STRESLİ DÖNEMLERDE ENFEKSİYON RİSKİ ARTIYOR
Stresli zamanlarda vücudumuz enfeksiyonlara karşı daha savunmasız oluyor. Yapılan bilimsel çalışmalara göre işsizlik ya da aile içi tartışmalar yaşayan kişilerde soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlar daha sık yaşanıyor. Verem, zona, ülser ve diğer birçok bulaşıcı hastalıkların da stresle yakından ilişkisi olduğu biliniyor.
Mali sıkıntılar, boşanma, üniversite sınavı derken hepimiz günlük yaşamımızda bizi baskı altına alan ve sıkıntıya sokan durumlarla karşılaşıyoruz. Stres, aşırı derecede yaşandığı taktirde zihinsel, ruhsal ve fiziksel açıdan sağlımızı olumsuz yönde etkiliyor. Peki stresli zamanlarda vücudun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olduğunu biliyor musunuz? Medical Park Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mine Işık Arıgün, yapılan araştırmaların stresli dönemlerde soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonların daha sık yaşandığı gösterdiğini ifade etti. Uzm. Dr. Mine Işık Arıgün, stresle bulaşıcı hastalıklar arasındaki ilişki hakkında şu bilgileri verdi:
HER İNSAN STRESE FARKLI TEPKİ VERİR
Çoğu kişi günlük yaşamında stresi bir dereceye karşı yönetebilir ve kısa süreli “akut” streslere karşı uyum yollarını bulur. Şiddetli, uzun süreli “kronik” stres durumlarında ise enfeksiyonlara karşı vücudumuzun bağışıklık sistemini etkileyen olumsuz etkiler oluşur. Stres durumlarında vücudumuzda enfeksiyon riski artar.
Yapılan çalışmalar stres düzeyi yüksek ve uzun süreli olan kişilerde bazı bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ancak stres seviyelerine ve çeşitlerine (duygusal, mali v.b.) göre kişilerin verdiği yanıt bireysel farklılıklar içerir. Bir kişi için önemli bir stres kaynağı olan bir durum, bir başka kişi için aynı etkiye sahip olmayabilir.
SOĞUK ALGINLIĞI RİSKİ STRESLE ORANTILI
1991 yılında yayınlanan Carnegie Mellon Üniversitesi’nde yapılan ortak bir çalışmada, soğuk algınlığı riskinin bir kişinin hayatında stres derecesiyle orantılı olduğunu göstermiştir. 1998 yılında bir başka çalışmada ise en az bir ay süreyle (işsizlik ya da aile içi tartışmalar gibi yaşam olayları için) kronik stres yaşayan insanlarda soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonların daha sık yaşandığı ortaya çıkmıştır.
HİV VİRÜSÜ BİLE STRESİ SEVİYOR
2000 yılında yayınlanan bir UNC-Chapel Hill çalışmasında, hayatlarında kronik stres olan HIV ile enfekte erkeklerde hastalığın daha hızlı ilerlediği tespit edilmiştir. Her artmış stresli bir olay için AIDS hastalarında klinik olarak ilerleme veya hastalığın ağırlaşması riski 2 katına çıkmaktadır.
Kronik tüberküloz (verem), herpes simpleks virüsü reaktivasyonu (tekrarlayan uçuklar), zona zoster, ülser (bulaşıcı Helikobakter pilori bakterisinin neden olduğu) ve diğer birçok bulaşıcı hastalıkların da stresle bağlantıları gösterilmiş ve stres yönetimi iyi olmayan kişilerde tekrarlayan hastalıklar görülmüştür.
BEYAZ KAN HÜCRELERİ BAĞIŞIKLIK TEPKİSİ VERİYOR
Hastalık yapan mikroplar vücudumuza girdiklerinde özellikle beyaz kan hücrelerimiz tarafından hedef alınırlar. Beyaz kan hücreleri, mikropların ortadan kaldırılması ve bağışıklık yanıtı oluşturmak için çalışmaya başlarlar. Bulaşıcı mikroplara derhal tepki verilir. Bu ilk savunma mekanizmasında akyuvarlarda “doğuştan” bağışıklık tepkisini vardır.
KRONİK STRESTE AKYUVARLARIN İŞLEVİ AZALIYOR
Akut stres dönemlerinde salgılanan stres hormonları nedeniyle akyuvarlar daha da aktif olarak vücuda giren mikro organizmalara karşı savaşırlar. Kronik stres dönemlerinde ise vücutta sürekli olarak yüksek seviyede bulunan stres hormonları yüzünden akyuvarların işlevleri azalabilir. Böylece vücudumuzun hastalıklara karşı savaşma yeteneği de azalır. Bu durum özellikle bağışıklık sistemi zaten zayıflamış olan ileri yaştaki kişilerde daha belirgin görülür.
STRES KİŞİNİN KENDİSİNİ ALGILAMASINI AZALTIR
Stres kişinin kendisine olan algısını azaltır. Strese verilen tepki kişiye göre değişeceğinden, kişilerin de bu nedenle geçirebileceği bulaşıcı hastalıklar çeşitlenir. Bireylerin stresli zamanlarda olaylara tepkisi nasıl farklıysa, çeşitli enfeksiyonlara yakalanma ihtimalleri de diğer faktörlere göre (sigara, alkol kullanımı, obezite vb.) değişiklikler gösterecektir.
Psikososyal yardımlar başta olmak üzere stresle başa çıkmak için çok farklı stratejiler vardır. Bazı ilaçlar da belirli bozuklukların neden olduğu stresi azaltmada yardımcı olabilir. Eğer stresle başa çıkma konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, doktorunuza görüşmeniz yerinde olacaktır.
KUTU.. STRES TÜRÜNE GÖRE VÜCUDUN YANITI DEĞİŞİR
Akut Stres yanıtı: Stresli bir olaya vücudumuzun hızla verdiği bir yanıttır. Vücudumuz hemen tepki enerjisini üretmek için kullanılan “stres hormonları” olarak adlandırılan kimyasalları salgılar. Bu durumlarda enerji, kas ve beyin dokularında yönlendirilir. Bağışıklık sisteminin belirli hücreleri (akyuvarlar) daha etkin hale gelir.
Kronik Stres yanıtı: Kişilerde sürekli akut stres yanıtları olduğunda kronik stres durumu oluşur. Zamanla damarların hasarlanması ve kalp hastalığına neden olabilir. Örneğin artan kan basıncı gibi vücutta sürekli değişiklikler olabilir. Kronik stres sonucunda stres hormonlarının sürekli artışı enfeksiyonların da oluşma riskine yol açar. Bu da bağışıklık sisteminin ve beyaz kan hücrelerinin bastırılmasına neden olabilir.