Kur’an-ı Kerim ve sünnete uygun davranan ve bu yoldan sapmayan mü’minlere Ehli Sünnet denir. İnançla ilgili konularda Hz. Peygamber (sav) ve sahabenin yolundan giden, nasları (delilleri) kendi heva ve heveslirine göre te’vil etmeyen gruba “Ehl-i Sünnet” (Peygamberimizin sünnetine uyanlar) denir.
Diğer bir değişle Ehli Sünnet; Hz. Peygamber (asm) ve sahabeyi örnek kabul eden Müslüman toplumunun büyük bir kısmına (% 90) denir. Genelde kısaca “sünnilik” olarak bilinir. Bu grup sünnete bağlı olduğu ve cemaat ruhundan ayrılmadığı için “Ehl-i Sünnet ve’l-cemaat” adıyla da anılır.
Allah rasûlü (as);
– ”Bu ümmet ilerde yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Yetmiş iki tanesi ateşte, bir tanesi ise cennettedir. O da cemâattir!“ buyurmaktadır.
Ehl-i sünnet, yukardaki hadîste adı geçen cemâattir. (îmâm Ahmed ve Ebu Dâvûd rivâyet etti. El-Mîzânul-Âdil S.72 Abdulkâdir ısâ diyâb-Dimaşk 2005)
Ehl-i Sünnet Özetle Şunlara İnanır
a) Allah-u teala’nın varlığına ve onun tüm kemâl sıfatlarıyla muttasıf olduğuna, hâdis (sonradan var olan) şeylere benzerlikten, zevce edinmek vs. gibi tüm noksanlıklardan münezzeh olduğuna.
b) Rasûllere ve enbiyâya ve onlardan sâbit olan her husûsa, onların her birinin kendilerine lâyık olan her sıfatla muttasıf olduğuna, ulu makamlarına risâlet ve nübüvvet ile masum olan şahsiyetlerine halel ve eksiklik getiren her şeyden münezzeh olduklarına.
c) Meleklerin ve cinlerin varlığına.
d) Kazâ ile kadere.
e) Berzah hayatına ve tüm tafsilâtıyla ardından görülecek olan; bi’set, haşir, hesâb, sırât, cennet ve cehenneme vs. inanırlar.
Ehli sünnet mezhepleri; Selefîyye, Eş’arîyye ve Mâturîdîyye olmak üzere üç gruptur. Şimdi Ehl-i sünnet’in i’tikâdî mezhebleri aşağıda özetle îzâh edelim.
a) Selefîyye mezhebi
Selef öncü mânasına gelmektedir. İslâm’ın ilk asrında yaşayan ve öncü kabûl edilen âlimlere Selef-î sâlihîn, (sâlih öncüler) onlara uyanlara da Selefi denmiştir.
Selefîlik İslâmın ilk asrında ve sahâbelerden sonra, Kur’ân-ı Kerîm ve sünnetin zâhirî ifâdelerini ön planda tuttuğu için yoruma kaçmayan ve bu ifâdeleri olduğu gibi kabûllenen müctehidlerin, muhaddislerin ve büyük âlimlerin benimsediği mezhebtir.
b) Eş’arî mezhebi
İnanç ve i’tikâd konularında Ebu Hasan Ali bin İsmâil El-Eş’arî’nin (ra) kurduğu mezhebtir.
Hicrî 260 (M. 873) yılında Basra’da doğan ve amelde İmâm Şâfiînin mezhebine tâbi olan İmâm Eş’arî, Allah-u teâlâ’ın ezelî sıfatlara sahip olduğunu ilk defa ifade etmiş ve âyet ile hadîsleri aklî delîller ışığında te’vîl ve yorumlamayı benimseyen bir yol tâkib etmiştir.
Mâlikîlerin hepsi, Şâfiîlerin çoğu ile Hanefî ve Hanbelîlerin az bir kısmı, i’tikâd ve inanç husûslarında Eş’arî mezhebini benimsemişlerdir.
c) Mâturîdî mezhebi
İnanç ve i’tikâd konularında Ebu Mansur Muhammed bin Muhammed El-Mâturîdî’nin (ra) kurduğu mezhebtir.
Hicrî 238 (M.852) yılında Semerkand’ın Mâturîd köyünde doğan İmâm Mâturîdî, Ebu Hanîfe’nin görüş ve ictihâdının etkisinde kalmış ve İmâm Eş’arî gibi, âyet ve hadîs yorumlarında aklî delillere çok Önem vermiştir.
Hanefilerin büyük çoğunluğu ile diğer mezheblere tâbî olanların bir kısmı, inanç husûslarında mâturîdî mezhebini benimsemişlerdir.