İcap; gerek, lüzum, iktizâ gibi anlamlara gelir. İcap etmek; gerekmek, lâzım gelmek manalarına gelir. İcabına bakmak ise, gerekeni yapmak demektir. İşte icap kelimesi ile ilgili cümleler.
– Gelmem icap etti, ben de geldim.
– Buna mukābil Bizans hem kendi politikası, hem de asrın örfü îcâbı kendisine başvuranların hiçbirini geri çevirmiyordu. (A. H. Tanpınar)
– Birbirlerini çok iyi tanımaları icap eden bu zevat, İstanbul’un muhtelif kahvelerine dağılmışlardır. (B. R. Eyuboğlu)
– İcap ettirirse bankaya uğrar para alırız.
– Bâri onu söyle de meraktan kurtulayım, sonra îcâbına bakarız. (P. Safâ)
– Gece başladığı vakit, ışıksız ve sessiz evler arasından geçmek icap ediyordu. (H. S. Tanrıöver)
– Okulu bitirebilmem için bu dersi geçmem icap ediyor.
– Nezaket icabı bu cevaptan memnun görünmesi lazımdı. (R. N. Güntekin)
– Öldürseler derim budur îcâb-ı ma’delet. (M. Nâci)
– Projeyi zamanında tamamlamak için haftasonları da çalışması icap etti.
– Yeni bir memlekete taşınmamız icap ediyor.
– Güzelden öylesine iyi anlayan bir milletin ise bütün sanatlarda ve bu arada şiirde, edebiyatta güzel eser vermesi îcap eder. (N. S. Banarlı)
– Şimdi bir araba almak icap ediyordu.
– Belli ki rütbesi îcâbı yer aldığı birinci mevkide rahat değildi. (R. H. Karay)
– Eğer icap ederse ben size borç para verebilirim.
– Dilekçe icap ettirmediği hâlde dilekçe yazdırdı.
– Halli îcap eden bâzı pürüzler var. (H. R. Gürpınar)
– Yardım icap ederse bana haber verin.