MÜSTEAR
Ödünç alınan mal.
İslâm hukukunda akitlerden biri iare akdidir. Bu akit Türkçe’de “ödünç verme”nin tam karşılığıdır. Âriyet, ödünç akdinde ödünç olarak verilen iğreti malın adıdır. Bu işleme “iare” adı verilir. Bu akdin İslâm hukukunda tarifi de şöyledir: “Karşılıklı rıza ile bir şahsın, herhangi bir malını, istifade etmesi için diğer şahsa karşılıksız olarak ödünç vermesidir.” Bu akidle ilgili kullanılan ifadeler şunlardır:
Ödünç verilen mala, “ariyet” “muâr veya müstear” denir. Malı ödünç veren yani mal sahibi “muîr” kelimesi ile ifade edilir. “Müsteîr” ise “malı ödünç alan” demektir. İstiâre de “âriyet alma” anlamındadır. İare bir nevi emanettir. İğreti olarak verilen mal olduğu, karşılıksız verildiği, verilen şeyin sadece kullanım hakkından istifade edildiği ve malın bizzat kendisi sahibine geri verildiği için emanet, icare ve borç akdinden ayrılmaktadır.
İare meşru olup İslâm dininin teşvik ettiği ahlakî hareketlerdendir. İslâm başkalarının yardımına gerek canla ve gerekse malla koşmayı müslümanlara daima tavsiye etmiştir (bk. Müsteir mad).
Muir dilediği an akde son verme yetkisine sahip olduğu için, iare akdi gayri lazım akitlerdendir. Fakat verdiği sözde durması ve “Şu zaman alacağım” dediği zamandan önce almaması hem insani hem dini bir görevdir. Musteir, iare akdi yapıldıktan sonra karşılıksız olarak müstearın menfaatına sahip olur.
Müstear, müsteirin elinde emanettir. Dolayısıyla müstear emanet ahkâmına tabidir. Ödünç alınan malda ödünç alan kişinin kusuru olmaksızın bir kusur meydana gelirse ödünç alan sorumlu olmaz. Kusurlu hareket edecek olursa zararı tazmin eder (Geniş bilgi için bk. Ariyet, Müsteir mad).
İbrahim SARMIŞ