Allahın’ın isimleri anlamları (Allah’ın isimleri 99 ve anlamları) bu sayfada derledik. Allah’ın 99 ismi hangileridir? Hangisi ne anlama geliyor. Allahın 99 ismi sırasıyla ne anlama geldiğini sahih kitaplardan anlaşılır bir şekilde ele aldık. İşte Allah’ın güzel isimleri (Esmaül Hüsna) Esmaül Hüsna ilahisi, Esmaül Hüsna anlamları ve Esmaül Hüsna video‘su…
ESMÂÜ’L-HÜSNA (ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ)
Yaşadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer âlemdir. Bütün bu âlemler bir ahenk içindedirler. Bu, Allah’ın Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir.
Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardâki yücelik, ahlâk, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur.
Gerek Kur’ân-ı Kerîm’de gerek hâdis-i şeriflerde gecen birçok güzel ismi vardır. Aslında bu isimleri iki grupta ele almak mümkündür:
a) Hak Teâlâ’nın zatına mahsus bir özel isim olan ‘Allah’ lâfz-ı şerifi Ondan başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime onun yerini tutamaz.
b) Allahu Teâlâ’nın ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Ayet ve Hadislerde Cenâb-ı Hakk’ın pekçok güzel isminden bahsedilir. Bunlardan her biri O’nun sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman, Rahîm, Âlîm, Hâlik vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Meselâ, Hâlik ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah hakkındaki inancı, O’nun zâtının mukâddes olduğu, diğer zat ve eşyâyâ benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır. Allah kendisini Esmâü’l-Hüsnâ en güzel isimler ile isimlendirmiştir (el-A ‚râf, 7/180; el-Isrâ, 17/1 10; Tâhâ, 20/7; el-Haşr, 59/24). Doksan dokuz adet olan bu isimlerin basında ‘Allah gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla ‘Allah’ isminin yerini alamaz. Bu nedenle, Islâm’a girecek kişi, ‘Lâ ilâhe Illâllah’ der; ‘Lâ ilâhe illarahman’ demez. Namaza başlarken, ‘Allahü Ekber’der; ‘Rahman Ekber’ diyemez. Allahu Teâlâ’nın bütün isimleri güzeldir. Kur’an-ı Kerîm’de, ‘Allah’ın güzel isimleri vardır. O halde Allah’a o güzel isimlerle dua edin’ (el-A’râf, 7/180);
‘De ki: ‘Ister Allah deyip dua edin, ister Rahman deyip dua edin; hangisi ile dua ederseniz edin, onun güzel isimleri vardır ‘ (el-Isrâ, 1 7/110) buyurulmuştur
Peygamber efendimiz de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: ‘Allahu Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah tektir ve tek olmayı sever’ (Buhârî, Daavât, 68). Allahu Teâlâ’nın isimleri doksandokuz isimden ibaret değildir. O’nun ayet ve Hadislerde gecen başka isimleri de vardır. Yalnız Tirmizî ve Ibn Mâce’de geçen bir hadiste bu doksandokuz isim teker teker sayılmıştır.
İŞTE ALLAH’IN 99 İSMİ VE ANLAMLARI
1 – ALLAH : Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan yüce Allah’ın zatının, başka hiçbir varlığa verilemeyen ismidir. Yani O’nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin.’ (Araf,180)
Kur’an’daki Esma’ül Hüsna’dan ilk inen isimdir. Çünkü ilk inen ayet besmeledir. Allah’ın doksan dokuz isminin en büyüğüdür.
Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor:
Resulullah (sav) buyurdular ki: ‘Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever.’
Esmâ’ül Hüsna’nın bütün anlamını içinde toplar. Yüce Yaratıcı’nın diğer bütün isimlerini kapsar. Bu yüzden el-Esmau’l-hüsna olarak bilinen bütün isim ve sıfatlar bu ada yandırılır. Bu nedenle ‘Rahman, Rahim, Aziz, Gaffar, Kahir Allah’ın adlarındandır deriz. ‘ Ama Allah, Rahman’ın adlarındandır’ demeyiz.
Allah isimi Kur’an’da 2697 yerde geçmektedir.
2 – ER RAHMÂN: Bütün Yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden (Esirgeyen, bütün canlılara nimet veren) anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizden sor: Biz, Rahmanın dışında tapılacak birtakım ilahlar kıldıkmı?’ (Zuhruf, 45)
Bu sıfat dünyada hem müminlere ve hem de kafirlere şamildir. Çünkü Allah dünyada mümine ve kafire rızık veriyor, hiç birisini ayırt etmiyor.
Rızıkları, ihtiyaçları ve her türlü iyilikleri ihsan husunda rahmetini mahlukatından hiç esirgemeyen anlamında olan Rahman, Rahim isminden daha geniş kapsamlı bir mana ifade eder.
Yüce Allah bir kudsi hadiste şöyle buyurur: ‘Rahmetim gadabımı geçmiştir.’
3 – ER RAHİM: Çok merhamet eden, büyük nimetler veren yani Bağışlayıcı ve merhamet edici anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘O Rahmân’dır ve Rahim’dir’ (Fatiha, 3)
‘O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah’tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.’ (Haşr, 22)
Cennette bize cemalini Rahim sıfatının tecellisi ile gösterecektir. Bu muazzam isminden ve onun tecellisinden iman etmeyen ve imandan mahrum olarak bu dünyadan göçenler istifa edemiyeceklerdir. Besmelede ve Fatiha’da her zaman bu isimler sayesinde Cenab-ı Hak’tan rahmet ve merhamet istemekteyiz.
Kur’an-ı Kerim’in 115 ayetinde büyük çoğunluğu çok bağışlayıcı anlamına gelen ‘gafur’ sıfatı ile birlikte olmak üzere ‘rahim’ sıfatı kullanılmıştır. Bu da Cenab-ı Hakk’ın ne kadar bağışlayıcı ve merhametli olduğunu gösterir. Dört ayettede ‘erhamü’r-rahimin (merhametlilerin en merhametlisi)’ tamlaması kullanılmıştır.
4 – EL MELİK: Bütün Kainatın Tek Sahibi ve mutlak hükümdarı yani Herşeyin hakimi, bütün kâinatın hükümdarı manasına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘Hak melik olan Allah pek Yücedir, O’ndan başka İlah yoktur; Kerim olan Arş’ın Rabbidir.’ (Mü’minûn, 116)
Melik ismi, gerçek anlamda her yönüyle yalnız Allah içindir. Bu sıfat, Allah’ın diğer bütün kemâl sıfatlarının var olmasını zorunlu kılar.
Melik ya da malik olma, malik olunan şey üzerinde istenildiği biçimde tasarrufta bulunmayı gerektirir.
Bütün kainat Allah’ın mülküdür ve Allah mülkünde dilediği gibi tasarruf sahibidir.
İnsan yeryüzünde halife olduğu için, kendisine yeryüzü mülkü üzerinde izafi bir meliklik yetkisi tanınmıştır.
Herkesin belli bir tasarruf sahası vardır. Fakat bu tasarruf, hiç bir zaman mutlak değil, sınırlı ve Allah’ın tanıdığı alanda sadece bir emanettir.
Allah Teâlâ için insanların meliki denirken, O’nun insanlar üzerinde mutlak tasarruf sahibi olduğu anlatılmak istenir. Fakat şirk koşan insanlar, Allah’ın melikliğini yeryüzünde ve dolayısıyla insanlar üzerinde tasarruf sahibi olmak ve yeryüzündeki servetleri, yani mülkü diledikleri gibi kullanmak için gasbetmeğe çalışırlar.
5 – EL KUDDÛS: Hatadan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten pek uzak, pek temiz, yani Her türlü eksiklikten münezzeh, pek temiz anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah’ı tesbih eder.’
(Cuma,1 )
‘O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk kostuklarından çok yücedir.’ (Haşr, 23)
O, zatına yakışmayan her şeyden münezzeh, bütün vasıflarda en mükemmel, tahdid ve tasvire sığmayan, öğülmeye layık kemal, fazilet ve güzellik sıfatları kendinde olandır.
Kuddus ismi çok temiz ve çok pak manasına geliyor. O’nda hiç bir noksanlık bulmak mümkün değildir. Kullar hata yapma sıfatına haizdir. Fakat Mevla ise hata yapmaktan münezzehtir. Çirkin şeylerden uzaktır ve insanlarda beliren bütün beşeri sıfatlardan münezzehtir.
Allah’ın son derece aciz olarak yarattığı insanlar hata yapar, unutur, yanılır, gaflete düşerler. Aynı zamanda hem bedeni, hem ruhi yönden son derece eksiklik ve acz içindedirler. Ömürleri boyunca bedenlerine bakmak, yaşayabilmek için ona sürekli ihtimam göstermek zorundadırlar. Bedenlerini biraz fazla çalıştırsalar, birkaç gün uykusuz, bir gün susuz bıraksalar son derece aciz bir duruma düşmüş olurlar. Ancak herşeyin Yaratıcısı ve ‘en güzel isimlerin sahibi’ olan Allah elbette tüm eksikliklerden münezzehtir.
Müslüman daima Allah’ı yüceltmeli ve O’nu her türlü noksanlıktan tenzih etmelidir. Sonra da bütün haramlardan, mekruhlardan, şüpheli şeylerden ve yararsız mubahlardan kendisini arındırıp temizlemeli ve Mevla’sına ibadet etmekle meşgul olmalıdır. Kendisi için yararlı olan ilimleri öğrenmeye ve güzel ahlaki davranışlar kazanmaya çalışmalıdır. Beden ve ruhu arındırmanın yolu, Allah’ı tanımak ve yararlı ilimler öğrenip onunla amel etmektir.
6 – ES SELAM: Kullarını selamete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullarına selam veren yani Kullarına rahmet ve bereket ihsan eden, onları emin kılan anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.’ (Haşr,23)
Selâmette olan, selâmette kılan. ‘Selâm’ kelimesi Kur’anı Kerimde 33 defa geçer ama bunlardan yalnız bir tanesi (Haşr, 23) Allah’ın ismi olarak geçmektedir.
Resulullah buyuruyor:
‘Ey Allah’ım! Sen Selam’sın; Selâm yalnız sendedir. Ey ikram ve celâl sahibi olan! Sen ne yücesin.’
Selâm ismi, Yüce Allah’ın kemalatının tümünün isbatını ve noksan sıfatların tümünün O’ndan uzaklaştırmayı içermektedir. Bunun manası şöyledir: ‘Subhânallahi ve’l-Hamdu lillah.’ Bu tesbih, yüce Allah’ın Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır. Ve aynı şekilde ‘Lâ ilahe illalahu vallahu ekber’ de Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır.
Her doğan ölüyor, her yeşeren kuruyor, her yapılan yıkılıyor. Yaratılanların en değerlisi insan doğuyor, büyüyor, ihtiyarlıyor, hastalanıyor, acıkıyor, uyuyor ve ölüyor. ‘Selâm’ olan Rabbimiz bütün bunlardan salimdir. İslâm dinini indirerek selâmet yurdu olan Cennete davet eden, bu dünyada gönüller arasına köprü olan selâmı, nezaket kurallarını öğreten Rabbimiz Mü’minleri Cehennem azabından selâmette kılandır.
Allah’ın Selam sıfatı aynı zamanda cennete kabul ettiği kullarına selam vermesi anlamına da gelir.
Cenab-ı Hak:
‘Çok esirgeyen Rabb’dan onlara bir de sözlü ‘Selam’ (vardır)’ (Yasin,58)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. (Furkan,75)
şeklinde buyurarak cennete giren insanlara sözlü olarak selam vereceğini bildirir. Kuşkusuz Allah’ın selamı müminler için olabilecek en büyük müjdedir.
7 – EL MÜ’MİN: Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanları koruyup rahatlatan yani Güven veren, vaadine güvenilen. Mahlukatı zulümden ve tehlikelerden koruyan. Ahirette müminleri azabtan emin kılan. Peygamberleri mücizelerle tasdik eden. Gönüllere iman veren, kendisine güvenenlere emniyet sağlayan ve ferahlık bahşeden anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam’ır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.’ (Haşr,23)
Bunun kısaca manası inanan demektir. Fakat bu mana biz kullar içindir. Allah için olan mana yukarıdaki manadır. Mümin ismi kulun en seçkin ve en şümullu ismidir. Cenab-ı Hak kulunu o kadar seviyor ki, kendine mahsus olan özel ismi kuluna vermiştir. Tam anlamıyla müminlik sıfatlarını taşıyan insan için dünyada ve ahirette sıkıntı yoktur. Sırat köprüsünden geçerken, cehennem seslenerek: ‘Geç ey mümin, zira senin nurun benim narımı söndürüyor.’ diyecek. Müminin derecesi bu kadar yüksek olacaktır.
Allah, kıyamet günü azap gören mü’minleri cehennemden çıkardıktan sonra onlara derki:
‘Mü’min benim, sizler de mü’minlersiniz’
8 – EL MÜHEYMİN: Gözeten ve Koruyan yani Gözetici ve koruyucu anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selamdır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.’ (Haşr,23)
Görüp gözeten, her şeye şahid olan koruyan ve bekçilik eden de O’dur.
Müheymin kelimesinin aslı ‘Müeymin’dir. Kolaylık için kelimedeki hemze harfi ‘ha’ harfine dönüştürülmüştür. Arap dilinde bu tür dönüşümler vardır.
Müheymin, doğrulayıcı, tasdik edici ve güvenilir anlamındadır. Kur’an, kendisinden önceki kitapları doğrulayan bir kitaptır.
Tüm evrenin kusursuz bir düzen içerisinde var olmasını sağlayan fizik yasaları, onları meydana getiren Allah’ın, kulları üzerindeki İlahi korumasına da en güzel delilleri oluştururlar.
9 – EL AZÎZ: Mağlup edilmesi mümkün olmayan galip yani İzzet, azamet sahibi; her işte galip anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘..O, üstün ve güçlü olandir, hüküm ve hikmet sahibidir.’ (İbrahim,4)
Kur’an-ı Kerim’de doksanbir yerde geçmektedir. Fakat hiç bir yerde tek başına zikredilmemiş; daima Esma-i Hüsna’dan diğer bir isimle beraber varid olmuştur.
Allah’ın ‘Aziz’ sıfatı, O’nun hiçbir zaman mağlup edilemeyeceğini, her zaman galip olanın Kendisi olduğunu ifade eder. Allah kainatta mutlak kuvvet sahibidir ve O’ndan üstün hiçbir güç yoktur.
O hiç bir şekilde ve surette asla yenilgiye uğramayan, her şeye gücü yetendir.
O, haksızlık yapılamayacak kadar güçlüdür.
O en üstündür, en yücedir, şeref ve izzet sahibidir.
10 –EL CEBBÂR: Eksikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırmaya müktedir olan yani Dilediğini cebir yoluyla yapan, kayıtsız şartsız herkese cebredecek güçte olan, hiç kimse tarafından kendisine cebir olunamayan anlamına gelir.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
‘O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam’dır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.’
(Haşr, 23)
Hüküm sahibi Allah’tır. O ne derse olur, muradı yerine gelir. Bir hadis-i kudsisinde ”Ey kulum, sen murad edersin ben de ederim, Fakat senin muradın olmaz, benim muradım olur.’ buyurmuştur.
ESMAÜL HÜSNA DiNLE
Allah’ın İsimleri anlamları (Esma-ül Hüsna) Sır ve Faziletlerinin devamını görmek ve okumak için aşağıdan 2.Sayfayı Tıklayınız…