Teyemmüm, su bulunmadığı veya suyu kullanmaya güç yetmediği zaman, toprak veya toprak cinsinden bir şeyle abdestsizlik hâlini gidermektir. Diğer bir değişle Teyemmüm, suyun bulunmadığı veya kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlarda, abdest veya gusül yerine vücudun belli yerlerini temiz bir toprakla mesh etmeye denir. Lûgatta teyemmümün anlamı ise, bir şeyi kasdetmek’tir.
Teyemmümün iki farzı vardır: Birisi, elleri temiz toprağa koyup yüzü meshetmek; diğeri de ikinci kez elleri toprağa koyup aynı şekilde dirseklere kadar (dirsekler de dâhil) kolları mesh etmektir. Bu iki farzın dışında, teyemmüm yapılırken dikkat edilecek bazı şartlar da vardır. Bu şartları kısaca 8 madde altında izah edelim:
1- Niyet etmek
Kirlilik hâlinden temizlenmeye niyet etmektir. “Niyet ettim Allah rızası için teyemmümle temizlenmeye” veya “temizlenmek niyetiyle teyemmüm almaya” yahut da “namaz için teyemmüm almaya” diye niyet edilebilir. Niyetin vakti, elleri toprağa vurma anıdır. Niyetin dille yapılması şart değildir, kalbten geçirilse de yeterlidir.
2- Teyemmümü mübah kılacak bir özrün bulunması
Bu özürler şunlardır: Suyun bulunmaması, bulunsa da kullanılacak durumda olmaması, en az bir mil (yaklaşık 1600 metre) uzaklıkta bulunması, su olduğu hâlde kullanmaya kudretin yetmemesi, düşman korkusu, hastalık, suya olan hayatî ihtiyaç, sadece içmeye yetecek kadar suyun mevcudiyeti, cenaze ya da bayram namazlarını kaçırma korkusu.
Cumaya yetişememe endişesinden teyemmüm alınmaz çünkü Cuma kılınamasa da o günkü öğle namazını kılmak mümkündür. Suyu bulma ihtimali olan kimse, vaktin çıkmasına yakın vakte kadar teyemmümü tehir eder. Su bulamazsa namazını teyemmümle kılar. Baştan su bulma ihtimali yoksa, tehir caiz değildir.
3- Teyemmümün toprak, taş, kum gibi yer cinsinden temiz bir şey üzerine yapılması
Teyemmüm yapılabilecek yerler şunlardır:
a- Üzerlerinde pislik dokunmamış olan toprak; kum, çakıl, alçı ve aşı boyası gibi toprak cinsinden olan şeyler,
b- Taş cinsinden olan mermer, pişmiş çamur olan kiremit, tuğla, yakut, zümrüt, zebercet, fırınlarda kullanılan ot taşı, çinko, mercan ve bunlara benzer bilumum maden taşlar,
c- Nemli olsun, yanık olsun toprak veya çoğu toprak karışımı olan maddeler, yangın yerinin çoğunluğu kül olmayan toprağı, yarısı veya daha fazlası toprak ve toprak cinsi olan karışım, d- Kaya tuzu,
e- Çamurla sıvanmış duvar.
Bu sayılanlar, toprak ve toprak cinsinden olduğundan üzerlerinde toz olması şart değildir. Toz; toprak ve toprak cinsinden olmayan maddelerin üzerinde aranır. Tozun bulunmasının ölçüsü el sürüldüğünde elde toz birikmesidir.
Çamurla teyemmüm yapılmaz fakat İmam-ı A”zam”a göte vaktin çıkmasından korkulursa ve çamurun toprağı suyundan: daha fazla olursa çamurla da teyemmüm edilir.
Üzerlerindeki topraklardan dolayı, cevher hâlinde bulunan altın, gümüş, bakır benzeri madenlerle teyemmüm edilebilir.
İmam Ebû Yûsuf ile İmam Şâfiî”ye göre teyemmüm yalnız toprakla yapılır. İmam Mâlik”e göre toprak ve kumla teyemmüni caiz olduğu gibi ot, ağaç ve karla da caiz olur. İmam Ahmed b. Hanbel”e göre teyemmüm yalnız yanmamış olan ve başkasından gasbedilmemiş olan tozlu bir haldeki temiz bir toprakla yapılır, kum ve diğer şeylerle yapılmaz.
Odunların ve otların yanması ile meydana gelen küllerle; demir, alün, gümüş gibi eriyip şekil değiştiren ve yumuşayan madenlerle; inci, cam, kumaş ve elbiselerle ile teyemmüm’; yapılmaz çünkü bunlar toprak cinsinden sayılmazlar,. Ancak bunların üzerinde belli bir şekilde toz bulunursa, o zaman üzerlerinde teyemmüm edilebilir. Tozun bulunmasının ölçüsü, el sürüldüğünde elde toz birikmesidir. Tozun ince bir tabaka hâlinde bulunması teyemmüme zarar vermez. Toz, toprak cinsinden sayılmıştır.
Duvarlar, saten veya yağlı boya ile kaplı ise ve bu boyalarda toprak karışımı yoksa ya da karışım var da toprak yarıdan az ise böyle duvarlarda teyemmüm yapılamaz. Duvarlar kireçle sıvalı ise teyemmüm yapılabilir.
Aynı şekilde pişmiş çamur olan fayanslarla teyemmüm edilebildiği hâlde eğer bu fayanslann üzeri toprak cinsinden olamayan bir şeyle kaplanmışsa onunla teyemmüm caiz olmaz.
Battaniye, nevresim vs. ile teyemmüm yapılmaz zira bunların üzerinde el sürüldüğünde elde birikecek kadar toz yoktur.
4- Mesh edilecek yerleri tam meshetmek
Yüzün tamamını; yani sakal ile kulak arasındaki açık yeri, kaş ile göz arasını ve burun deliklerini; dirseklere kadar el ve kollannı kaplayacak şekilde mesh etmektir. Yüzün ve ellerin çoğunluğunu mesh etmek de câizdir. Meshedilmeyen yer, uzvun, mesela yüzün dörtte birini geçmedikten sonra o da (yani uzvun dörtte üçünü meshetmek de) geçerlidir. Mesh sırasında parmaklar hilallenir, yüzük ve bilezik yerinden oynatılır fakat hilalleme (aralarını mesh etme) ve bilezikle yüzüğü yerinden oynatma, bir zarurete binaen yapılamıyorsa, uzvun en az dörtte üçünü mesh etme şartından dolayı teyemmüm geçerlidir. Meshde tozun vücuda değmesi şart değildir. Önemli olan elin mesh edilecek yerlere değmesidir.
5- Meshi elin tamamıyla veya büyük bir kısmıyla yapmak.
Buna göre iki parmağı yüz ve kol üzerinde gezdirmekle teyemmüm olmaz.
6- Teyemmümü elin iç yüzüyle ve iki vuruşta yapmak
Vuruştan maksat elleri toprağa koymaktır. Teyemmüme niyet etmiş olduğu bir vaziyette, yıkılan duvarın yanına dursa, oradan yüzüne ve kollarına toz, toprak gelse insan teyemmüm etmiş olur. Bu da demektir ki elleri toprağa mutlaka vurmak şart değildir.
“Teyemmüm iki vuruştur. Birinci vuruşta yüz meshedilir, ikinci vuruşta dirseklere kadar el ve kollara mesh verilir.” hadis-i şerifinde beyan edilen vuruştan maksat, teyemmüm edenlerin genel hâlini aksettirmektir yoksa vurmadan teyemmüm olmaz demek değildir.
Teyemmüm için aynı toprağa iki kişi birden kullanabilir. Toprak kullanılmakla kirlenmiş olmaz.
7- Abdeste mâni hâlin kesilmiş olması gerekir
Mesela burun kanarken, istibra tam bitmemişken teyemmüm alınmaz. Bunlar bittikten sonra teyemmüm alınması gerekir. Burun kanarken eğer vaktin çıkması gibi bir zaruret varsa, teyemmüm alınabilir.
8- Cilt üzerinde, yapılacak meshe mâni bir şeyin bulunmaması
Eğer cild üzerinde kurumuş boya, hamur gibi bir madde bulunursa teyemmüme mâni olur.