Milletimizin yetiştirdiği en büyük şairlerden birisi Yunus Emre‘dir. Hakkında yüzlerce kitap yazılan, şiirlerinin bir çoğunu ezbere bildiğimiz ve hayatı efsanelere karışan Yunus Emre’nin 13. yüzyılda yaşadığı sanılmaktadır. Mezarı, Porsuk suyunun Sakarya ırmağına döküldüğü kavşakta, Sarıköydedir. Erzurum, Karaman, Bursa ve Kütahya’da da Yunus Emre’ye ait olduğu kabul edilen mezarlar vardır. Yunus Emre’nin hayatı hakkında çok şey anlatılmıştır. Bunlar birbirinden güzel menkibeler ve efsanelerdir. Bazı kaynaklara göre bu büyük Türk şairi, seneler boyu odun taşıdığı Tabtuk Emre dergâhına bir tek gün bile eğri odun getirmemiştir.
40 sene kadar Tabduk Emre‘nin dizleri dibinde ilim ve tasavvuf öğrenmiş, sonra yine onun emriyle Anadolu’yu karış karış gezerek insanlara sevgiyi, Allah aşkını ve İslâm’ı anlatmıştır. Rivayetlere göre zamanında yaşayan Mevlana ve Hacı Bektaşi Veli ile de görüşmüştür.
Yunus Emre’nin şiirleri sade bir Türkçe ile yazılmış, son derece güzel şiirlerdir. Kendisinden sonra gelen şâirler ondan ilham almışlardır. Ömrü boyunca garip, iyiliksever ve alçak gönüllü olarak yaşayan Yunus Emre, bizim için örnek bir insan olmuştur. Onun şiirlerini okuyanlar, hayat hikayesini araştıranlar kendilerini uçsuz bucaksız bir ummanda sanırlar. Yunus, anlatmak istediklerini kısa, açık ve özlü bir biçimde söyler, Allah aşkı ile yanıp tutuşan bir gönlü, insan sevgisiyle dolu bir yüreği vardır.
Yunus Emre’nin kuvvetli bir medrese tahsili gördüğü zamanın ilimlerini iyice öğrendiği şiirlerinden anlaşılmaktadır. Şiirleri ‘Yunus Emre Divanı” adlı bir kitapda toplanmıştır.
Yunus Emre Edebi Kişiliği
Yunus Emre, Türk edebiyatında lirizmi, enginliği ve derinliği, duygu, düşünce ve felsefesi ile başlıbaşına bir yer tutar. Onun en büyük gücü, tasavvuf anlayışını halk dili ile geniş ve yaygın halk tabakalarına aktarabilme-sindedir. Tasavvuf inanç ve anlayışını kendisinden önce de, kendisinden sonra da, dile getiren pek çok kişi vardır. Ancak bunlardan hiçbiri bu işi onun kadar özden, onun kadar katıksız yapamamıştır. Yunus Emre’nin başarı sebeplerinin başlıcalarından biri de tasavvuf felsefesini ulusal unsurlarla birleştirip kaynaştırması olmuştur. Tasavvuf inancına göre; vahdet-i vücut (her şeyin bir ve Tanrı’dan ibaret oluşu) görüşünün nitelikleri, var olmak ve yok olmak kavramının açıklanma yolu, «Tanrı, insan, ölüm» problemleri, halkın koynundan doğmuş bu halk şairinde en kolay, en inandırıcı, sarıcı ve avutucu çözümünü bulmaktadır. Yunus Emre’nin, çağlardır eskimeyen ve çağlarca da eskimeyecek olan bir «filozof-şair» hüviyetini kazanmasının sebebi de budur. Genel yapısı ile mistik bir şair sayılması gereken Yunus Emre, aynı zamanda, tümü ile hayat dolu bir niteliğe sahiptir. Bu sebeple, tasavvufla hiç ilgisi olmayanlar bile onu büyük bir zevkle okuyabilirler.
Şiirlerinde yer yer yabancı kelime, deyim ve tamlamalara tesadüf edilmekle beraber; bunlar genel olarak, halka mal olmuş örneklerden ibarettir. Eserlerini, özentiye kapılıp, sıkıntıya düşmeksizin, duyduğu gibi meydana getiren şair, nazmın dış yapısına, alışılmış kurallarına da fazla önem vermez. Şiirlerinde vezin ve kafiye ihmallerine bol bol Taşlanabilir. Eserlerinde hece vezni ile birlikte aruz veznini de kullanmıştır.
Çağının zevkine ve geleneğine uyarak, eserlerinin önemli bir kısmını (ilâhî) ve (nefes) şeklinde yazmış olan Yunus Emre’nin şiirlerini toplayan kitap, eski kaynaklarda «Yunus Emre Divanı» adı ile geçmektedir. Aslında «Yunus Emre Divanı» ile divan şairlerinin bilinen «divan»ları arasında tertip, düzen, şekil, konu, dil ve daha başka hususlârda belirli farklar vardır. Buna rağmen, Yunus’un şiirlerini ihtiva eden kitaba «Divan» denmesi, Divan Edebiyatı mensuplarının bile —kendi saflarında bulunmayanları hor gördükleri halde— ona karşı duydukları hürmet ve riayeti ortaya koymaktadır.
Şahsiyeti zaman zaman kutsallaştırılan Yunus Emre’ye bazı mucizeler bile yakıştırılmış, birçok yerlerde ermişliğine, veliliğine inanılmıştır.
Yunus Emre’nin iki eseri vardır. Bunlardan biri ve sanat yönünden nispeten değersiz olanı «Risalet-ün Nushiyye» adlı küçük bir mesnevidir. Şairin gerçek sanat gücünü bu mesnevide görmek mümkün değildir. Heyecansız, dil ve anlatım bakımından oldukça başarısızdır.
365 parça manzumesini ihtiva eden «Yunus Emre Divanı» ise, şairin asıl kişiliğini taşıyan eseridir. «Yunus Emre Divanı»nda, kesin olarak ona ait olduğu kestirilemeyen bazı şiirler de bulunmaktadır. Yunus Emre’nin şiirleri, noksanlı ve hatalı olarak, Arap harfleriyle birkaç defa basılmıştır. Yeni harflerle, çeşitli incelemeciler tarafından derlenip bastırılmış, muhtelif «Yunus Emre Divan»lârı vardır. Bunlar arasında en önemlileri, Burhan Toprak ve Abdülbaki Gölpınarlı tarafından bastırılmış olanlarıdır.
Yunus’un bir kısım şiirlerini, 20. yüzyıl Türk bestecilerinden Ahmet Adnan Saygun «Yunus Emre Oratoryosu» adı altında bestelemiştir.
YUNUS EMRE ŞİİRLER
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan inen şerbeti
İçtik Elhamdülillah
Şol kudret denizini
Geçtik Elhamdülillah
Şu karşıkı dağları
Meşeleri, bağları
Sağlık safalık ile
Aştık Elhamdülillah
Kuru iken yaş olduk
Ayak iken baş olduk
Kanatlandık kuş olduk
Uçtuk elhamdülillah
Tapduğun tapusunda
Kul olduk kapısında
Yunus miskin çiğ idik
Piştik Elhamdülillah
ÇAĞIRAYIM MEVLAM SENİ
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Su dibinde mahi ile
Sahralarda ahu ile
Abdal olup yahu ile
Çağırayım Mevlam seni
Hamd ile şükrullah ile
Vasf-ı “Kul huvallah” ile
Daima zikrullah ile
Çağırayım Mevlam seni
Yunus okur diller ile
Şol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlam seni
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi
Bir göz yumup açmış gibi
İş bu söze hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise
Bir içim su verdin ise
Yarın anda Karşı gele
Hak şarabın içmiş gibi
BU DÜNYADAN GİDER OLDUK
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
Selâ verile kastımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun