Mezhep; lügat manası olarak; gidilen yol, benisenen görüş demektir. Dini terim manası ise müctehid derecesine ulaşmış İslam alimlerinin arasındaki yorum farkından meydana gelen görüşleri demektir.
Mezhebler arasında esasta hiçbir ayrılık yoktur. Ayrılık, teferruatta, dinin özüne dokunmayan fer’i mes’elelerdedir.
Ayrıca hiçbir müctehid kendi adına bir mezheb kurmak iddiasıyla ortaya çıkmamıştır. Kur’an ve hadislerden çıkardıkları hükümlerin başkaları tarafından benimsenmesi neticesinde, kendiliğinden o müctehid adına bir mezheb teşekkül etmiştir.
Ameli mezhepler (Fıkhi mezhepler) dört tanedir. Bunlar:
Hanefî mezhebi
Hicrî 80 (M.699) yılında Kûfe”de doğan ve Hicrî 150 (M.767) yılında Bağdat’ta vefât eden Nu’mân bin Sâbit’in (ra) ictihâdlarından oluşan ve daha sonra talebeleri Ebu yûsuf ile İmâm Muhammed ve İmâm Züfer”in ictihâd ve görüşleriyle zenginleştirilen amelî mezhebtir.
Mâliki Mezhebi
Mâlikî mezhebi Hicrî 93 (M.712) yılında Medine’de doğan ve Hicrî 179 (M.795) yılında Medine”de vefât eden İmâm Mâlik bin Enes’in (ra) ictihâdlarından oluşan amelî mezhebtir.
Şâfiî Mezhebi
Şâfii mezhebi Hicrî 150 (M.767) yılında Filistin’in Gazze şehrinde doğan ve Hicrî 204 (M.820) yılında Mısır’da vefat eden İmâm Muhammed bin İdrîs eş-Şâfiî’nin (ra) ictihâdlanndan oluşan amelî mezhebtir.
İmâm Şâfiî, mezheb ictihâdlarını yenileyen bir yapıya ve İlmî yükselişe sahip olduğu için, en son yerleştiği Mısırda bazı itihâdlarında değişiklik getirdi. Geçerli addedilen, her iki ictihâdından ilkine “kavl-i kadîm” (eski görüş), İkincisine ise “kavl-i cedid” (yeni görüş) denildi. Şâfiî fıkhında te”lîf edilen kitaplarda, çoğu kez her iki görüşe de yer verilmektedir.
Hanbelî Mezhebi
Hanbelî mezhebi Hicrî 164 (M.781) yılında Bağdat’ta doğan ve Hicrî 241 (M.855) yılında Bağdat’ta vefât eden İmâm Ahmed bin Hanbel’in (ra) ictihâdlarından oluşan amelî mezhebtir. imâm Ahmed bin Hanbel aynı zamanda İmâm Şâfiî’nin talebesi idi.