Sebzeler ve meyveler insanın besin kaynakları arasında önemli bir yere sahiptirler. Peki E harfiyle başlayan sebze ve meyveler hangileridir? E harfi ile başlayan meyve ve sebze isimleri bu sayfada derledik. İşte E harfiyle başlayan meyve sebze isimleri ile o meyve sebze hakkında bilgi.
Baş harfi E olan sebze ve meyveler şunlardır;
– Enginar
– Elma
– Ejderha Meyvesi
– Erik
– Ebegümeci
– Ekmek Ağacı Meyvesi
Baş harfi E olan sebze ve meyveler hakkında bilgi
Enginar, papatyagiller familyasından mavi-mor renkli çiçekler açan, 50–150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitki. Güney Avrupa ve Akdeniz çevresinde yetişir.
Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve parçalıdır. Çiçekler üst yaprakların koltuğundan çıkan, uzun sapların ucunda büyük başçıklar halinde toplanmıştır. Çiçek tablası etlidir. Hepsi tüp şeklinde olan çiçekleri ve bunların aralarında bulunan tüyleri taşır.
Enginar cynarin içerdiği için karaciğer ve safra kesesinde biriken nikotin, alkol ve yağın vücuttan atılımını sağlar. Ayrıca vücuttaki amonyak ve kolestrolü azaltır.
Bol A ve B vitamini içerdiğinden atardamar kireçlenmesini önlemekte ve safra kesesi rahatsızlıklarını gidermektedir. Bunun dışında cinsel gücü artırıcı, ateş düşürücü, vücudu kuvvetlendirici ve iştah açıcıdır. Romatizma, ishal, sarılık hastalıklarına ve sinirlere iyi gelir.
Elma, gülgiller familyasından kültürü yapılan bir meyve türüdür.
Eski Türkçe’de “alma” diye bilinen adının, meyvenin rengi olan “al” (kırmızı)’dan geldiği bilinmektedir. Elmanın ilk olarak Kuzey Anadolu’da, Güney Kafkaslar, Rusya’nın güneybatısında kalan bölgeler ve Orta Asya (Kazakistan’ın doğusu) dolaylarında ortaya çıktığı sanılmaktadır. Tür, bütün dünyaya Orta Asya’dan yayılmıştır. Besin değeri çok yüksek olan bir meyvesi vardır. Tarih boyunca kültür çalışmalarıyla 1000 farklı elma çeşidi üretildiği tahmin edilmektedir.
Elma Çiğ olarak yenildiği gibi marmelâdı, kompostosu, ezmesi yapılır; şekerlemelerde, pastalarda kullanılır; ayrıca, şarap, rakı, sirke de yapılır. Elmada potasyum, kalsiyum, demir, fosfor vardır. B1, B2, C vitaminleri de boldur. Bazı elmaların kabuğu soymaya hacet bırakmayacak kadar incedir; elmanın vitamini de kabuklarında daha bol olduğu olduğu için, midesi sağlam olanlara elmayı kabuğu ile yemelerini tavsiye ederler. Elma kabukları kaynatılarak idrar söktürücü olarak da içilebilir. Elma ince bağırsakların salgısını artırdığı, böylece sindirimi kolaylaştırdığı için, kabızlık çekenlere iyi gelir. İştahsızlıklarda, mide, bağırsak tembelliklerinde elmanın faydası vardır. Elma kabuğu kaynatılıp suyu içilirse romatizmaya, damla hastalığına da faydalı olabilir.
Elmada potasyum, kalsiyum, demir, fosfor vardır. Ayrıca, bol vitamin bulunduğu için besleyici, kuvvetli bir meyvadır.
Yurdumuzda elmanın birçok çeşitleri yetişir, başlıcaları şunlardır:
Amasya Elması. — Misket elması da denir. İnce kabuklu, kokulu, iri cins sert bir elmadır. Rengi kırmızı, biçimi yuvarlaktır. Eylülde olgunlaşır, dayanıklıdır, kışa kolayca saklanır.
Ferik Elması. — Sulu, gevrek, dayanıklı bir elmadır. Biçimi uzunca, rengi sarımtırak pembedir. Eylülde olgunlaşır.
Malatya Elması. — Ağustosta olgunlaşır, yumuşaktır, çok dayanmaz.
Gelin Elması. — Daha çok Tokat” ta yetişir. Yuvarlak, koyu pembedir. Eylül ortalarında olgunlaşır.
Kış Elması. — En çok Sinop dolaylarında yetişir. Dayanıklı, tatlı bir elmadır. Biçimi uzunca, rengi kırmızımtıraktır. Ekimde olgunlaşır.
Kırşehir Gök Elması. — Ufak, mayhoş bir elmadır, rengi morum-turaktır, temmuz sonlarına doğru olgunlaşır.
Gümüşane Elması. — İri, kırmızı bir elmadır. Sarımtırak pembedir, mayhoşçadır. Temmuz sonlarında olgunlaşır.
Ekşi Elma. — Sivas dolaylarında yetişen cinsi iri, koyu kırmızıdır; sö-
ğüt elması ise yeşil, sivridir, temmuzda olgunlaşır.
Tavşanbaşı Elması. — İri, sivri bir elmadır. Rengi sarı üzerine pembe beneklidir. Dayanıklıdır, kışa kolay saklanır.
Ejderha Meyvesi diğer bir adıyla pipatya; dragon Meyvesi (dragon fruit) olarak da adlandırılır. Pitaya olarak bilinir. Pitaya, bilimsel anlamda Hylocereus cinsi çeşitli kaktüs türlerinin (tatlı pitaya) olarak adlandırılan meyvesidir. En önemlisi ve yaygın olanı da Hylocereus cinsinden olanlardır. Ancak bu cinsin yanında dünyada çeşitli halklarca Stenocereus (ekşi pitaya) cinsinden kaktüs türlerinin meyvesi de bu adla bilinmekte ve çeşitli ülkelerde bu türün meyveleride kültür olarak yetiştirilmektedir.Dahası bir kısım bilim insanları Hylocereus cinsinin bağımsız bir cins olarak değil,Stenocereus ailesi içerisinde göstermektedir. Buna ilaveten Perulularca cinsi nadir bulunan Peru elma kaktüsü, da pitaya adıyla tanınmaktadır.
Erik, gülgiller familyasından Prunus cinsinden meyvesi yenen bazı ağaç türlerinin ortak adı.
Türkiye’de Doğu Anadolu’nun yüksek yayla mıntıkası ile, Güneydoğu Anadolu’nun kurak ve çok sıcak bir kısım yerleri hariç her tarafta yetişir.
Erkenci dönem can eriğini yaz ortalarında olgunlaşan Japon eriği (P. salicina) takip eder. Ağustosta olgunlaşmaya başlayan Avrupa eriği (P. domestica) ise ekim ayına kadar yenebilir. Farklı dönemlerde olgunlaşan eriğin, farklı biçim ve büyüklükteki meyvelerinin ince kabuğu, türlere göre yeşil, sarı, kırmızı ve mor renklerdedir. Türkiye’de en tanınmış erik çeşitleri can eriği, papaz eriği, mürdüm eriği ve tatlı üryani eriğidir.
Anavatanı Anadolu olan erikler, dünyanın değişik iklim bölgelerine göçler ve harpler sebebiyle adapte olmuşlardır. Kafkasya ve Hazar Deniz’i çevresinden dünyaya yayıldığı sanılmaktadır. Prunus institia adlı bir diğer erik türünün anavatanı ise Şam bölgesidir. Bütün dünyadaki erik çeşitlerinin sayısı, 2.000’den fazladır. Türkiye’de yetiştirilen çeşitlerin sayısı da 200’ün üstündedir.
Erikler olgunluk zamanlarına, kullanma şekillerine göre çeşitlere ayrılır. Türkiye Milli Bağ-Bahçe Komitesinin Türkiye’de yetiştirilmesini tavsiye ettiği çeşitler; Can, Santa Roja, Red Kennen, Climax, Formasa, Reine Claude Violette, Reine Claude Verte, President, Giant, Red Heart, Stanley, Köstendil, Karagöynük, Üryani, D’Agant’tır.
Erik ağaçları tür ve çeşitlerine göre iri boylu ağaçları teşkil ettikleri gibi, küçük boylu ağaçlar veya çalı şeklinde olanları da vardır.
Sert çekirdekli bir meyve ağacı olan eriğin iç kısmının sertleşmesiyle sert çekirdek kabuğu meydana gelir. Yenilen kısmı etli ve suludur. Meyveleri şekil, renk ve tat bakımından çok farklıdır. Tohumları (çekirdekleri) acıdır.
Erik çeşitleri, tohum teşekkülü bakımından kendine verimli, kendine kısmen verimli ve kendine kısır olarak üç grup altında toplanır. Kendine kısmen verimli çeşitlerden de iyi ürün alınabilmesi için, tohum teşekkülü çeşitlerine ihtiyaç vardır.
Erik ağacı çeşitli toprak tipinde yetişmekle beraber en iyi olarak besin maddelerince zengin, humuslu, sıcak, yeteri kadar nemli, orta derin ve derin topraklarda iyi yetişir. Kültür erik çeşitleri çelik ve aşıyla üretilir. Fidanlıklarda en çok durgun göz aşısı kullanılır. Kültür erik çeşitleri için muhtelif erik türleri, şeftali, kayısı ve badem anaç olarak kullanılabilir.
Meyvelerinde şekerler, pektin ve organik asitler vardır. Meyve olarak yenir. Kurutularak hoşaf ve çeşitli yörelerde değişik pestil yapımında kullanılır.
Erik bol miktarda B vitaminleri içermektedir, ayrıca potasyum ve magnezyum minerali açısından da zengin bir meyvedir. 100 gr taze erik; 66 kalori, 17.8 gr karbonhidrat, 299 mg potasyum, 17 mg fosfor, 2 mg sodyum, 18 mg potasyum, 0.5 mg demir, 0.4 mg lif içermektedir. Ayrıca A, B1, B2, B3, B6, C, E vitamininide içermektedir. Yaz meyvesidir.
Ebegümeci büyük ağaçların altında serin, nemli yerlerde, su kıyılarında kendiliğinden yetişen bir bitkidir, tohumundan bahçelerde de üretilebilir. Ebegümecinin yaprakları sebze gibi pişirilir; bamya ile karıştırılarak pişirildiği gibi, ayrıca, çiğ olarak salatası da yapılır. Mayıstan eylüle kadar bütün yaz ebegümeci toplanabilir. Mora çalan pembe çiçekleri ancak mayıstan ağustosa kadar açar. , Ebegümeci sindirimi kolay, hafif bir sebzedir. Besleyici değeri pek yoksa da C vitamini bakımından oldukça zengindir.
Ebegümeci eskiden hekimlikte ilâç olarak çok kullanılırdı. Bugün de ev ilâçları arasında önemli bir yeri vardır. Kurutulmuş çiçekleri, kökleri kaynatılarak yapılan suyu göğsü yumuşatır, öksürüğü keser, mideyi düzeltir, kusmaları önler, ateşi düşürür. Bu suyla boğaz gargaraları yapılabileceği gibi, lâvmanda da kullanılır.
Ebegümecinin karagöz ebegümeci denilen cinsi daha lezzetlidir, yemekler çoğunlukla bundan yapılır.
Ekmek ağacı, ana vatanı Hint Okyanusu’nun doğusu ve Büyük Okyanus’un batısındaki adalar olan bir ağaçtır ve diğer tropik bölgelerde de yaygın olarak dikilmiştir. Dutgiller (Moraceae) familyasına dahil Artocarpus cinsinin bir üyesi olan bu bitkinin nişastaca zengin meyvesi, bitkinin yetiştirildiği tropik bölgelerin pek çoğu için başlıca gıda unsurudur.
Batı dünyasından biri tarafından ekmek ağacının ilk kez toplanması ve dağıtılması, 18. yüzyılın sonlarına doğru, Karayipler’deki Britanya kölelerine ucuz ve yüksek enerjili bir besin kaynağı bulmak üzere yola çıkan ve bitki örnekleri toplayan HMS Bounty’nin kaptanı Teğmen William Bligh ile olmuştur.