Ramazan ayının da içinde bulunduğu 2025 üç aylar ne zaman başlıyor ve yine üç ayların içinde bulunan 2025 Regaip kandili ne zaman idrak edilecek? İşte İslâm âlemi için büyük önem taşıyan üç aylar ve regaib kandili hakkında bilgi.
Müslüman alemi için Ramazan’ın müjdesi 3 aylar bu yıl 1 Ocak Çarşamba günü başlıyor. Rahmet, bereket ve mağfiret iklimi mübarek üç ayların başladığının habercisi Regaip Kandili 2025 ise 2 Ocak Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece Allah’ın izni ile idrak edeceğiz.
Üç ayların ilki olan Recep ayı, aynı zaman haram aylardan tek gelen ve ilk aydır. Hakeza büyük hayır ve bereketlerle dolu bilinen gecelerden Regaip Kandili, bu ayın yani Recep ayının ilk Perşembe gecesini Cuma’ya bağlayan gecesidir. Buda miladi takvime göre 3 Şubat Perşembe akşamını 4 Şubat Cuma gününe bağlayan geceye denk gelmektedir. Bu geceye bu ismi, melekler vermiştir. Muhakkak ki, her Cuma gecesi kıymetlidir; ama bu iki gecenin birleşmesiyle bu gecenin kıymeti daha da artıyor. Allah’u Teala, bu gecede müminlere rağbet ediyor. Onlara bol bol ihsanda ve ikramda bulunuyor.
En Güzel Ragaip Kandili Mesajları Sayfası İçin Tıklayın!
Regaip, “regabe” kökünden gelen Arapça bir kelimedir ve ragabe’nin çoğuludur. Manası, her hangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için yüksek çaba sarf etmek demektir.
Recep kelimesi ise; Arapçada “sabbe” kelimesiyle eş anlamlı olup yukarıdan aşağıya dökülmek anlamındadır. Araplar, çağlayan bir nehrin dağlardan inerek şelaleler halinde döküldüğü yere “münsabb” derler. Bir rivayete göre cennet’te “Recep” diye anılan bir nehir vardır ki, Recep Ayına verilen ismin oraya nisbet edildiği söylenmektedir.
Regaip Kandili Duası Yazılı ve Video İçin Tıklayın!
İşte bundan dolayı, Recep Ayı geldiğinde müminlerin hayır defterlerinin sahifelerine nehirlerden şarıl şarıl suların döküldüğü gibi bol bol sevaplar dökülür. Bu anlamıyla Recep Ayı, Allah’u Teala’nın, rahmetinin cuş-u huruşa gelmesi, ikram ve ihsanlarının gürül gürül akıp mümin gönüllere dökülmesi demektir. Bundan istifade eden kulların kalplerini arındırıp cilalaması ve ihya etmesi demektir.
Mübarek üç aylarda ve bahusus kandil gecelerinde ihlâsla yapılan dualar inşaallah makbuldür. Bu zamanlarda namaz oruç ve sadaka gibi yapılan ibadetlere her zamankinden çok daha fazla sevaplar yazılır. Allah (cc), günahkâr kullarını bağışlamak için bu ayları, bu geceleri bir bahane yapmış, bir fırsat ve rahmet iklimi kılmıştır.
Bu sebeple her mümin, üç aylara girerken ve özellikle üç ayların içinde münderiç bulunan mübarek Regaip, Miraç, Beraat ve Kadir gecelerinde ibadetinin çıtasını bir az daha yükseltmeli, bir az daha gayret edip rahatını bozmaya çalışmalıdır. Gecelerini teheccütle, gündüzlerini oruçla süslemeli ve elini bir az daha açık tutarak cömert olmalı ki, bu ayların ve bu gecelerin feyiz ve bereketinden en verimli bir şekilde istifade etmiş olsun.
Recep ayının fazileti ve orucu hakkında açık bir ayeti kerime bulunmamaktadır. Ama onlarca hadisi şerif vardır. İşte bunlardan bazıları:
“Recep Ayı Allah’ın ayı, Şaban Ayı benim ayım, Ramazan Ayı da ümmetimin ayıdır.” (Acluni Keşfulhafa: 1/423)
Enes Bin Malik’ten rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Recep ayı girince Allah’ın Resulü (s.a.v) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı bizlere bereketli kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Ahmed Bin hanbel, Müsned: 1/259)
“Recep ayının ilk Cuma gecesini (Regaip gecesini) ihya eden kimseye, Allah’u Teala kabir azabını tattırmaz. Dualarını geri çevirmez. Ancak şu 7 kişi hariç, onların duası kabul olunmaz. Bunlar: Faiz alıp veren, Müslümanları aşağı ve hor gören, ana ve babasına eziyet eden, meşru dairede Müslüman kocasına itaat etmeyen kadın, insanları baştan çıkaran şarkıcı kadın, lutilik yapan ve zina eden evli erkek, tembelliğinden beş vakit namazı terk eden kimsedir.” Bunlar işlemekte oldukları günahlardan dönüp tevbe etmedikçe onların duaları kabul olunmaz. (Saadeti Ebediye)
Regaib Kandili’nde neler yapılmalı, bu mübarek gece nasıl değerlendirilmeli?
* Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
* Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
* Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
* Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
* Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
* Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
* Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
* Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
* Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
* Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
* Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
* Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
* O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
* Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli;
* Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
* Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.
* Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
* Hayattaki manevî büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
* Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı
Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.
Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demektir… Sabbe, Arapçada dökmek demek… Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten… Receb-ül esabb; Allah’ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.
Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa’ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.
Onun için, “Receb ayı tevbe ayıdır.” demişler. Yâni kul ne yapacak?.. “Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet…” diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk’ın yoluna girecek.