HAZENE-İ CEHENNEM
“Hazene”, muhafız, bekçi cehennem kapısının bekçi ve görevlileri manasına gelen “hâzin”in çoğuludur.
Sonsuz kudret sahibi olan yüce Rabbimiz, dilediği herşeyi, hiçbir kimseye ihtiyaç duymadan sadece “ol” demekle yapabildiği halde, hikmeti gereği birçok meleği çeşitli vazifelerle görevlendirmiştir. “Hazene-i Cehennem”de bu görevlilerden bazılarıdır. Bunu Kur’ân-ı Kerîm’in:
“Cehennemde görev yapanları ancak meleklerden kıldık” (el-Müddessir, 74/31) âyetinden anlamak mümkündür.
Rabbimiz bize, cehennemde görevli bekçilerin sayısının on dokuz olduğunu bildirmektedir.
“Biliyor musun sakar (cehennem) nedir? O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer. İnsanın derisini kavurur. Üzerinde görevli on dokuz (melek) vardır” (el-Müddessir, 74/27-30).
Kur’ân’ın verdiği bu on dokuz rakamı üzerinde durup, çeşitli yorumlarda bulunanlar eksik değildir. Oysa Kur’ân’ın kendisi bunun hikmetini yukarda geçen âyetin devamında şöyle açıklamaktadır:
“Onların sayısını inkârcılar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptık ki, böylelikle kendilerine kitap verilenler kesin bir bilgiye sahip olsun, iman edenlerin imanını artırsın; hem kendilerine kitap verilenler hem de mü’minler Şüpheye düşmesinler; kalblerinde hastalık bulunanlarla kâfirler: Allah bu misâlle ne demek istemiştir ki desinler” (el-Müddessir, 74/31)
Demek ki, inkârcılar ve kalbinde hastalık bulunanlar “Bu sayıdan ne murad edilmiş” derler ve muhtemelen; “ondokuz kişi cehennemliklere nasıl güç yetirecek?” şeklinde konuyu küçümsemek isterler. Belki de bu görevlilerin, Allah’ın kendilerine büyük bir güç verdiği meleklerden olduğunu düşünemiyorlar. Böyle bir ihtimale Cenab-ı Allah’ın cevabı:
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Üzerinde iri yapılı, kaba ve sert tabiatlı, Allah’ın kendilerine verdiği buyruklarına baş kaldırmayan, kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır” (et-Tahrîm, 66/6).
Öyle melekler ki, yalvarıp yakarma, ağlayıp sızlama onları etkilemez, görevlerini yapmaktan bir nebze olsun alıkoymaz.
“Hazene-i cehennem”in önde gelen ismi Mâlik’tir. Kur’ân, cehennemliklerin çektikleri azaptan kurtulmak için:
” Ey Mâlik (dile de) Rabbin bizim işimizi bitirsin! Diye seslenirler. Mâlik de, siz böyle kalacaksınız, der” (ez-Zuhruf, 43/77).
Peygamber (s.a.s) de, rüyasında kendisine cehennem ehlinin durumu gösterilirken, önündeki ateşi yakmakla meşgul birine gözü takılır. Kim olduğunu sorduğunda: “Cehennem bekçisi Mâliktir” cevabını alır (Buhâri, Cenâiz, 93).
Halid ERBOĞA