Sık sık meydana gelen ve yolları bir ölüm tuzağı haline getiren trafik kazaları hem yayaların, hem sürücülerin, hem de yolcuların hayatına mal olmaktadır. Bu bakımdan, trafik kanununun ve çeşitli güvenlik tedbirlerinin (hız kısıtlaması, geçiş önceliği, işaret levhaları, emniyet kemeri, yol kenarlarındaki işaret şamandıraları, v.b.) yanı sıra, alarm düzenleri ve ilkyardım örgütleri öngörülmüştür.
Bir trafik kazasında, ilgili yerlere kazayı haber verme, enkaz kaldırma ve ilk yardım işlemleri hemen yerine getirilmezse, uğranılacak kayıplar çok büyük olabilir ve her an yeni zincirleme kazalar meydana gelebilir. Aracı arızalanan bir sürücü, onu derhal kenara çekmek ve yolu boşaltmak zorundadır. Bunu yapamıyorsa, park lambaları ya da arabanın arkasında belli bir uzaklığa koyacağı kırmızı reflektör üçgeni ile aracının yerini belirlemesi gerekir. Ancak böyle yaparsa, yoldan geçen diğer taşıtların kendisine çarpmalarıyle meydana gelebilecek yeni kazaları önlemiş olur.
Büyük yollardaki telefon kulübeleri, çok büyük bir kazayı, haber vermek olanağını sağlar. Otoyollarda telefon kulübeleri yolun her iki yanına dörder kilometre ara ile konulmuştur ve görevli trafik ekiplerine bağlıdır. Kaza üzerine telefonla aranan bu ekipler hemen harekete geçerek, olay yerine bir cankurtaran, hastabakıcı ve gerekli kurtarma malzemelerini gönderirler.
Trafiğin yoğun olduğu ülkelerde, tatile çıkış veya tatilden dönüş sıralarında, trafik görevlilerinin dışında, tehlikeli noktalara yakın yerlerde ilkyardım postaları kurulmuştur. Belli başlı yardım kurumlarının emrinde çalışan bu postalar, sorumlu uzmanlar olay yerine gelinceye kadar, yaralılara gerekli ilkyardım hizmetlerini yerine getirirler.