. Sırat cehennem üzerine kurulan ve cennete kadar uzanan ma’nevî bir köprüdür.
Mü’minler onun sağ kenarından, kâfirler ise sol kenarından geçecektir.
Her mü’minin Sırattaki yolu, amelinin verdiği nur ölçüsünde nurlanacak ve genişleyecektir. Kâfir ve günahkârın Sırât yolu ise, amelinin karanlığına göre karanlık, dar ve zorlu olacaktır.
Sırât’ın her iki kenarında, takılı kancalar bulunmaktadır. Bu kancalar, kapmakla emrolundukları kâfir, münâfık ve günahkârlara takılacak ve onlardan cehenneme atılmayı hak edenleri kapıp cehenneme atacaktır. Ancak kâfir ve münâfıklar burada ebedî kalırken, günahkar mü’minler ise hak ettikleri azabı görüp cennete alınacaklardır.
Bu kancalar, günahları cehenneme atılmayı hak etmeyen bir kısım günahkarları farklı şekillerde etlerinden yaralarsa da onları cehenneme atmayacaktır.
Mümin Kulların Sırattan Geçiş Şekilleri
a) Kimi göz açıp kapayacak kadar.
b) Kimi şimşek çakışı sürati kadar.
c) Kimi rüzgar sürati kadar.
d) Kimi kuş uçuşu sürati kadar.
e) Kimi sürat atları kadar hızlı.
f) Kimi koşarak.
g) Kimi emekleyerek geçecektir.
Melekler Sıratta Hesab Soracaktır
İnsanlar Sırâttan geçiş esnasında Cibril ve Mîkâîl tarafından;
a) Ömürlerini neyle tükettiklerini.
b) Gençliklerini neyle hebâ ettiklerini.
c) İlimleriyle ne amel ettiklerini.
d) Mallarını nerden kazanıp nereye harcadıklarını sorarak sorgulalayacaktır.
Sırat’tan Geçiş Sırası
Sırât’tan ilk geçecek olan Allah rasûlü (as), ardından da ümmetidir. Sonra Hz. îsâ (as) ve ümmeti, sonra Hz. Mûsâ (as) ve ümmeti, sonra diğer peygamberler ile ümmetleri ve en sonda Hz. Nuh (as) ve ümmeti geçecektir.
Sırât’ın vasıfları
İslâm dininin kutsal kitabı Kur’an’da da Sırât’ın mahiyetinden söz edilmemiş. Ancak bu konuda bazı hadisler mevcuttur. Bunlara göre Sırât Köprüsü kaygan olup üzerinde emrolunduklarını yakalamaya yarayan çengeller ve bir diken çeşidi vardır. Üzerinden geçen Müslümanların bir kısmı şimşek gibi, bir kısmı rüzgâr gibi, bir kısmı hızlı giden at ve develer gibi geçecekler.
Kur’an-ı Kerim’de sırat, daha çok “müstakim” (doğru) ile sıfatlanarak, Allah’ın rızasına uygun olan ve O’na ileten Tevhid dini ve İslâm dini anlamında kullanılır:
“Kim, Allah’a güvenip dayanırsa muhakkak doğru yola (sırat-ı müstakime) iletilmiştir.” (Al-i İmrân, 3/101);
“Muhakkak Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde yalnız O’na ibadet ediniz. Bu doğru yol (sırat-ı müstakim)dur.” (Al-i İmran, 3/51).
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
– (Cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur. Buradan ümmetiyle ilk geçecek Peygamber benim.) [Buhari]
– (Kıyamette Sırat köprüsünün başında durur, ümmetimin geçmesini beklerim. Allahü teâlâ, “Dilediğini iste, istediklerine şefaat et, şefaatin kabul olunacaktır” buyurur. Ümmetime şefaatten sonra, yalvarmaya devam ederim. Rabbim bana “Ümmetinden ihlâsla bir defa “La ilahe illallah” diyen ve imanla ölen herkesi Cennete koy” buyuruncaya kadar yerimden kalkmam.) [İ. Ahmed]
– (Sırat köprüsünü geçmek herkesin nuruna bağlıdır. Kimi göz açıp yumuncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi yıldız akması gibi, kimi koşan at gibi sıratı geçerler. Nuru çok az olan da yüzüstü sürünür. Elleri ve ayakları kayar, tekrar yapışır. Nihayet sürüne sürüne kurtulur.)[Taberani]
– (Ehl-i beytimi ve Eshabımı çok sevenin, Sırat köprüsünden geçerken ayağı kaymaz.) [Deylemi]
– (Hiçbir bid’at ehli Sırattan geçemeyecek, Cehenneme düşecektir.) [İbni Asakir]
– (Cehennem ateşi müminlere der ki: Ey mümin, üzerimden çabuk geç, senin nurun ateşimi söndürüyor.) [Taberani]
– (Nice kimseler Sırattan geçtiğini bilmeyip, meleklere derler ki: Sırat ve Cehennem nerede kaldı, biz onlardan geçtik mi?
Melekler de şöyle cevap verirler: “Siz Cehennem üstündeki Sırattan geçtiniz; fakat Cehennem ateşi sizin nurunuzdan çekilip, örtülmüştü.”) [Camius-sagir]
Peygamber efendimizin ümmetinden olan bazı kişiler, mezardan kalkınca doğruca Cennete giderler. Melekler bunlara derler ki:
– Hesap gördünüz mü?
– Hayır, biz hesap falan görmedik.
– Sırat köprüsünü geçtiniz mi?
– Hayır, Sırat falan görmedik.
– Cehennemi gördünüz mü?
– Hayır, Cehennemi de görmedik.
– Siz ne amel işlediniz de böyle hesap görmeden, Sırata uğramadan doğruca Cennete geldiniz?
– Bizim iki hasletimiz var idi. Onun sayesinde bu nimete kavuştuk. Allah”tan utanır, yalnızken de günah işlemezdik. Bir de Allah”ın verdiği az rızka razı olurduk.
Melekler derler ki: Bu nimetler sizin hakkınızdır. (İbni Hibban)
Köprü denilince, bilinen köprüler zannedilmemelidir! (Sınıf geçmek için imtihan köprüsünden geçilir) diyoruz. Hâlbuki imtihanın köprüye benzer tarafı yoktur. Sırat köprüsü de, bilinen köprülere veya imtihan köprüsüne hiç benzemez.(S.Ebediyye)