Din, sözlükte; “hüküm, ceza (karşılık), mükâfât, hesap, itâat, teslimiyet, hizmet, ibâdet, âdet, yol, kanun, şeriat, millet, mezhep, üstün gelme” vb. anlamlara gelir.
Din, Allah tarafından peygamberler aracılığı ile insanlara ulaştırılan ilahi bir kanundur. Diğer bir ifade ile Din, insanları saâdet-i ebediyyeye yanî sonsuz saâdete, huzura götürmek için Allahü teâlâ tarafından peygamberleri vâsıtasıyla gösterilen yol demektir.
İslâm âlimlerinin dini tarifi ise çeşitli şekillerdedir. Seyyid Şerif Cürcânî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahiplerini Peygamberin bildirdiği gerçekleri benimsemeye çağıran ilâhî bir kanundur.” Zebîdî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzât hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur.” Tehânevî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahiplerini kendi irâdeleriyle dünyada salâha (iyiliğe), âhirette felâha sevk eden, Allah tarafından konulmuş bir kanundur.”
Din, Allah Teâlâ tarafından konulmuş, insanlara dünya ve âhiret mutluluğuna ermenin yollarını gösteren; akıl sahibi insanlara yaratılıştaki gayeyi öğreten, böylece kendi irâdeleriyle hayırlı ve güzel işlere yönelten, Allah Teâlâ’ya nasıl ibâdet edileceğini öğreten, peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırılan ilâhî kanun ve nizamdır.
Dinin amacı, insanları iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini bildirmektir, onları dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturmaktır.
DİN İLE İLGİLİ AYETLER
Kur’ân-ı Kerîm’de, İslâm dışındaki inanç sistemlerine de din adının verildiği görülür. Nitekim Kâfirûn Sûresi’nde: “Sizin dininiz size, benim dinim bana!” buyurulması, buna delildir. Bununla birlikte husûsî mânâda din kelimesiyle “İslâm Dini” kasdedilmiştir. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyurulur:
“Allâh katında din, şüphesiz İslâm’dır.” (Âl-i İmrân, 3/19)
“Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 3/85)
Bu âyetler, bir taraftan Allah Teâlâ katında hak dinin ancak “İslâm Dini” olduğunu bildirmekte, diğer taraftan da Allah Teâlâ’nın İslâm dininden başka bir dini istemediği, kabul etmeyeceği bildirilmektedir. Hz. Muhammed’e (s.a.v.) gönderilen son hak din İslâm ile birlikte Mûsevîliğin, İsevîliğin ve diğer dinlerin bir geçerliliği olmadığı çok açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur. Hiçbir delil, dayanak olmadığı hâlde Yahudi ve Hıristiyanları cennete göndermeye çalışmanın ne kadar yanlış bir çaba olduğu anlaşılmaktadır. İslâm âlimlerinin yaptıkları “din” tariflerinin hak din İslâm kasdedilerek yapılmış olduğunu unutmamalıdır.
DİNLER KAÇA AYRILIR?
Dinler üç kısma ayrılır. Bunlar;
Hak Din: Allâh’ın peygamberleri vasıtası ile insanlara bildirdiği ve hiç- bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelen Bu da İslâm Dîni’dir.
Muharref Din: Allah tarafından peygamberleri vasıtası ile insanlara gönderilen, fakat zamanla insanlar tarafından bozulan, günümüzde geçerli olmayan Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi… Yani bu dinler, İslâmiyet’in gelmesi ile geçerliliğini kaybetmiştir.
Bâtıl Din: Bazı insan veya toplumlar tarafından din diye uydurulup ortaya atılan, ilâhî bir aslı olmayan inançlardır. Yani “uydurma din” olup kaynağı Allâh’ın emirleri değil, insan veya toplumların uydurma kurallarıdır. Güneşe, aya, yıldızlara, kendi elleri ile yaptıkları putlara tapanlar ve satanizm gibi din adına uydurulan inançlar, bu gruptandır.
İslâm Dini ve Diğer Dinler
İlk insan olan Hz. Adem (a.s.) aynı zamanda ilk peygamberdir. İnsanlığın ilk dini de Hak din’dir. Hz. Adem’den Peygamberimiz Hz. Muhammed’e kadar gelen bütün peygamberler insanlara Allah’ın birliği inancını tebliğ etmişler ve Allah’a nasıl ibadet edileceğini öğretmişlerdir.
Ancak son peygamber Hz. Muhammed’den önceki peygamberlerin tebliğ ettiği iman esasları ve dinî hükümler zamanla bozulmuş ve insanlar karanlıklar içinde kalmıştı. İnsanlığı düştüğü bu durumdan aydınlığa çıkaracak bir kurtarıcıya ihtiyaç vardı. Bunun üzerine Yüce Allah, son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) aracılığı ile bütün insanlara son ve en mükemmel din olan İslâm’ı göndermiştir.
Bu gerçek Yüce Allah tarafından Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmiştir: “Allah katında din, şüphesiz İslâmdır.” (Al-i İmran Suresi, 19)
İslam’ın dışındaki dinler, Allah katında makbul değildir. Bunların insanlara bir yararı olmayacaktır. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de şöyle açıklanmıştır: “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecektir. O, ahirette de zarara uğrayanlardandır.” (Al-i İmran Suresi, 85)
İslâm Dini, Allah tarafından gönderildiği gibi hiçbir değişikliğe uğramadan ve bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Bundan sonra da bu özelliğini koruyacaktır. İslâm, Allah katında makbul olan tek dindir. Bazı insanlar tarafından ortaya konulan dinler de vardır, ancak bu dinler, batıl ve geçersizdir. Çünkü bunlar, Allah tarafından gönderilmemiş, insanlar tarafından uydurulmuştur.