SİLSİLE
Hadis usûlü ilminde, hadisi rivâyet eden râviler zinciri için kullanılan bir terim. Râviler zinciri veya hadisin sened kısmı, isnâd, tarik, vech ve silsiletü’r-ruvât kelimeleriyle karşılanır.
Istılah olarak isnad; haberi söyleyene kadar belirli metodla ulaştırmak diye tanımlanır. Her hadis metninde başında, o metni birbirine nakleden ravi isimlerinden oluşmuş bir zincir vardır. Bu isim zinciri en son raviden başlayarak Hazreti Peygambere kadar ulaşır ve her râvi, zincirin bir halkasını teşkil eder. Bu halkaların birbirine bağlı olması, nasıl zincirin sağlamlığını temin ederse; her bir halkanın da kendi başına sağlam olması, aynı şekilde, zincirin sağlamlığını gösterir. İşte isimlerden müteşekkil böyle sağlam bir zincir, kendisine bağlı olan hadîs metninin sıhhati için bir garanti sayılır ve ıstılahta bu garantiye “sened” adı verilir. Her hadisin garantisi onun senedidir. Senedi olmayan bir hadis garantiden yoksun demektir. Bu sebepten, garantisi olmayan hadisin doğruluğuna inanılmaz (Talat Kopyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1980, s. 397).
İsnad sistemi, tam bir sorumluluk duygusu ve ilim anlayışından kaynaklanır. İsnad veya raviler silsilesi, hadisin baş tarafında peşpeşe yer alır. Mesela bir sened zinciri şöyledir: Ravh b. Abdülmü’min Huzelî Yezid b. Zürey’-Said b. Ebî Arübe-KatâdeEnes b. Mâlik (Fuat Sezgin, Buharî’nin Kaynakları, İstanbul 1956, s. 286).
İsnad, diğer milletlere ve dinlere nasip olmamış, İslam ümmetine has özelliklerden biridir (Hatib Bağdâdî, Şerefu Ashâbil-Hadîs, Nşr. M.S. Hatiboğlu, Ankara 1972, s. 40).
İsnadın, yani hadisi rivâyet eden râviler silsilesini zikretmenin önemi çok büyüktür. Nitekim Abdullah b. Mübârek şöyle demiştir: “İsnad dindendir. Eğer isnad olmasaydı, her rast gelen, aklına geleni rivâyet etmeye kalkışırdı” ( Müslim, Sahih (Mukaddime) Nşr, Fuad Abdülbâkî” İstanbul tys, I, s. 15). Süfyan es-Sevrî’de İsnad, müminin silahıdır; silahı olmayan ne ile ve nasıl savaşacaktır” demiştir (Leknevi, el-Ecvibe, Thk. Ebu Güdde, Kâhire 1984, s. 22).
Bir hadis, Hz. Peygamber (s.a.s)’e kadar bir râviler silsilesiyle vâsıl olursa; o hadîs müsned, muttasıl, adını alır. Bu râviler silsilesine sened, an’ane ve râvilerin sırasıyla adlarını zikretmeye de isnad denildiği ifade edilmişti. Eğer bir hadis doğrudan doğruya Rasûlüllah (s.a.s)’dan rivâyet edilip aradaki ravilerin isimleri tamamiyle veya kısmen zikredilmezse mürsel* ve munkatı* adını alır.
Sabahaddin YILDIRIM