M harfiyle başlayan hayvanların isimleri yani baş harfi M ile başlayan hayvan isimleri hangileridir? İşte baş harfi M olan hayvan türleri nelerdir hakkında bilgi.
M harfi ile başlayan hayvan ismi, resmi ve o hayvan hakkında bilgi
Makak : Makak’lar (Maçaca) maymunlar takımının “Uzun kuyruklu maymungiller” (Cercopitheci-dae) familyasının türüdürler.
Çoğu uzun kuyruklu olan ve tabanlarına basarak yürüyen bu hayvanlar, genel olarak Hindistan, Çin, Afrika, Malaya ile Sunda ve Filipin adalarında yaşarlar.
Maki maymunu; (Lat. Lemur). Maymunlar takımının Makigiller familyasına giren tüm hayvanlara verilen genel addır. Madagaskar ve Komor Adaları’nda yaşayan 6 cins ve 16 türü vardır. En küçükleri bir fare kadar, en büyükleri küçük bir köpek kadardır.
Mamut : filgiller familyasının nesli tükenmiş bir cinsi. Son buzul çağında Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’da birçok farklı türleri ile yayılım göstermiştir.
4,5 m boy ve 8 ton ağırlığa kadar varan bu cinsin son üyeleri MÖ 1700 yılında yaşamıştır.
Manda : Manda Yaşadığı yerler: Tropik ve subtropik iklim bölgelerinde. Güney Asya, Afrika, Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Türkiye’de yaygındır. Özellikleri: Su kenarlarında yaşar. Öküzden kuvvetlidir.
Mangust : Firavunfaresi olarak da bilinen Mangust, kuyruğu ile birlikte 1 metre boyundadır. Çok hareketlidir ve korkunç bir hasımdır. İnatçıdır ve avını asla elinden bırakmaz. Kobranın yaman ve çekindiği en bilinen düşmanı olan mangust kobra ile karşılaşmaktan hiç korkmaz.
Marmoset maymunu : (Callitrichidae veya Callitrichinae) Yeni Dünya maymunları (Platyrrhini) infra takımına ait bir familya. Sınıflandırılmaları hala tartışılmaktadır.
Familyanın üyeleri sadece Güney Amerika’da yaşayan, küçük, her şey yiyici (omnivor) maymunlardır. Familyanın 43 türü tanılmakta, bunlar 4 cinse bölünür: Tamarinler, arslan tamariniler, atlayan tamarinler ve marmosetler.
Mayıs böceği : (Lat. Melolontha). Eklembacaklı hayvanlardan Böcekler sınıfının Kırıkanatlılar takımının Mayısböceğigiller familyasından eklembacaklı bir böcektir.
Değişik türlerinin boyları 6 mm ile 10 cm arasında değişir. Çoğu parlak renklidir. Hem larvaları, hem de erginleri bitkilere büyük zarar verir.
Maymun : Maymunlar, Primatlar takımından olan memeli bir hayvan türüdür. Bu tanım biyolojide yaygın olarak maymunlarında içinde bulunduğu tarsiyerler, lemur, insanlar ve bilinen daha 260 primatı da içine alır. Günümüzde bulunan maymun türleri Eski Dünya maymunlarının torunlarıdır. Maymunlar zeki ve sosyal hayvanlardır, kolayca ağaçlara tırmanabilirler ve ağaçların üzerlerinde gezinebilirler.
Merinos Koyunu : İspanya’da geliştirilen beyaz ve ince yapağılı koyun soyu.
Kökenlerinin Kuzey Afrika’dan İspanya’ya Araplar tarafından getirilen koyunlara dayandığı sanılani bu soy ortaçağ boyunca İspanya’nın tekelinde kalmıştır. Günümüzde ise birçok ülkede yetiştirilen koyun soyları arasında önemli bir yer tutar.
Mersin balığı : Acipenseridae familyasını oluşturan aralarında sekiz metre uzunluğa ve 1,6 ton ağırlığa kadar varan türleri içeren tatlı su balığı türlerinin ortak adı.
Mersin balıkları çok ‘ilkel’ hayvanlardır. İskeletleri sadece kısmen kemikleşmiştir.
Midilli atı : belirli yapılara sahip küçük bir at ırkıdır. Midillilerin pek çok farklı türü vardır. Midilliler, atlar ile karşılaştırıldıklarında, genellikle daha kalın yelere, orantılı kısa bacaklara, geniş karınlara, ağır kemiklere, daha kalın boyunlara, daha kısa başlara sahiptir.
Midye : birbirine eklemlenmiş iki parçalı kabukları olan yumuşakçalar. Bivalvia sınıfından omurgasızların çoğu «midye» olarak, bir kısmı da istiridye olarak adlandırılır. Tarak ya da deniz tarağı adıyla bilinen türler de bazen «midye» olarak adlandırılır.
Mirket : 30 cm boylarında, koloni hâlinde yaşayan, Afrika’ya özgü etobur memeli bir hayvan.
14 yıl kadar yaşarlar. Kolonileri yaklaşık 20 (bazen de 50) kadar hayvandan oluşur, aralarında iş bölümü yaparlar ve yuvalarının güvenliğini sağlamak için etrafı gözetleme, düşmanlarını kollama görevlerini paylaşırlar.
Misk kedisi : misk kedisigiller (Viverridae) familyasından kediye benzeyen kısa bacaklı bazı etçil memeli hayvanların ortak adı.
Kuyruğunun altındaki bezlerden salgıladığı koku yüzünden bu ismi almıştır. Bu salgı maddesi, kalıcılığı artırmak üzere parfüm yapımında kullanılır.
Morina balığı : Morina Balıklar sınıfının, Kemiklibalıklar takımının, Dikensizler alt takımından Mezgitgiller familyasına giren bir balıktır.
Misk Sıçanı : Misk sıçanı, misk faresi ya da bizam sıçanı (Ondatra zibethicus), Arvicolinae alt familyasının tek başına Ondatrini oymağını oluşturan monotipik gececil bir kemirici türü. Ana vatanı Kuzey Amerika olsa da, sonradan kürkü için dünyanın diğer kısımlarına, Avrupa, Asya ve Güney Amerika’ya insan eliyle yayılmıştır. Adını çevreye yaydığı miske benzer keskin kokudan alır.
Oldukça iri tombul bir su sıçanı olarak nitelendirilebilir. Gövdesi tombul, ön ayakları küçük, arka ayakları yüzmesine yarayacak biçimde perdelidir. Boyu 40–70 cm uzunluğundadır ve bu uzunluğun neredeyse yarısı kuyruk olup ağırlığı ise 0.6–2 kg dır. Vücudun yarısı uzunluğundaki kuyruğu tüy yerine pullarla kaplıdır. Postu kürkçülükte değerlendirilir.
Mongos : Maymunlar (Primates) takımının, makigiller (Lemuridae) familyasından, kedi büyüklüğünde, kuyruğu çok uzun, Madagaskar’da yaşayan bir türdür.
Misk Geyiği : Misk geyiğigiller (Moschidae), geyikgiller ile yakın akraba olan bir çift toynaklı familya.
Eski sınıflandırılmalarda geyikgillere ait oldukları kabul edilirdi, ama artık ayrı bir familyaya ayrılmaktadırlar.
Misk geyikleri birbirlerine çok benzer. Hatta bu yüzden bazı bilimciler onların tek bir tür olduğunu savunurlar. Boyları 60 cm, uzunlukları 90 cm ve ağırlıkları 10 kg civarındadır. Renkleri çoğunlukla koyu kahverengi olsa da türden türe ufak renk farklılıkları olabilir. Ancak en çok dikkati çeken özellikleri ağızlarından aşağıya doğru sarkan iki uzun dişe sahip olmalarıdır. Bu dişler erkeklerde 7 cm uzunluğa kadar ulaşabilir. İsimlerini veren ve ağır bir koku üreten misk bezeleri cinsel organlarının önünde yer alır. Ayrıca kuyruklarında da çürük kokusuna benzer bir koku üreten diğer bir beze daha bulunur.
Misk geyikleri dağ hayvanlarıdır. Türlerden birisi Himalaya dağlarında, diğerleri Kore’nin, Çin’in, Sibirya’nın, Kazakistan’ın ve Moğolistan’ın dağlık bölgelerinde (örneğin Altay dağları) yaşarlar. 2.500 ila 3.500 metre yükseklik civarında yaşamayı tercih ederler.
Çiftleşme zamanının haricinde misk geyikleri kesinlikle yalnız yaşar. İki erkek tesadüfen karşılaşırlarsa, uzun dişlerini silah olarak kullanarak dövüşmeye başlayabilir. Bu dişleri ile birbirleri üzerinde derin yaralar bırakabilirler.
Misk geyikleri gece aktif olurlar. Ot ve yosun ile beslenirler. Kış aylarında ince dallar ve diğer daha sert bitkiler de yiyebilirler.
Bir ya da iki yavru getirirler dünyaya. Bu yavrular doğduklarında benekli olurlar.
Mors : veya deniz aygırı (Odobenus rosmarus), Kuzey Kutbu denizlerinde yaşayan yarı sucul bir memeli türü.
Deniz filleri ile karıştırılmaması gereken morsların iki alt türü bulunur.
Muhabbet kuşu : papağan türleri içerisinde yer alan, evcil bir kuş türü.
Avustralya kıtasına özgü Melopsittacus cinsinin içinde yer alan tek türdür. Küçük, uzun kuyruklu bu kuşlar yabani ortamda genel olarak yeşil veya sarı tüy rengine ve kanatlarında siyah taralı çizgilere sahiptir.
Mürekkep balığı : Mürekkepbalığı, Kafadanbacaklılar (Cephalopoda) sınıfının, Onkollular (Decapodiformes) grubundan denizlerde yaşayan bir yumuşakça. Hepsi ayrı eşeylidir. Solungaç solunumu yaparlar. Ağız bölgesinden çıkan 10 adet kolları vardır. İki kolu diğerlerinden daha uzundur.
Malaya ayısı : Malaya ayısı (Helarctos malayanus), ayıgiller (Ursidae) familyasından, esasen güneydoğu Asya’nın (Sumatra ve Borneo gibi) tropikal yağmur ormanlarında yaşayan bir ayı türüdür; var olan ayıların en küçüğüdür ve çok iyi tırmanıcıdır.
Malaya ayısı için “güneş ayısı” ya da “tropikal ayı” adları da kullanılır. Göğsünde nal veya gerdanlık biçiminde sarımsı-turuncu bir leke bulunur.
Mezgit : Mezgit (Merlangius euxmus), Gadidae familyasına ait bir balık türü. Bakalyaro ile birlikte Merlangius cinsine aitdir.
Karadeniz ve Marmara Denizi’nde çok yaygındır, ama diğer denizlerimizde az rastlanır. Ortalama 20-40 cm boyunda olur. Aslında denizin 30-40 metre derinliğinde yaşar ama hamsi ve sardalya gibi küçük sürü balıklarını avlamak için yüzeylerede çıkar. Genelde şubat ile mayıs ayı arasında üreme zamanıdır, ama bu bölgesel olarak değişebilir. Eti çok lezzetlidir ve bütün sene boyunca bolca avlanılır. Ekonomik değeri yüksektir.
Mercan yılanı : Mercan yılanları Elapidae ailesinde yer alan büyük bir yılan grubudur. Eski Dünya mercan yılanları ve Yeni Dünya mercan yılanları olmak üzere iki ayrı gruba ayrılır. Eski Dünya mercan yılanının sadece bir cinse (Calliophis) ait 11 türü, Yeni Dünya mercan yılanı ise üç cinse ait (Leptomicrurus, Micruroides ve Micrurus) toplam 65 türü bulunur.
Mercan yılanları davranışta büyük çeşitlilik gösterir, ancak çoğu kazıcı yılandır ve zamanının büyük çoğunluğunu yerin altında veya yağmur ormanı zeminindeki yaprak yığınlarında geçirir ve sadece yağmur yağdığında ve üreme dönemlerinde yüzeye çıkar. Micrurus surinamensis gibi bazı türler suculdur ve hayatının büyük bölümünü bitki örtüsü zengin sularda geçirir.
Diğer elapidler gibi mercan yılanları da zehir enjekte etmeye yarayan, üst çenenin önünde sabitlenmiş bir çift zehir dişine sahiptir.
Mercan yılanları ısırırken kurbanını tutma eğilimine sahiptir. Bu durum hareketli dişe sahip olan ve kurbanına saldırıp aniden bırakmayı tercih eden engereklerden farklıdır.
Muflon : Muflon, Avrupa yaban koyunu (Ovis musimon), Boynuzgiller familyasına ait bir hayvandır.
Margay (Maymun Kedisi) : Margay (Leopardus wiedii), kedigiller (Felidae) familyasından Amerika Kıtası’nda yaşayan yırtıcı bir hayvan türüdür.
Margay, dış görünüş olarak oseloya benzer. Ancak biraz daha küçük olup, maymun gibi uzun kuyrukludur. Kürkü sarımsı-kahverengi olup, şerit halinde tertip edilmiş halka şeklinde koyu lekelere sahiptir. Kafası kısa ve yuvarlaktır. Her bir kulağının arkasında ise birçok diğer kedi türünde olduğu gibi beyaz bir leke taşır. Bu hayvanlar 46 dan 79 santimetre gövde uzunluğuna ulaşabilirler. Kuyruk 33 ile 51 cm arasında olurken, ağırlığı 2,6 ile 4 kg arasında değişir.
Margay, Orta- ve Güney Amerika’da, Andlar’ın doğusunda dağılmıştır. Dağılım bölgesi, Kuzey Meksika’dan Uruguay ve Arjantin’e kadar uzanır. Yaşam alanı ormanlar, temelinde tropik ve yarı tropik yağmur ormanlarıdır.
Margay mükemmel bir tırmanıcıdır ve bu yüzden ağaç oselosu adı da verilir. Neredeyse hayatının tamamını ağaç üstünde geçirir. Arka bacaklarını içeri doğru çok açık çevirebilir. Böylece arka bacaklarından denge bularak aşağıya asılması mümkündür. Başı yukarıda bir ağaçtan aşağı inebilen tek kedi türüdür.
Hem gündüz hem de gece faal olabilir ve yılın çoğu zamanı yalnız yaşar. Sadece çiftleşme zamanı bazen kısa süreli beraberlik kurar. 15 ile 43 kilometrekare büyüklüğünde kendilerine ait olan bir alanları vardır.
Bütün kediler gibi Margay da ağırlıklı etoburdur. Memelilerle (kemiriciler, primatlar gibi) beslenirken, kuşlar, onların yumurtaları, kertenkeleler ve ağaç kurbağaları da besinleri arasındadır.
Üremeleri hakkında bilgiler kısıtlıdır. Bugüne kadarki bütün gözlemler, esaret altındaki hayvanlar üzerinde yürütülmüştür. Belli bir çiftleşme zamanları yoktur. Gebelik 76 ile 84 gün sürer ve bir batında dişi, bir ile iki yavru dünyaya getirir. Yeni doğanlar kör olup, gözleri iki hafta sonra açılır. Sekiz haftadan sonra katı besinler alırlar.
Margay önceden kürkleri yüzünden, yıllık binlerce sayıda avlanmışlardır. Tür, dağılım alanının bulunduğu ülkelerde koruma altına alındığından beri bu durum önemli ölçüde gerilemiştir. Margay Uluslararası CITES sözleşmesinde Ek.I listesine dahil edilmiştir. Bu, türün özel kişilerce ticaretini ve Margay kullanılarak üretilmiş her türlü mamülün ticaretini yasaklar. Bugün en büyük tehdit, yaşam ortamları olan ormanların yok edilmesi ve bu durumun hayvanları, yaşam alanlarında giderek sıkıştırmasıdır. Bu husus, tür olarak ormanlarda uzmanlaşmış meymun kedisini, akrabası olduğu oselodan daha güçlü bir şekilde etkilemektedir. Ürkek ve ender bulunan bu kedi ise dağılım alanlarının büyüklüğü sebebiyle henüz direk olarak tehdit altında değildir. IUCN, tüm popülasyon olarak 50.000’den fazla yetişkin Margay olduğunu tahmin etmektedir.
Misk öküzü (Misk sığırı) : Misk sığırı ya da Misk öküzü (Ovibos moschatus) Boynuzlugiller familyasından Arktik bölgede yaşayan bir memeli türüdür. Kalın derisi ve adının geldiği, erkeklerin yaydığı güçlü kokusu ile tanınır. Bu misk kokusu üreme döneminde dişileri çekmek için kullanılır. Misk öküzleri asıl olarak Kuzey Amerika’nın Arktik bölgelerinde ve Grönland’da yaşar. İsveç, Sibirya ve Norveç’e de küçük populasyonlar yerleştirilmiştir.
Misk öküzü ya da atasının Kuzey Amerika’ya 200,000 ile 90.000 yıl önce Buzul Çağı’nda Mammuthus primigenius türü ile birlikte bulunduğu dönemlerde göç ettiğine inanılmaktadır. Son buzul çağını, tarihöncesi insan topluluklarından uzakta, buz olmayan alanlar bularak atlattıkları düşünülmektedir. Misk öküzünün yavaş yavaş Kuzey Amerika’dan yayılarak Holosen’in sonlarına doğru Grönland’a geçmiştir.
Boynuzlugiller familyasının Caprinae alt familyasının üyesi olarak misk öküzleri koyunlarla keçilere, öküzlere olduğundan daha yakındır ama kendine özgü bir cins içinde sınıflandırılır. Cins adı olan Ovibos Latince “koyun-öküz” kelimelerinden oluşturulmuştur. Hem erkek hem de dişi uzun kıvrık boynuzlara sahiptir. Misk öküzlerinin ortalama omuz yüksekliği 1,2 m’dir. Dişilerin uzunluğu 135–200 cm arasındayken, erkeklerin uzunluğu 200–250 cm arasındadır. Genellikle kürk tabakasında altında gizli duran küçük kuyruklarının uzunluğu yalnızca 10 cm’dir. Erişkinler ortalama olarak 285 kg ağırlığındadır ve ağırlıkları 180 ila 410 kg arasında değişir. Yaşam süreleri 12 ila 20 yıl arasındadır. Kalın kürkleri ve büyük kafaları aslında büyük bir hayvan olmayan misk öküzüne büyükmüş havası verir. Hayvanat bahçesinde yaşayan bazı bireylerin 650 kg ağırlığa çıktıkları gözlemlenmiştir. Kara, gri ve kahverengi renkten oluşan kürkleri yere kadar uzanan kıllardan ibarettir. Nadiren de olsa “ak misk öküzleri” Queen Maud Körfezi Kuş Cenneti’nde rastlanmıştır. Misk öküzleri zaman zaman yün elde etmek için evcilleştirilmişlerdir. Misk öküzünün yünü, qiviut, yumuşaklığı, uzunluğu ve yalıtım değeri nedeniyle oldukça değerlidir.
Misk öküzleri Kanada, Grönland ve ABD’nin Arktik bölgelerinin yerlisidir. Alaska populasyonu 19. yy’ın sonu ile 20. yy’ın başında tamamen yok edilmiştir. Bu populasyonun yok olması aşırı avlanmaya bağlanmış olsa da iklimin değişikliği nedeniyle de olabilir. Ancak o misk öküzü tekrar Alaska’ya yerleştirilmiştir. 1935’te Nunivak Adası’na yerleştirilmişlerdir. Ayrıca Banks Adası’ndan kuzey Avrupa’ya İsveç, Norveç ve Rusya ile Kanada’da da Ellesmere Adası’na yerleştirilmişlerdir. Dünya populasyonunun 80.000 ila 125.000 olduğunu düşünülmektedir. Tahmini olarak 68.788 misk öküzü Banks Adası’nda yaşamaktadır. Kuzey Amerika dışında bilinen son misk öküzü populasyonu Sibirya’da Taymır Yarımadası’nda yaşamış ve 2000 yıl önce yok olmuştur.
Yaz aylarında misk öküzü akarsu vadileri gibi ıslak bölgelerde yaşar ve derin kardan kaçmak için kışları yüksek enlemlere iner. Ot, odunsu bitkiler, Salix arctica, likenler ve yosunlarla beslenir. eğer besin kolay bulunuyorsa bir bölgedeki özlü ve besleyici otları tercih ederler. Söğütler kışın en çok yenen bitkilerdendir. Misk öküzleri doğrumadan önce yğksek oranda yağ depolarlar. Bu özellikleri konservatif üreme stratejilerini gösterir. Kışın bulundukları alanlar az kar örtüsüyle kaplıdır, böylece karı kazıp otlara ulaşmak için çok enerji harcamamaya çalışırlar. Misk öküzleri kutup kurtları, Kuzey Amerika boz ayıları ve kutup ayıları tarafından avlanırlar.
Misk öküzleri kışları 12-24, yazları 8-20 arası bireyden oluşan sürüler hâlinde yaşarlar. Sürüye özgü bölgeleri yoktur ama izlerini gözönü bezleriyle işaretlerler. Erkek ve dişi misk öküzlerinde farklı yaşa bağlı hiyerarşik yapı mevcuttur ve olgun misk öküzleri genç olanlara göre daha baskındır. Baskın bireyler en iyi besin kaynaklarını sahiplenir ve kış süresince otluk bölgelerden kendinden küçük olanları uzaklaştırırlar. Erkek misk öküzleri farklı yöntemlerle baskınlıklarını ifade ederler. Bir tanesi “koş ve tosla” yöntemidir. Bu hareket tarzında baskın erkek kendinden küçük olan misk öküzüne yandan başını eğerek boynuzlarıyla üzerine doğru koşar ancak önceden uyararak kenara çekilmesine de olanak sağlar. Erkekler aynı zamanda böğürerek başlarını sallar ve yeri eşelerler. Baskın erkekler bazen baskın olmayan erkeklere dişiymişler gibi davranırlar. Baskın erkek, üreme döneminde dişilere yaptıkları gibi, baskın olmayan erkekleri ön ayaklarıyla tekmelerler. Baskın erkekler aynı zamanda baskın olmayan erkeklerin çiftleşecekmiş gibi üzerine çıkar ve üreme organlarını koklarlar. Baskın olmayan bir erkek, baskın olan bir erkeğin üzerine doğru hızlıca koşarak statüsünü değiştirebilir.
Misk öküzlerinin çiftleşme mevsimi haziranın sonlraında ve temmuzun başlarında başlar. Bu dönemlerde baskın erkekler diğer erkekleri sürüden kovalayarak 6-7 dişi ve onların yavrularıyla kendi haremlerini kurar. Dövüşen erkekler öncelikle gözönü bezlerini birbirlerinin bacaklarına sürterken yüksek sesle böğürürler ve sonra boynuzlarını gösterirler. Sonra yirmi metre kadar gerilerler, başlarını eğer ve birbirlerinin üstüne doğru koşarlar. Dövüşenlerden birisi pes edene kadar bunu yapmaya devam ederler. Baskın olmayan veya yaşlı erkekler sürüden ayrılarak dişi olmadan sürü oluştururlar ya da yalnız yaşarlar. Ancak tehlike olduğu takdirde sürüden ayrılan erkeler tekrar sürüye dönebilirler. Baskın erkekler, dişilerin kurdukları haremden ayrılmalarına izin vermezler. Çİftleşme sırasında erkek kızgınlık hâlinde olan dişiyi ön ayaklarıyla tekmeleyerek sakinleştirir ve çiftleşmenin kolay olmasını sağlar. Yaz sona erince sürü tekrar bir araya gelir.
Kızgınlık döneminde erkekler daha saldırgan olup grup içindeki kararları alsa da, gebelik döneminde dişiler idareyi alırlar. Gebe dişiler saldırgan olur ve gün içinde sürünün ne kadar yol katedeceğine ve ggeceyi nerede geçireceklerine karar verirler. Dişiler süt verirken sürü yavruların yeteri kadar beslenebilmesi için daha çok hareket eder. Dişilerin gebelik süresi 8-9 aydır ve yavrulama nisan ile haziran ayları arasında olur. Dişiler her yıl yavrulamaz. Kışların sert olduğu yıllarda dişiler kızgınlığa girmez ve sonraki sene yavrulamazlar. Yavrulama sırasında dişiler korunma amacıyla sürüyle birlikte kalırlar. Yavrular doğumdan birkaç saat sonra sürü ile hareket edebilecek duruma gelirler. Yavrular sürüye kabul edilir ve iki ay boyunca emzirilirler. Bu süreden sonra yavru otlanmaya başlar ve ara sıra süt emer. Dişiler yavrularıyla ses çıkararak iletişim kurar ama iki yaşından sonra ana ile yavrusu arasındaki bağlar zayıflar.
Misk öküzlerinin savunma tarzıları kendilerine özgüdür. Sürü tehdit altında olunca erkek ve dişiler yan yana tehlikeye doğru dönerek sabit bir halka ya da yarım halka oluşturarak yavruları korurlar. Erkekler ilk savunma hattını oluştururken dişi ve yavrular onlara yakın yer alır. Savunma pozisyonunu kızgınlık döneminde erkekler, yılın diğer dönemlerinde dişiler belirler.