Teravih Namazı nedir, Teravih Namazı kaç rekat kılınır (Teravih namazı kaç rekat diyanet) Teravih Namazı farz mıdır ve Teravih Namazı nasıl kılınır? İşte Teravih Namazı hakkında tüm detaylar…
Teravih Namazı; Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan terâvih, dinî bir kavram olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaza verilen isimdir. Bu namazın her dört rek’atinin sonunda bir miktar oturulup dinlenmek müstehaptır. Yani Teravih namazı her dört rekatın sonunda oturulup biraz dinlenildiği için, bu adı almıştır.
Terâvih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Teravih, orucun sünneti değil, vaktin sünnetidir. Ramazan gecelerini ihya etmek için kılınan Teravih namazı, Kur’an’da zikredilmemektedir. Fakat hakkında çok sayıda hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hureyre’nin naklettiği bir hadise göre Resulullah (s.a.s), Ramazan gecelerini ihya etmeyi teşvik etmiş, fakat bunu kesin olarak emretmemiştir. Bu konuda;
Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allâh’tan bekleyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuşlardır (Buhârî, Salâtü’t-Terâvih, 1; Müslim, Müsâfirîn, 174).
Teravih namazı cemaatle kılınabilir mi?
Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde, terâvih namazının cemaatle kılınması sünnettir. Hz. Peygamber terâvih namazını iki defa cemaatle kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Terâvih, 1; Müslim, Müsâfirîn, 177). Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağını düşünmüş ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın bir vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “ne güzel bir adet oldu” diyerek sevincini belirtmiştir (Muvatta, 84, H. No: 245). Hz. Ali de, “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allâh da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın” duası ile memnuniyetini açığa vurmuştur.
Teravih namazı kaç rekattır?
Hz. Peygamber’in kıldırmış olduğu teravih namazlarının kaç rekat olduğu konusunda bir rivayet bulunmamaktadır. Bu konuda Hz. Ömer’in teravihi cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden ve Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber’in Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:
Rasulullah’ın Ramazandaki gece namazları sorulduğunda, Hz. Aişe, “Rasulullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rekattan fazla (nafile namaz) kılmamıştır.” karşılığını vermiştir (Muvatta, 88, H. No: 261). Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Muvatta, 88, H. No: 262; Müslim, I/508-510). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Aişe’nin, Allâh’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rekat namaz kıldığını belirtmesi, onun devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’an-ı Kerim’de de, “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye değer bir makama gönderir.” buyurulmaktadır (İsra 17/79). Bundan da anlaşılmaktadır ki, bu soru, Ramazan ayında Hz. Peygamber’in diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulmuştur; terâvih namazı ile ilişkisi yoktur. Hz. Aişe’den rivayet edilen, “Rasulullah (a.s) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı…” hadisi (Buharî, Fadlu Leyleti’l-Kadir 5; Müslim, î’tikâf 8). bu görüşümüzü desteklemektedir. Diğer yandan, bu hadisin terâvihin meşru kılınmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekatları konusunda iki rivayet vardır; yirmi rekat, on bir rekat (Muvatta, 85-86 (H. No: 248, 249, 250); İbn Ebî Şeybe, Musannef, II/163-164). Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı rivayetler; ünlü hadis bilgini Nevevî ve Buhârî şârihi Bedreddin Aynî tarafından, on bir rekatla ilgili rivayetin Hz. Ömer’in halifeliğinin ilk döneminde kılınan teravih namazlarıyla ilgili olduğu, sonra teravihin yirmi rekat olarak yerleştiği ve günümüze kadar da böyle devam ettiği şeklinde açıklanmıştır (İbn Humam, Fethu’l-Kadir, I/334; Aynî, V/357; Neylü’l-Evtâr, III/61).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rekat olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve alimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır.
Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih namazı nasıl kılınmalıdır?
Terâvih namazını iki rek’atte bir selam vererek ve dört rek’atin sonunda biraz dinlenerek kılınması müstehabdır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallâh demek) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.
Terâvih namazını kıldıran imam, okuyuşu uzatarak cemaati bıktırıp dağıtmamalı; çabuk kıldırarak namaza noksanlık getirmemelidir. Teravih namazında da diğer namazlarda olduğu gibi, kıraatin gereği gibi yapılmasına ve ta’dil-i erkana riayet edilmesine özen gösterilmelidir.
Oruç tutmayan kimse teravih namazı kılabilir mi?
Teravih namazı Ramazan ayının bir sünnetidir, oruçla ilişkisi yoktur. Bu nedenle, oruç tutmayanlar da teravih namazı kılabilirler.
TERAVİH NAMAZININ HER DÖRT REK’ATI ARASINDA GETİRİLEN SALAVAT-I ŞERİFE VEYA ZİKİR SÜNNET MİDİR?
Teravih namazının her dört rek’atı aarasında getirilen salavat-ı şerife veya başka zikir hakkında bir şey varid olmamıştır.
Peygamberin ve Hulefa-yı Raşidin zamanında böyle bir şey yoktur. Ancak teravih namazı çok uzatıldığı için her dört rek’at arasında istirahat ediliyordu. Bununla beraber söz konusu olan salavat ile zikri, teravih’in sünneti saymaksızın söylemek her zamanda olduğu gibi sünnettir.