Bu konuyla ilgili Allah rasûlünün (as) şu hadîsi mevcuttur;
– “Her kim İslâm dîninde güzel bir sünnet (âdet) icâd ederse, gerek o sünnetin ecri ve gerek kendisinden sonra o sünnetle amel edenlerin ecrinin aynısı, eksilmeksizin onun için de yazılır.
İslâm dîninde kötü bir sünnet (âdet) icâd eden ise; gerek o âdetin günahı ve vebâli ve gerek kendisinden sonra, o âdetle amel edenlerin günahının aynısı, eksilmeksizin onun için de yazılır” (Müslim 2348 – Nesâî 2553)
Bu hadîs-i şerîften açıkça anlaşılıyor ki bid’at iki nevidir;
a) Bid’at-i hasene
İslâm’ın öğretisine ve ruhuna uygun olan güzel âdet ve bid’attir.
Örneğin mevlid okumak, İslâm’ın öğretisine ve ruhuna uygun olduğundan dolayı bid’at-i hasene’dir ve meşrû şekil ve ortamlarda okunmasında da sevâb vardır.
b) Bid’at-i seyyie
İslâm’ın öğretisine ve ruhuna uygun olmayan, yanlış ve hürâfe içeren her türlü kötü âdet ve icâdtir. Örneğin düğün dernek vs. yerlerde kadın ve erkeklerin bir araya gelip meşru olmayan etkinlikler yapması bid’at-i seyyie’dir.